At koşar, kent kazanır

Samsun’un Terme ilçesi bu günlerde ilginç bir turizm projesiyle gündemde. Amazonları bir turizm potansiyeli olarak kullanmak isteyen Terme Belediyesi, önce bölgede yaşayan yılkı atlarını Amazonların yaşadığı yerde toplayacak. Alanın büyüklüğü 400 dönüm. Burada kontrol altına alınacak atlar Amazonların dünya ölçeğindeki şöhretinden de yararlanılarak turizme yönlendirilecek.

KOVULMAYLA GELEN ÖZGÜRLÜK...

Terme Belediye Başkanı Şenol Kul’a göre projenin iki temel amacı var. Bunlardan ilki yılkı atlarının sebep olduğu kazaların önüne geçmek. Zira doğada özgürce dolaşan ve son yıllarda sayıları giderek artan bu atların sürü halinde aniden yola çıkması nedeniyle bölgede daha önce birçok kaza yaşanmış ve bu potansiyel artarak devam ediyor.

Projenin bir diğer hedefi ise hem yurtiçinden hem de yurtdışından turist çekerek ilçe ekonomisine katkı sağlamak. Kul, bütün bu süreci “Biz atları külfet durumundan nimete çevireceğiz” diye özetliyor. Doğada serbestçe dolaşan atlara yılkı atı deniyor. Bu atların hikâyesi ya köylü tarafından yıllarca kullanıldıktan sonra yaşlılık döneminde dışarı atılması ya da köylünün zora düşmesiyle atın doğaya bırakılmasıyla başlıyor.

Hayatının geri kalanına ahır ve sahibi olmadan devam eden atlar, çok kısa sürede özgürlüğe alışıp ömürlerinin geri kalanını yaz-kış, yağmur-çamur demeden özgürlüğün tanını çıkararak doğada geçiriyor.
Bu aşamadan sonra yanlarına insanların yaklaşmasından hoşlanmayan ve buna izin vermeyen atlar bu yüzden nedense türümüz tarafından aynı zamanda vahşi olarak tanımlanıyor.

Öte yandan özgürlüğün de bir bedeli var: Çetin şartlar atların ömrünü kısaltıyor. Bir nevi özgür ve hızlı yaşa, genç öl durumu. Yılkı atları bulundukları bölgenin doğası için de büyük faydalar sağlıyor. Onların otlaması bitki çeşitliliğini arttırıyor. Ayrıca kurt gibi çeşitli yırtıcıların da atların özgürlüğünden en az atlar kadar memnun oldukları başka bir gerçek.

AMAZONLAR DİYARI SAMSUN

Amazon’un kelime anlamı üzerinde henüz bir anlaşmaya varılmamış olsa da ağırlıklı görüş bu kelimenin memesiz anlamına geldiği yönünde. Ünlü tarihçi Heredot ise Amazonları erkekleri öldürenler anlamına gelen androktones olarak tanımlıyor. Efsaneye göre, güçlü, sağlıklı ve bir o kadar da güzel olan bu kadınlar, daha iyi yay çekip ok atabilmek için küçük yaşta sağ göğüslerini dağlayarak, düzleştirir. Erkek doğanların akıbetini ise ne siz sorun ne biz söyleyelim. Amazonların dünya sahnesine çıkması ve hatta Amazon Nehri ve ormanına Amazon isminin verilmesi ise Yunan mitolojisi sayesinde oluyor. Birçok Yunan tarihçinin yanı sıra Yunan savaşçıları da Anadolu’da Samsun Terme civarında karşılaştıkları kadın savaşçı Amazonları dönüşlerinde üzerine bire bin koyup anlatması kadın savaşçılara dünya çapında bir ün kazandırıyor. 1500’lü yıllarda Güney Amerika’ya seferler düzenleyen İspanyolların Amazon Nehri’nde yerli kadın savaşçılarla karşılaşması bu ismin Anadolu’dan Amerika’ya taşınmasına da sebep olur ve önce nehir sonra orman Amazon diye anılmaya başlar. Mitolojide de tarihte de Amazonların yaşadığı yer Terme olarak tarif ediliyor.