Mehmet İREN
Oluşturulma Tarihi: Aralık 15, 2014 01:07
Brezilyalı karikatürist Carlos Latuff, Türkiye’de yaşamamanın da avantajıyla ülke politikalarına oldukça sert eleştiriler getiriyor. Bizi neden ve nasıl bu kadar ilgiyle takip ettiğini doğrudan kendisine sorduk.
Dünyanın tamamında olan bitene hâkim görünüyorsun. Gündemini nasıl seçiyorsun?
- Değişiyor. Bazen haberleri okuyarak, bazen okurların tavsiyeleriyle, bazen kişisel olarak ilgi alanıma giren bir şeye denk gelmemle.
Karikatürlerini bir kenara koyarsak senin hakkında az şey biliyoruz...
- Açıkçası özel hayatım pek ilginç değil. Son derece sıradan bir insanım. Üniversite diplomam yok. Trenlerden ve demiryollarından hoşlanıyorum. Anaokulundan beri karikatür çiziyorum. Ama bana soracak olursan bunların hiçbiri çok da önemli şeyler değil.
Hong Kong’daki hükümet karşıtı gösteriler de çizerin konuları arasındaydı.
Sık sık Türkiye hakkında çiziyorsun. Türkiye politikasını nasıl bu kadar yakın takip ediyorsun?
- Ortadoğu benim özel ilgi alanım. Türkiye de bölgede İsrail ve ABD’nin müttefiki olan bir ülke olarak ayrıca ilgimi çekiyor. Ancak bu böyle olmasaydı bile yine de ülkenizle ilgilenirdim. Çünkü lideriniz başlıbaşına bir karikatür. Bazı insanları karikatürize etmek zordur.
Tayyip Erdoğan onlardan biri değil. Onu çizmek çok kolay. Bolca da malzeme veriyor. Uçakta bile verdikleri torbanın arkasına onu çizmiştim... Aslında bir gün onunla tanışıp kendisine şahsi ilham perim olduğunu söylemek istiyorum.
Brezilyalı karikatürist Carlos Latuff.
MAHKEMELERİNİZİ GÖRMESEM DE OLUR
Türkiye’yi daha önce ziyaret ettin. Dışarıdan göründüğünden farklı mı?
- Çok değil. İstanbul’da 15 gün kaldım. Turizm için güzel bir adres. Ama orada yaşamak ister miydim? Hiç sanmıyorum. Sonuçta bir polis devleti. İstanbul’da yaşayıp, Erdoğan hakkında şu anda çizdiklerimi çizmeye kalksam başıma neler gelirdi düşünmek bile istemiyorum. Türk mahkemeleri ve hapishanelerini o kadar da merak etmiyorum. Türkiye farklı düşünenler, ifade özgürlüğüne inananlar için yaşanacak ideal ülke gibi görünmüyor.
Yılın bir başka büyük olayı: Ferguson.
Filistin’le ilgili görüşlerin nedeniyle antisemitizmle suçlanmıştın. Bu olduğunda ne hissettin?
- Hâlâ suçlanıyorum. Açıkçası artık bunlar çok da umrumda değil. Eskiden böyle şeyleri çok kafaya takardım. Ama zamanla Filistin’le ilgili bir şey söyleyen herkesi ‘Yahudi düşmanı’ olarak adlandırmanın çok eski bir strateji olduğunu fark ettim. Roger Waters, Noam Chomsky ve Norman Finkelstein’a da ‘Yahudi düşmanı’ demişlerdi.
Ünlü karikatüristin gündeminde bu hafta Mısır ve Hüsnü Mübarek’in beraat etmesi vardı.
İfade özgürlüğü sık sık insanların hassasiyetleriyle karşı karşıya geliyor. Sence söylenebileceklerin bir sınırı olmalı mı?- Bence sağduyu iyi bir referans noktası. Hz. Muhammed’i intihar bombacısı olarak çizmek çok da iyi bir fikir değil. Ancak nerede olduğunuza bağlı olarak net bir politik eleştiri bile ‘birilerini tahrik etmekle’ itham edilebiliyor. Örneğin ben Benjamin Netanyahu’nun bir karikatürünü çizdiğim için bir organizasyon tarafından ‘Dünyanın en antisemitist insanı’ seçildim.
IŞİD de Latuff’un favori başlıklarından.
Filistin meselesini çizen başka isimler de var. Örneğin Joe Sacco. Onun işlerini nasıl buluyorsun?
Joe Sacco illüstrasyonu detaylı bir gazetecilik örneği sergilemek için kullanıyor. Hem yaklaşımını hem de tekniğini dâhiyane buluyorum. Umarım dünyadan özellikle de Batı’dan daha çok çizer bu tip ağır konulara el atacak cesareti kendisinde bulur.
İkiyüzlü...
“Erdoğan, Filistin konusunda bildiğiniz ikiyüzlü. Kitlesini Filistin hakkında ucuz retorikler kullanarak dalgalandırması oldukça alışılmış bir durum. Mavi Marmara olayında epey sinirli açıklamalar yapmıştı. Ama bunların hepsi mizansendi çünkü sonrasında İsrail ile diplomatik ve ticari ilişkilerini kesemediğini gördük. Son Gazze saldırısında da yine Filistin’in yanında olduğuna dair açıklamaları vardı ancak diğer yandan da İsrail’le alışveriş yapmaya devam etti.”