Güncelleme Tarihi:
Bugün 25 bin kişi Veliefendi Hipodromu’nun yolunu tutacak. Türkiye’nin en özgün gündüz partilerinden birine gitmek için... Kimisi sadece adını ezbere saydığı, jokeylerini tek tek tanıdığı 22 ata odaklanacak; kimi bir elinde selfie çekmek için telefonu, diğer eli hafif yan duran şapkasında kendini tribünde bir şıklık yarışı içinde bulacak. Bugün Gazi Koşusu var.
Cumhuriyet’in kurucuları at sırtında yaşadıklarından belki, ata ve atçılığa özel önem veriyordu. Mustafa Kemal’in daha Kurtuluş Savaşı yıllarında bugün Ankara Garı’nın bulunduğu alanda at yarışları tertip ettirdiği biliniyor. Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk organizasyonlarından biri yine Mustafa Kemal’in isteğiyle düzenlenilen Gazi Koşusu oldu. İlk yarış, 10 Haziran 1927’de koşuldu.
596 dönüm arazi üzerine kurulmuş Veliefendi Hipodromu, bu sene de kendi kahramanlarını yaratacak. Üç yaşına gelmiş safkan İngiliz taylarının, o da hayatların ilk ve tek olmak üzere katıldıkları bu yarışta bir isim bir daha silinmemek üzere Gazi tarihine yazılacak. Kazanmak tarih ama katılmak da şeref... Burada olmak herkes için bir gurur vesilesi. Seyisbaşı İbrahim Altunbaş örneğin “Gazi’nin adı yeter” diyor. “Bizim için o yarışa kayıt yaptırmak bile kâfi.” Gazi’nin tarihini tutanlara bakılırsa, doksan yıldır bu duygu hiç değişmedi.
İlk Gazi Koşusu, 1927’de, Ankara’da. Mustafa Kemal ve İsmet İnönü seyirciler arasında.
Bu ilk yarışı, Ali Muhiddin Hacı Bekir’in atı Neriman kazandı.
1929 yılı Gazi Koşusu galibi Celal Bayar’ın Cap Griz Nez isimli atı.
Gazi Koşusu da dünyadaki benzerleri gibi sadece at yarışı değil; bir yandan da şıklık yarışı.
1973’ün şampiyonu Karayeli, sahipleri Gülsüm ve Sadık Eliyeşil, jokey Ekrem Kurt...
Gazi Koşusu’nu son 20 yılda en çok kazanan jokeyi Halis Karataş (1996, 2005, 2006, 2011, 2012, 2014). Gelmiş geçmiş en çok kazanan jokey ise Mümin Çılgın'dır. (9 defa) (Fotoğraf: Sebati Karakurt)
1996’da 2.26.22’lik dereceyle koşan at Bold Pilot halen geçilemedi.
Bu sadece bir yarış değil; Gazi Koşusu’nun etrafından şekillenen etkinlikler tüm gün sürüyor, bazı senelerde de baloyla neticeleniyordu. Yukarıdaki fotoğraflar 1970’teki koşuda düzenlenen defileden.
GAZİ’NİN NE OLDUĞUNU KAZANINCA ANLADIM!
Sadettin Boyraz, Veliefendi Hipodromu’nda. (Fotoğraf: Özlem Ece)
** Her sene bu vakitler geldiğinde jokeylerde de at sahiplerinde de adrenalin yükselir. Ben Gazi Koşusu’na 22 defa katıldım; halen heyecanlanıyorum.
** Her at sahibinin hayali, atının Gazi’de koşmasıdır. Tarihe geçiyorsunuz sonuçta. At sahipleri yatırımını bu koşu için yapar. İyi bir kısrağı ayırırlar; uzun mesafe, güç, dayanıklılık gibi ölçütleri göz önünde bulundurarak çiftleştirecek aygırları ararlar. Sonra da oturur üç sene hayal kurarlar.
** Türkiye tarihinde hem Gazi Koşusu özel bir öneme sahip hem de sporun kendisi. Bir defa Cumhuriyet tarihinde bugüne kadar kesintisiz devam eden tek spor bu. Cumhuriyet’in kurucuları hem kendileri süvariydi hem de at yarışlarına özel önem verdiler. Atatürk, “At yarışları modern toplumlar için sosyal bir ihtiyaçtır” demişti. İsmet İnönü’nün ve Celal Bayar’ın atları Gazi’yi kazandı. Düşünün, yeni bir ülke kurulmuş; bu şartlar altında at yarışını, sporu düşünen liderleriniz var. Büyük liderlerin özelliği de budur zaten. Biz onların kurduğu bu geleneği devam ettirmeye çalışıyoruz.
** Gazi’ye katılmak bir şereftir. İlk katıldığım günü düşünürken bile heyecanlanıyorum. Bir gece önceden uyuyamamıştım... Sene 1991’di; profesyonelliğe yeni geçmiştim. Ama o yarışa sadece katılmış oldum. 10’uncu senemdeyse kazandım. Askerden yeni gelmiştim. Daha önce hiç binmediğim Caprice denk geldi o zaman. Halbuki bir başka ata binmek istiyordum. Hatta hayal kırıklığı yaşamıştım. Yine de yarışı Caprice’le kazanmak kısmet oldu.
** Gazi’yi kazanmanın ne demek olduğunu kazanınca anladım. Bu ödülün manevi değeri çok yüksek. Tarihe geçmenin şerefini anlatmak zor...
** 2008’de Pan River ile kazandım Gazi’yi. Sürekli biniyordum ona, üst üste yarış kazanıyorduk. Favoriydi. Favori gibi koştu; kazandık. Ama favorilerden çok sürpriz de çıkıyor. Mesela Fly By Me ile koşmadan evvel yüzde yüz kazanacağımı düşünüyordum. Çok inanmıştım ata. Ama öyle bir geldi ki padoka o gün... Terlemiş, sinir yapmış... “Kısmet değilmiş” diyelim.
** Gazi çok tuhaf bir yarıştır. Efsanesi çoktur. Kazanan atlara baktığınızda da hep bir hikâye bulursunuz. İşte geçen sene kazanan Renk. Başarılı bir attı ama nedense ilgi duyulmuyordu ona; “Satılacak, satılmayacak” derken sahibinde kaldı. Gitti Gazi’yi kazandı. Sonra da sakatlandı...
** At padoktayken kazanıp kazanmayacağını ben size söyleyebilirim. Zaten bunu vücut diliyle at da söyler. Ama herkes duyamaz! 30 yıldır işin içindeyim; ben duyuyorum artık. Atla anlaşmak zaten insanla anlaşmaktan daha kolaydır.
** Kırılmadık kemiğim kalmadı benim; çok ciddi sakatlıklar geçirdim. İki sene evvel kalça kemiği kırığından 10-12 saatlik ameliyat geçirdim; 45 gün hastanede yattım... “Geri döner mi Sadettin Boyraz” diye soruluyordu. Döndüm! Fizyoterapist Fedai Topal ile dört ay boyunca her gün çalıştık, sekiz dokuz ayda toparlandım. Ama bu spor böyle. Demirden korkuyorsan uçağa binmezsin!
** Avrupa’dan gelen jokeyler Veliefendi’yi çok beğenir. Türkiye Jokey Kulübü, bakanlıkla beraber çok yatırım yaptı. Pistlere bakım, altyapı... Dünyada rekabet etmenin koşullarını oluşturmaya çalışıyorlar.