Güncelleme Tarihi:
Havalarla birlikte suyun da ısınmasıyla balıklar, balıkların arkasında yunuslar, Karadeniz’in açıklarına, daha serin sulara doğru göçe başladı. Ne şanslıyız ki hepsinin de yolu Boğaz’dan geçiyor. Yani bir evlat kadar sevilesi sevimlilikteki yunusları izlemenin tam zamanı. Boğaz’ın her noktasında onlarla karşılaşmak mümkün. Ülkemiz sularında 12 farklı yunus ve balina yaşıyor. Bunlardan afalina, tırtak ve mutur türleri İstanbul Boğazı’nda görülebiliyor. Deniz Memelileri Araştırma Derneği’nden Dr. Aylin Akkaya’nın verdiği bilgilere göre Ahırkapı, Sarayburnu, Çengelköy, Kanlıca, Beykoz, Anadolukavağı, Sarıyer, Garipçe, Rumelifeneri yunusları görme ihtimalinin en yüksek olduğu yerler. Ayrıca dernek maddi imkânı olmayan çocukları Boğaz’da gözleme çıkarıyor (www.dmad.org.tr). Yunus gözlemi yapanlar çektikleri fotoğrafları yer ve saat bilgisiyle yunusların kimliklendirilmesi için cetazoom.org adresine bildirerek fotoğrafını çektikleri yunusa isim de verebilir.
ÇOCUKLAR SEVİYOR, BÜYÜKLER KURŞUNLUYOR
“Zonguldak’ta 6 yunusu balıkçılar kurşunladı”, “Amasra Limanı’nda ölü yunuslar”, “Bartın’da yunus başına vurularak öldürüldü”... Bunlar son bir haftada art arda gelen haberler. Yunuslara karşı bir vahşettir gidiyor. Bu vahşetin bahanesi ise yunusların ağlara takılması, balıkları yemesi... Ama bence onların son derece neşeli, biz insanların ise neşesiz olmasının da etkisi var bunda. Zira mantıkla çok izah edilecek gibi değil durum.
Denizlerdeki balıkları tüketen yunuslar değil biz insanlarız. Bir yunus ağırlığının en fazla yüzde 5’i kadar balık tüketiyor. Buradan hareketle yunusların yedikleri 8-10 kiloya geçmiyor. Buna karşın aşırı avlanma nedeniyle balık stokları hızla tükeniyor. Örneğin Ecowatch’ın geçen günlerde yayımladığı rapora göre sardalya stoklarının yüzde 95’ini kurutmuş bulunuyoruz.
Denizlerimizde de durum pek iç açıcı değil. Dr. Aylin Akkaya son yıllarda ölen birçok yunusun midesinin bomboş olduğunun görüldüğünü belirterek, Akkaya son 30 yıl içinde yunusların sayısının yüzde 50’ye yakın bir oranda azaldığına dikkat çekiyor: “Yunuslar artık aç ölüyor ya da açlıktan ölüyor” diyor. Midesinden plastik çıkan yunusların sayısının da günden güne arttığına dikkat çeken Akkaya, “Onlar ne kadar mutlu, suyun üzerinde oyunlar oynuyorsa denizlerimiz de o kadar sağlıklıdır demektir. Onları korumak denizlerimizi korumaktır” diye anlatıyor.
ZARAFET TİMSALİ
Tırtak (Delphinus delphis)
Sık sık gemilerle yarış eden tırtaklar daha çok açık denizleri tercih etseler de Boğaz’da ilkbahar ve sonbaharda sıkça rastlanıyor. 30 yıl civarında yaşayan tırtaklar 2.5 metreye kadar büyüp 100 kilo ağırlğa ulaşabilse de en zarif görünümlü yunus olarak biliniyor. Mönüsünde hamsi, istavrit, sardalya, izmarit, mürekkep balığı bulunuyor. 280 metreye kadar dalabilen tırtaklar, sekiz dakikaya kadar su altında kalabilir.
EN ÇOK TUTSAK EDİLENİ
Afalina (Tursiops truncatus)
Dünyada en çok tutsak edilen yunus türü. Daha çok mezgit, kefal, barbunya, lüfer, istavrit gibi balıklarla, karidesle besleniyor. Boğaz’da görülme oranı azalyor olsa da yıl boyunca varlar. Boyu 3.5 metreye kadar çıkabilen afalinaların günlük ortalama balık tüketimi 10 kilo kadar. Her yıl yaklaşık 3 bin kadarı kalkan avcılığı nedeniyle dip ağlarına takılarak ölüyor. Saatte 40 km. hız yapabiliyor. 45 birey İstanbul’da Boğaz civarında yerleşik yaşıyor.
EN KÜÇÜK EN YARAMAZ
Mutur (Phocoena phocoena)
Boğaz’ın en küçük yunusu olmakla birlikte üçgen ve küçük sırt yüzgeci nedeniyle fark edilmesi en zor tür bu. Özellikle diğer yunuslar yani afalina ve tırtaklar ortalarda olmadığında inanılmaz yaramaz ve oyuncu oluyorlar. 200 metreye kadar dalabilmelerine karşın sığ kıyı sularında avlanmayı seviyorlar. Bu nedenle balıkçılarla başları en fazla derde giren de bu tür. Çok hızlı yüzücüler, hızları saatte 55 kilometreye ulaşabiliyor.