Güncelleme Tarihi:
Ming Wong (42) Berlin’de yaşayan Singapurlu bir sanatçı. Berlin, Doğu Asya ve Los Angeles arasında mekik dokuyarak işlerini sergiliyor. Birkaç senedir üzerinde çalıştığı ve giderek geliştirdiği projesi Bülent Wongsoy’a dair sergi (Biji Diva) geçen günlerde Berlin’de sergilendi. Wongsoy, Bülent Ersoy’un kılığına giriyor, onun şarkılarını söylüyor, aynı albümleri kendi imzasıyla üretiyor… Kim mi Bülent Wongsoy? Sanatçı Ming Wong’un kendi sözleriyle ‘Diva’nın kızkardeşi’… Peki neden Türkiye’nin divasının kızkardeşi Singapur’dan çıktı? Bülent Wongsoy’un enteresan hikâyesini sanatçı Ming Wong anlattı.
Singapur kökenlisiniz; Almanya’da yaşıyorsunuz. Bunca sanatçı içinde Bülent Ersoy’u nasıl keşfettiniz? Neden onu taklit etmeye karar verdiniz?
Bülent Ersoy’u altı yıl önce Berlin’e taşındığımda tanıdım. Kreuzberg semtinde yaşıyorum ve arkadaşlarımla komşularımın çoğu Türk. Bu yüzden de Türkiye kültürüyle ilgilenmeye başladım. Türk sanatçı arkadaşlarım beni Zeki Müren ve Bülent Ersoy’un müziğiyle tanıştırdı. Ersoy’un hayat hikâyesi bana ilham verdi. Olmak istediği insana dönüşmek için hayat boyu çok zorluğa göğüs germiş. Hâlâ da enteresan bir kişilik, hep tartışmaların odağında.
Peki Bülent Wongsoy kim o halde?
Bülent Wongsoy, Bülent Ersoy’un Çinli-Asyalı kız kardeşi. Başka bir ülke ve kültürden de gelse, Wongsoy Türk ablasına hayran; ona büyük saygı duyuyor. Bir gün onun gibi olmak istiyor.
Yetenekli mi peki? Sesi güzel mi? Karizmatik mi?
Elbette Ersoy kadar yetenekli değil. Ama Türkçe şarkı söylemek için elinden geleni yapıyor. Hayali bir gün Bülent Ersoy’a gerçekten benzeyebilmek.
Bizzat çektiğiniz fotoğraflar arasında Maksim Gazinosu’nu gördüm. Maksim’in şaşalı günlerinden haberiniz var mı?
2010’da İstanbul’u ziyaret ettiğimde bir zamanlar Maksim olan o otoparkı gördüm. Bütün ünlü şarkıcılar orada çıkarmış meğer. Bugün yıkılmış olması beni çok üzdü.
Bülent Wongsoy’un fotoğraflarının sergilendiği galerinin girişinde gökkuşağı şeklinde bir tak bulunuyor. ‘Gökkuşağının altından geçenin cinsiyet değiştirmesi’ inanışına Türkiye’de de rastlanır. Haberiniz var mıydı bundan?
Her kültürde gökkuşağı ayrı bir anlama gelebiliyor ama evet, Türk arkadaşlarım anlatmıştı. Gökkuşağının altından geçenin cinsiyetinin değişeceğine inanılırmış. Bunu çok eğlenceli ve ilgi çekici buldum. Gökkuşağı barış ve farklılıkları da anlatır. Bu yüzden onu yeni umutların ve yeni imkanların simgesi olarak da görebiliriz.
Bülent Wongsoy, Gezi Parkı’ndaki ‘Kırmızılı Kadın’ kılığına da girmiş. Polisin sıktığı biber gazına maruz kalıyor.
Hem Berlin hem İstanbul’da çok Türk arkadaşım olduğundan, geçen sene Gezi protestolarıyla başlayan olayları çok yakından takip ettim. Türkler’e desteğimi ve sevgimi göstermek için de Bülent Wongsoy’u bir süperkahraman haline getirdim. Wongsoy’un biber gazını saç spreyi haline çevirme gücü var. İyi mizah ve güzellik, baskı ve umutsuzluğa karşı etkili silahlar. Sanatçının görevi de bunları sağlamak.
Bülent Wongsoy’la geleceğe dair planlarınız var mı?
Bülent Ersoy’u ve harika müziğini tutkuyla seviyorum. O kadar ki Singapur’daki anneme ‘Biz Ayrılamayız’ı söylemeyi öğrettim. Bazen beraber ‘okuyoruz.’ Hayalim ileride bir gün Bülent Wongsoy’un Türkiye’de konser vermesi.