Ayşegül Aldinç: Yaşam biçimin sağlamsa, sen de sağlam kalırsın

Hayatı dönemlere ayıralım... 20’li yaşlar, 30’lar, 40’lar...
20’ler gözü açılmamış sığırcık yavrusu konsepti, 30’lar hop hayat burada, biz de varız anarşisi; 40’lar ve sonrası, ancak demlendim, tadım geldi, rengim de budur manifestosu... Şimdi de duygusal hezeyanlardan azade daha mantıklı, daha sakinim. Adam olma çalışmalarım da devam ediyor. Bu gayret hiç bitmez fazındayım.

Yaşla ilgili takıntınız olduğu doğru mu?
Bunlar yaş konular (Gülüyor). Yaşa vurgu yapanın porselen dükkânındaki filden farkı yok. Bunu sana yargı gibi sunanın senden yaşça küçük olması halinde oluyor bu. Sanki o yaş almayacakmış gibi onun gönenme konforuna hizmet ediyor olmak işin sevimsiz yanı.

Eyvah attığınız taş başımı deldi...
Lafım sana değil. Ama bu konuyu bir insanı değerlendirmede algının en tepesine koymak ‘ageist’ bir yaklaşım ve pek zarif bir davranış biçimi değil.

Yıllardır yüklenen ‘güzel kadın’ misyonuyla nasıl başa çıkıyorsunuz?
Ay sus, çıkamıyorum tabii!

Peki böyle nefes kesici kalmanın sırrı ne?
Vauvv! Nefesini mi kesiyorum? Neden daha önce söylemedin? Yok sır, mır. Bir aralar sorulduğunda ayıp olmasın diye bir şeyler söylerdim. Yaşam biçimin sağlamsa, sen de sağlam kalırsın.

KALBİM HİÇ BOŞ OLMADI

Bir dönemin seks ikonu olmak ne hissettiriyor?
Ölmez sağ kalırsam bu dediğin, 80 yaşında dudağımda alaycı bir gülücük olabilir.

Türkiye’nin en seksi kadını olarak, Türkiye’nin en seksi erkeği kim?
Ah ben kimleri cazip bulurum bir bilsen inanamazsın! Arkadaşlarım şaşmalardan şaşma beğenir. Yeteneğine hayran olduğum biri bana çok etkileyici gelir mesela. Bizden değil de Batı’dan örnek vermem gerekirse Bradley Cooper’ı beğeniyorum. Buna karşın uzaktan beğendiğin birini tanımak ve ahbaplık etmek söz konusu olduğunda hayal kırıklığının dibini de yaşadığın olmuyor değil bazen; bilirsin. Ama ben pek yanılmadım bu konularda. Sezgiler şelale diyelim!

Aşk hayatınız hep kapalı kutu... En son ne zaman âşık oldunuz?
Canım Göksel’in bir röportajındaki başlık benim de başlığım olabilir: ‘Kalbim hiç boş olmadı’.

Yaş sınırı var mı?
İlişkilerde geleceğe yatırım yapmak bana göre değil. Denge ve birbirini tamamlamak önemli. Hayata aynı pencereden bakabilmeyi önemsedim hep; gerisi hikâye. Benzer zevklerin olması, birlikte kendini iyi hissedebilmek, sana kendini ilişkinde yalnız hissettirmeyecek, aynı jargonu tutturabildiğin bir beraberlikte yaşın başın ne önemi var?

Çocuk sahibi olmadınız... Peki evlatlık istiyor musunuz?
Evet, dünyaya bir çocuk getirmedim. Eğer evli olmayı ya da kalmayı tercih etmiş olsaydım olabilirdi belki.

Malvarlığınız için ne düşündünüz?
Tatlıcım nereden buluyorsun bu soruları?

KÜFÜR; AKLIN SİGORTASI, RUHUN YELPAZESİDİR

Hakkınızdaki şehir efsanelerinden biri küfürbaz olduğunuz... Nedir en ağır küfrünüz?
Efsaneymiş hakikaten! Ağırını, hafifini bilmem, endazeye vurmadım. Gözünü sevdiğimin Hakan’ı, araba kullanırken küfür etmemek mümkün mü? Keşke Can Yücel kıvamına gelebilsem, “küfür, aklın sigortası, ruhun yelpazesidir” diye ne güzel söylemiş.

Hayatta nelerle derdiniz var?
Boş ver kafan ağrır. Dünyaya bak, ordan kareyi daralt ülkeye bak. İnsanın insana neler yapabildiğini görmek yüreğimi sıkıştırıyor her daim. Şiddet duygusunu, şiddete yapılan vurgunun da tetiklediğini düşünüyorum. Varolma nedenin, sevişmenin ayıp olduğu, dövüşmeninse neredeyse sınıf atlatacak marifete bürünmesi altyapı zafiyeti. Tuhaf bir zaman ve yerde geçen, bilimkurgu fiminin senaryosunu yaşıyor gibi hissetmek fena. Ama film değil ne yazık ki.

Apolitik misiniz?
Bu ülkede yaşayacaksın ve apolitik olacaksın! Yapma Allahını seversen.

Peki içinde bulunduğumuz dönemi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bir şey başlar, gelişir, biter. Bitmeyecekmiş gibi hırsla yaşamak duygusunu anlamam mümkün değil. Sanatın gittikçe ‘hiç’lendiği ‘yok’landığı zamanlar içinden geçiyoruz. İnsana, hayvana ve doğaya duyarlı olmanın neredeyse fantezi olarak algılandığı bir dünyada yaşıyoruz. Devletlü Kösem Sultan gibi ‘ben’ yerine ‘biz’i kullanmam benim gibi düşünenler içindir tuhaf olmasın. ‘Mış’ gibilerden de
çok sıkıldım.

DERİN ANLAMLI VE ZAMANSIZ BİR ŞARKI

Son iki işiniz single’dı. Beş yıl sonra yine tek şarkı... İşin kolayına mı kaçıyorsunuz?
Ah Hakan ah! Bu, soru sorarken kolay, yaparken pek öyle değil takdir edersin. Müzik meselesi hiç öyle uzaktan göründüğü gibi patlat bi şarkı koy indirsinler formasyonunda ilerlemiyor. Hazırlık aşamasında ben benden gidiyorum yani o derece. Yapı meselesi tabii.

Şarkı Mabel Matiz’e ait. Yollarınız nasıl kesişti?
Mabel’le bizi müzik yazarı dostum Yavuz Hakan Tok tanıştırdı. Tanışır tanışmaz birbirimizin insanı olduğumuzu hissettik. İki şarkı dinletti bana, biri şu sıra müzik listelerinde bir numara olan ‘Gel’ isimli şarkısıydı. Ben diğerini yani ‘Bir Tek Gördüğüm’ü seçtim.