Güncelleme Tarihi:
Batuhan Piatti, 2 Mayıs 1975 tarihinde dünyaya geldi. Hayatının bir kısmını İtalya'da bir kısmını ise Türkiye'de geçiren Batuhan Piatti, aşçılığı nasıl seçtiğine dair detayları kendi sosyal medya hesabı üzerinden yayımladı. İşte, Batuhan Piatti hakkında merak edilen bazı bilgiler
Mutfağa ilk girişinizi hatırlıyor musunuz?
Anneannemin Italya’daki evinde, 4-5 yaşlarındayken… Anneannem Bologna’lı olduğu için hep hamur yapardı. Lazanya, tortellini… Oklava ile nasıl mantı yaparlar, o da lazanya, tagliatelle açıyordu. Ben de o sırada hamurla oynardım. Italya’da çocuklar kız, erkek demeden mutfağa girerler. Her şey mutfakta yaşanır. Kavgalar, gürültüler, toplantılar… Noel yemekleri vardır, abartısız üç gün sürer. O masa hiç kalkmaz. Italyanlar daha çok mutfakta yaşar.
Aşçılık okumaya nasıl karar verdiniz?
Annem “Eğer yemek yapmayı seviyorsan, mutsuz bir avukat olacağına mutlu bir asçı ol” diyerek beni yönlendirdi. Benim de tava sallamak, bıçakla oynamak hoşuma gitti. Mutfak kolay değil ama keyifli. Bizde zaten seçenler ya yapıyor ya da çıkıp gidiyor. Hiyerarşisi olan, askeri disiplinle yönetilen bir yer mutfak.
Mutfağa daha çok önem verdikleri için Italya’da eğitim daha mı sıkı?
Tam profesyonel olarak Italyan ve Akdeniz mutfağının yanı sıra Türk mutfağını da biliyorum. Mutfakların işleyisi dünyanın her yerinde aynı. Mutfakta bir hiyerarşi vardır. Bir şef vardır, oradan aşağı doğru iner. Herkes onu takip eder. Edemeyen safra gibi atılır. Buradakiyle Italya’daki arasında üslup farklılıkları vardır, onun dışında her şey aynıdır. Her şefin de kendi şefi olmuştur hayatında. O da ondan gördüğünü yapar ve öğrendiklerini kendi öğrencilerine öğretir.
Sizin şefiniz kim?
Sergio Mei diye bir şef. Four Seasons Milano’nun asçıbaşı. İtalya’nın en iyi şefi diyebiliriz. Ben onun yanına sıfırdan girdim. Okul zaten mutfak. Kağıt üzerinde okuyorsunuz ama pratikte mutfaktasınız. Açılışlara, özel davetlere, organizasyonlara katılıyorsunuz. Ne kadar büyük organizasyonlara katılırsanız o kadar büyük tecrübe sahibi oluyorsunuz. Malzemeleri tanıyıp bu şekilde profesyonelleşiyorduk.
Türkiye’de yabancı şeflere ilgi neden fazla?
Türkiye her sektörde olduğu gibi yemekte de gelişiyor. Bugüne kadar Türkiye’de “Kızımı aşçıya mı vereceğim?” gibi bir düşünce vardı. Bu, yavaş yavaş değişmeye basladı. Yabancı şeflerin Türkiye’de tutulmasının bir nedeni bizim burada çalışan Türk şeflerin hep Türkiye’de kalıyor olması. Büyük otellerde çalışmaya başladıkları zaman ya dil bariyeri yüzünden ya da başka bir nedenle yurt dışına çıkıp tecrübe edinmekten korkuyorlar. Bu işteki en önemli şey de görmek, gezmek ve tecrübe edinmek. Yurt dışındaki şefler de buraya geldikleri zaman hem bir şeyler katıyorlar hem kendileri de bir şeyler öğreniyor. Çok basit bir örnek vereyim, erik görüyorlar. Avrupa’da yeşil erik yok. Ben çifte vatandaş olduğum için hem Türk hem İtalyan damak tadını çok iyi biliyorum. Aynı zamanda Venezuela’ya, Kanarya Adaları’na gittim. Bir şefin gelişmesi için başka yerlerde çalışması gerekiyor. Hem işin tekniği, hem genel kültür, hem sosyalleşmek açısından çok önemli. Türkiye’de de yavaş yavaş başladı. Artık İstanbul'dan, Ankara’dan, İzmir'den bu işi hakikaten yapmak isteyen ve zorluğunu bilen bir sürü genç, bilinçli olarak bu mesleği seçmeye basladı.