Güncelleme Tarihi:
Herkesin merak ettiği soruyla başlayalım: Gerçekten evleniyor musunuz?
- Evet! Dört senedir birlikteyiz. Şimdi de evleniyoruz.
Kimdir müstakbel eşiniz Atakan Koru?
- İpsalalı. 30 yaşında. İTÜ mezunu. Özel bir şirkette çalışıyor. Aynı zamanda girişimci. Birkaç şirkette ortaklığı var.
Nasıl tanıştınız?
- Bir salsa gecesinde... O da salsa yapıyor. Ortak bir arkadaşımız vesile oldu.
Şimdi evde bol bol salsa mı yapıyorsunuz?
- Evet. Çok şanslıyım; sevdiğin şeyleri sevdiğin insanla paylaştığın zaman mutluluk kat kat artıyor.
Bir Dünya Güzeli’ni etkilemek zor olsa gerek... Neydi Atakan Bey’in farkı?
- Evet, çok zordur (gülüyor). İki insanın birbirine içten yaklaşması çok önemli. Konuştuğunuz zaman birini tanıyor gibi hissedersiniz ya, öyle oldu... Ruhlarımız tanışıyordu galiba. Hayata bakışımız ve değerlerimiz çok örtüşüyor. Ama ilk olarak bakışlarından etkilendim doğruyu söylemek gerekirse.
Toprak ağası olduğuna dair haberler çıkıyor. Doğru mu?
- Ailesi toprak sahibi. Geçmişten beri çiftçilik yapıyorlar. O kadar söyleyeyim.
AZRA AKIN, TERBİYENİ TAKIN! AL SANA BAŞLIK...
Nasıl bir evlenme teklifi aldınız?
- Son dakika bir seyahat programı yaptık, arkadaşlarla Brezilya’ya gitmeye karar verdik. Ben Brezilya’yı da dans etmeyi de çok seviyorum. Orada sokak karnavallarına katıldık. Beatles’ın ‘samba’ cover’ını dinliyorduk. On binlerce kişinin ortasında yüzüğü çıkardı. Çok şaşırdım, gözyaşlarımı tutamadım...
Saf, masum, güleryüzlü kadın... Bunun ne kadarı gerçek?
- Kesinlikle rol değil. Hepimizin duyguları var. Az önce stresli bir an yaşadım mesela. Sonra farkındalıkla yeniden sakinleştim. Kısaca benim de farklı hissettiğim anlar oluyor. Bir de her yaşın verdiği bir olgunluk vardır ve ona göre davranırsın.
35 yaşın getirdikleri neler?
- Büyümek, deneyimlemek, tecrübeler kazanarak bir şeyler öğrenmek başka bir şey. Şu an bulunduğum noktada olduğum gibi görünmek istiyorum. Sokağa makyajsız çıkmak istiyorsam, çıkıyorum...
Sizi yıllarca ‘şeker kız’ olarak etiketlediler. Ama bugün fotoğraf çekiminde seksi yanınızı gördüm...
- Evet. Ben hem seksiyim, hem masumum hem de yırtıcıyım. İçimizde her şey var. Herkes akıllı olsun! Azra Akın, terbiyeni takın (gülüyor)! Al sana başlık... Algı işte...
BEN BİLE KOMİK OLDUĞUMUN FARKINDA OLMUYORUM
Hakkınızda bizi şaşırtacak ne söylersiniz?
- Aslında içimde çok farklı karakterler var; hippi, şaman, gurbetçi, Kızılderili, Latin, Yörük kızı, savaşçı...
Bir süredir ortalarda yoktunuz. Neler yaptınız?
- Geçen yaz inanılmaz bir deneyim yaşadım. Oyunculuk kariyerimi geliştirmek için Los Angeles’a gitmiştim. Oyunculuk koçluğunda bir guru olan Ivana Chubbuck’ın beni derslerine kabul etmesiyle hayatımda yeni bir sayfa açıldı. Çalıştırdığı oyuncuların limitlerini zorlayarak başarı elde etmelerini sağlayan bir isim. Her hafta dört ayrı filmden sahneler çalışmak inanılmaz bir maratondu benim için.
19 Mayıs’ta vizyona girecek olan filminiz, ‘Her Şey Mümkün’ ne anlatıyor?
- Farklı dünyalar, kesişen hayatlar, aldatılan kadınlar ve tabii aşk... Bu, “Gerçekten hayatta her şey mümkün” dedirten bir film. Ben de Pelin karakterini canlandırıyorum. Aşk uğruna hiç beklenmedik fedakârlıklar yapan bir kadın.
Filmin türü komedi... Sizin içinizde bir komik var mı?
- Arkadaşlarım bana “Gizli komiksin” der. Bazen ben bile komik olduğumun farkında olmuyorum.
Bu filmle birlikte yine öpüşme sahneleri haber oldu. Her şeyin bir kenara bırakılıp bunların konuşulması ne hissettiriyor?
- Biz bir hikâye anlatıyoruz. Her şey insana dair; nefes almak, yemek yemek, öpüşmek... Hepsi doğal.
Dünyanın en güzel kadını olmak nasıl bir şey?
- Ben sokakta “Dünyanın en güzel kadınıyım” diye dolaşmıyorum. O unvan bana bir hediye olarak verildi diye düşünüyorum ve bu hediyenin kıymetinin farkına zamanla daha çok varıyorum.
Güzellik başınıza bela oldu mu hiç?
- Biz kadını dünyada nasıl konumlandırıyoruz? Şu anki durum hiç iyi değil... Konu kadınsa; güzellik, beden konuşuluyor, biraz kırışıklık çıkınca olay oluyor... Kadının hep güzel olması bekleniyor. Sanki kadınla ilgili tek önemli şey buymuş gibi. Oysa güzellik sadece dış görünüş demek değil.
Öyle diyorsunuz ama siz de güzelliğin kriter olduğu bir yarışmayla tanındınız...
- Kalbime dokunan şeylerden biri; yardım etmek. Görünmeyen hikâyelerin sözcüsü olmak önemli. Bu unvan da benim için aslında bu demek.
20 yaşından itibaren üzerinize yüklenen sıfatın ağırlığını yaşadınız mı?
- Normal olmayan bir şey yaşadım. Kariyerime küçük yaşta başladım. Sistem sizi bir yere koymaya çok müsait. Tabii bunun bir yükü var. Kendin olabilmen, özünü bulman gerekiyor. Ya yaşadıklarına ders olarak bakarsın ya da kurban rolüne girersin. Ders alırım diye bakarsan da aldıklarınla şekillenirsin. Ben de öyle bakıyorum. Tabii bunları genç yaşlarda fark edemiyorsun. Belki de o zamanlar üniversitede öğrenci olmaya ihtiyacım vardı.
ÜNİVERSİTE İÇİMDE KALDI, AŞMAYA ÇALIŞIYORUM
Okuyamadınız mı?
- Olamadı. İçimde de kaldı. Bunu aşmaya çalışıyorum. Gelişmek benim için bitmek bilmeyen yol. Tam üniversiteye karar vermek üzereyken bu yarışma için teklif geldi.
Dünya Güzeli olmasanız nasıl bir hayatınız olurdu?
- Dans çocukluğumdan beri hayatımdaydı. 2.5 yaşımdayken müzik duyduğum an bacağımı yukarıya atardım. Annem bu yüzden beni baleye götürmüş. İlkokulda da tiyatro girdi hayatıma. Sanatla kendimi ifade ediyordum. Resim, yan flüt... Bu sebeple aklımda sanat akademisine gitmek vardı.
KADINLAR VE GENÇLER İÇİN ÇALIŞIYORUM
- 22 yaşıma kadar Hollanda’daydım. Annem, babam Türk. Bir de kız kardeşim var. Onlar hâlâ Hollanda’dalar. Ailem bize düşüncelerimizi özgürce ifade etmeyi, diğer insanlara karşı hoşgörülü olmayı öğretti.
- Çocukken kazandığım bu güzel özellikler hayatımı hep olumlu etkiledi.
- Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu Türkiye Sözcüsüyüm. Onlarla birlikte özellikle kadınların ve gençlerin sağlıklı, şiddetten uzak ve eşit hayatlar sürmeleri için çalışıyoruz. Kadınların toplumsal hayatta daha görünür olabilmeleri, eğitim hakkından sonuna kadar faydalanmaları, çalışma yaşamına girmeleri için gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiğine inanıyorum.
- En çok kullandığı emoji:
Utanan maymun
- En çok kimi stalk’lıyor:
Şu anda Martha Stewart Wedding.
- En sık kullandığı laf:
Bi’ şey söyleyebilir miyim?