Güncelleme Tarihi:
SİGARA İÇMESELERDİ İYİYDİ...
Kim?
Leyla Gediz
Ne yapıyor?
Son sergisini İstanbul’da oturduğu evin salonunda açtı, ‘open house’ konseptini Türk modern sanat çehresiyle tanıştırdı.
Ne diyor?
Sergimdeki çalışmaların tümü, evimizin konumu ve kodlarıyla ilişkiliydi. Galeri mekânlarından farklı olarak, bir ev her zaman daha sıcak ve davetkârdır. Ben de misafirlerimle tek tek ilgilenebileceğim için çok heyecanlıydım. Fakat sergimin -sokaktan geçenler dahil- herkese açık olması fikri kimisini şaşırttı. Diğer yandan, ben de fark etmeden evi biraz fazlaca boşaltıp galeriye çevirmişim. Bunu gören arkadaşlarım hayal kırıklıklarını dile getirdiler. Yavaş yavaş mobilyaları ve evi ev kılan şeyleri sergi alanına geri aldım. Bu müthiş deneyimin aklımda kalan tek olumsuz tarafı, misafirlerin salondan taşıp evin her köşesine yayılmalarına mâni olamamaktan duyduğum rahatsızlıktı. Maalesef insanların sigara içmek için açık alan arayışına girmeleri ve arka balkonu keşfetmeleri buna sebep olmuştu.
EVE İŞ GETİRDİN AMA AYIRMASINI DA BİL!
Kim?
Fem Güçlütürk
Ne yapıyor?
'Marka danışmanı’ kimliğini bir kenara koydu, bitkilerin dilini öğrendi. Bir bitki atölyesi olan ‘labofem’i kurdu. Evi hem atölye, hem dükkân. Kapısı bitkisever herkese açık.
Ne diyor?
Bitkisel hayat yaşayan biri için bitkilerden biri olmak ‘ev/atölye’nin en harika yanı. Gece çiçek açanına, sabah bebe verenine şahit olmak, yaşam-ölüm döngüsünü izlemek paha biçilmez. Ama tam da pişen fasulyenin kokusu evi sarmış, biz de ev kılıksızlığıyla esneyip terlikleri sürüyerek dolaşırken, çat kapı olmasa da çata yakın bir mesafeden arayıp “Gelebilir miyiz?” diyene karşı “Eee, tabii buyrun, ne alırdınız, sütlü mü olsun?” durumu zaman zaman zorlamıyor değil. Sol omuzdaki melek, “Bir bitkisever ve dost daha kazanıyorsun, sevin” derken, öbür omuzdaki de
“E AVM değilsin, bir saatte atölyeyi kapa, ev olduğunu unutma”, yani eve iş getirdin ama ayırmasını da bil diyor!
ONLAR BENİ TANISIN, BÖYLECE BEN DE ONLARI
Kim?
Yiğit Kuyucu
Ne yapıyor?
Galata’daki ev/atölyesinde tasarladığı kişiye özel bisikletler insana iki teker üzerinde olmanın verdiği özgürlüğü hatırlatıyor. Sele kısmına kondurulmuş ince bir motif ya da direksiyona bağlanmış ufacık bir ip gibi küçük şeyler bir araya geliyor, siz de evladiyelik bisikletinizle tanışmış oluyorsunuz.
Ne diyor?
‘Open House’ bir hayat sürmemin sebebi 24 saat işimin içerisinde kalabilmek. İşim bir nevi yaşam tarzları tasarlamak, geliştirmek. Bunu daha sağlıklı yapabilmek adına müşterilerim de benim yaşam alanımı deneyimlesinler isterim. Onlar da benim yaşamıma katılsınlar, kendilerine rahat hissetsinler, böylece ben de onların tasarım gereksinimlerini daha iyi anlayayım. Hızlı, samimi ve
etkin ilerleyelim.
Tanıştıralım: Andrew Trotter ve Mari Luz Vidal. “Evini herkese aç, hayatın güzelleşsin” felsefesini benimsemiş çiftin amacı, aynı fikirle evlerinin kapılarını açan, dünyanın dört bir yanındaki insanlara ulaşmak, bir araya getirmek, geniş bir aile kurmak. Fotoğraf albümü niteliğindeki dergileri Open House’un ilk sayısını bu yaz çıkardı. Dergi, Kickstarter’da toplanan 12 bin pound’la hayata geçebildi.
YURT DIŞINDAN EN YARATICI ÖRNEKLER
Londra’daki evini bir restorana dönüştüren Tony Hornecker, kapıya da ‘Clandestine Restoran’ tabelasını asmış. Çıfıt çarşısından hallice salonunda 3-4 ufak masa var. En popüler versiyonlardan biri de mutfağını paylaşmak. Tanımadığın biriyle yemek pişirmek, yine tanımadığın başka birine sofra kurmak, birlikte yemek paylaşmak! Türün öncülüğünü Milano’dan genç çiftler üstlenmiş ve Open House dergisine misafir olmuşlar.