Güncelleme Tarihi:
◊ Savaş Özbey: Aşk, kısa süreliğine de olsa, sonradan pişman da olsanız, sevgiden güçlü bir duygudur ve insana her istediğini yaptırır. Kişiyi vezir de eder, rezil de. “Sevgi emekti” falan. Yeşilçam efsanesi bence.
◊ Orkun Ün: Kim kimi seçecek, nasıl mutlu olacak bilemem. Bilmemek de beni ekstra mutlu ediyor. Tahmin bile etmiyorum ki diziyi aynı heyecanla izleyeyim. Hem kaç dizi kaldı ki bize bu kadar soru sorduran, heyecan yaratan?
◊ Onur Baştürk: N’olur bu kez aşk kazansın. Destek, emek, sevgi güzel de aşk gibisi yok. Bakalım ne olacak, ben de merak ediyorum.
◊ Ömür Gedik: “Selvi Boylum Al Yazmalım” vazgeçilmezimiz, hem hayatta hem de hâlâ filmlerde, dizilerde. Gerçek hayat acımasız, anlık yanlış kararlarla yaramaz adamlardan yana gidiyor kadınlar, kalpten destekleyen, emek vereni yolda bırakıyor. Umarım dizide böyle olmaz ve Türkan, Kartal’ı seçer.
‘Detone oldum’ dese sempatik olurdu
Köfn grubunun solisti Salman Tin’in kendi şarkısında detone olmasına ne diyorsunuz? Şarkıcı, suçu “kendi tonunda çalmayan” orkestraya attı. “Canlı sahnede hata olur, takılmayalım” mı, “İyi şarkıcıysa ton mon dinlemez, doğru sese basar” mı?
◊ Savaş Özbey: Sesleri dijital ortamda düzenlemekle olmuyor o iş. Çünkü biz seçici kulaklarız. Orkestra şarkıyı üç saniye ileriden, iki saniye geriden çalarken bile detone olmayan Ajda Pekkan’larla büyüdük. Keşke yaptığı işe olduğu kadarıyla, kimseye suç atmadan sahip çıksaymış Salman Tin. Hatta orkestraya dönüp “Arkadaşlar fena detone oldum, bunu yeniden çalsak mı?” dese ne sempatik olurmuş.
◊ Onur Baştürk: İyi bir şarkıcı doğru sesle söyler ve hemen dönüp orkestraya suçu atmazdı tabii ama burada detone ötesi bir durum da var sanki.
◊ Orkun Ün: Canlı sahnede hata olur tabii. Ama bu kadarı da olur mu bilemedim. Hadi oldu diyelim, suç orkestraya atılır mı onu hiç bilemedim. Demek ki her şeyin dijitalleştiği dünyada çok da özgüvenli davranmamak gerekiyor.
◊ Ömür Gedik: Misafir olarak, provasız, pat diye çıkılan sahnelerde sorunlarla karşılaşılabiliyor. Abartacak, linç edecek bir durum yok. Tonun kendisine uygun olmadığını dile getirirken daha sempatik olsa bu kadar eleştiri almazdı diye düşünüyorum. Bir şarkıcı şarkıyı her tonda söyler algısı da doğru değil.
Öfke kontrolü önemli
İrem Derici’nin gittiği klinikte Sevda Dedeman’la saç saça baş başa kavga ettiği öne sürüldü. Sefo ve Çakal’ın da bir mekânın tuvaletinde kavgaya tutuştuğu dedikodusu çıktı. Ünlülere neler oluyor?
◊ Onur Baştürk: Her iki kavgaya da şaşırmadım. Rap’çilerin şarkıları da öfkeli sonuçta. Gerçek hayatta neden öfkelerine ket vursunlar ki? İrem Derici’nin de her an birini saçından tutup yolma potansiyeli var.◊ Onur Baştürk: Her iki kavgaya da şaşırmadım. Rap’çilerin şarkıları da öfkeli sonuçta. Gerçek hayatta neden öfkelerine ket vursunlar ki? İrem Derici’nin de her an birini saçından tutup yolma potansiyeli var.
◊ Savaş Özbey: İrem Derici’de öteden beri bir “yoluşmalı kombi” havası sezmişimdir ama bu olayda, Sabah Gazetesi’nden Bülent Cankurt’un haberini de yalanladı diğer taraftan. Doğrusu ortaya çıkar elbette. Diğer olaydaki öfke kontrolsüzlüğüyse rap dünyasının vakai adiyesi bence.
◊ Ömür Gedik: Kavga etmek rap’in ve İrem’in doğasında var dense de iki kavga hakkında da net bilgi olmadığı için yorum yapmak yanlış. Ama öfke kontrolü önemli. Kavga dövüşü hiç sevmeyen biri olarak, kavgacı yapıları hem öfke kontrolüne hem de insanları daha da agresif hale getiren kırmızı etten uzak durmaya davet ediyorum.
◊ Orkun Ün: Sefo değil, Çakal’la kavga eden başka bir rap’çiymiş diyorlar. Bir karmaşa, bir bilgi kirliliği var. Ama İrem Derici konusu diğer olaydan çok ayrı. Olayı her iki taraf da yalandı. Bazen yalanlamanın içinde “hadi oradan” enerjisi alırsın ya, bunda hiç öyle bir enerji almadım ben. Nasıl çıktı ortaya böyle bir iddia, o ilginç...
Neden kendisi ameliyat olmadı?
Cansever, “Yapımcılar sırf kamburluğumdan ötürü insanlar bana acısınlar, daha çok sahneme gelsinler diye ameliyatımı yaptırmadı” dedi. Sırf bu nedenle bir insan yıllarca sağlığına kavuşamamış olabilir mi?
◊ Ömür Gedik: Çok üzüldüm bu habere. Ama neden bütün suç yapımcılara atılıyor ki? Cansever gidip o zamanlar kendi ameliyatını olamaz mıydı?
◊ Orkun Ün: Sırf popülarite için sağlıkla ilgili bir müdahale yapılmıyorsa bu alçaklıktır.
◊ Onur Baştürk: İyi de insan buna nasıl boyun eğer? Gidip neden kendisi ameliyat olmamış?
◊ Savaş Özbey: Arkadaşlar bildiğiniz üzüldüm Cansever’in açıklamaların dinleyince. Kamburluğunun “iş yapması” danışıklı dövüş olabilir. Ama ameliyat olduğu sırada haftalarca kimsenin arayıp sormaması çok içimi acıttı.
Drake’in koleksiyonu
Ünlü rap’çi Drake, konserlerinde kadın hayranlarının sahneye attığı sutyenlerden bir koleksiyon yaptı ve evinin bir odasını bu koleksiyona ayırdı. Nasıl buldunuz bu koleksiyonu? Bizde böyle bir hareket yapan popçu bulunur mu?
◊ Onur Baştürk: Komik bir koleksiyon. Bizden böyle bir koleksiyon çıkmaz tabii.
◊ Orkun Ün: Keşke bizde de böyle tatlı eylemler yapılsa! Ama kardeşim bizde ancak taş, telefon, çakmak vesaire atıyorlar sahneye.
◊ Savaş Özbey: Ömür sana sormak istiyorum: Sahnedeyken iç çamaşırını atan erkek izleyicin oldu mu hiç? Kadınlar niçin böyle bir şey yapar? Manası nedir? Gerçekten atıyorlar mıdır, yoksa bir popüler kültür efsanesi de millet bunun üzerinden mi yürüyor?
◊ Ömür Gedik: Hayır Savaş, sahnede bana iç çamaşırı atan erkek olmadı. Ama iyi fikir, bir konserimde ekibimle bunu kurgulayabiliriz. Çünkü bunların hepsinin kurgu olduğunu düşünüyorum. O kadar sutyenle Drake iç çamaşırı dükkânı açacak herhalde!
Hepimiz yanlış anladık
Semiramis Pekkan’ın “Saçlarımı haftada bir kez yıkarım” açıklaması çok konuşuldu. Saçları haftada bir kez yıkamak sizce doğru mu, yanlış mı?
◊ Savaş Özbey: Yahu onu hepimiz toptan yanlış anladık bence. Bence saçlarını yıkıyor ama haftada sadece bir kez şampuan yapıyor. Su faturasına mı baksak?
◊ Ömür Gedik: Ben en çok “Haftada bir yıkanmak pis olur” yorumlarına takıldım. İnsan sık sık duş alıp saçını haftada bir şampuanlayabilir, ki sanırım Semiramis Hanım’ın yaptığı da bu. Saç derisine her gün kimyasal yüklememek adına doğru bir karar. Ben de bu haberden sonra her gün şampuanlamayı bıraktım, saçıma iyi geleceğine inanıyorum ve Semiramis Hanım’a teşekkür ediyorum.
◊ Orkun Ün: Yani bir gün az, evet ama pis demek biraz acımasızca olur. Ya bir de şöyle bir şey; güzellik, genç kalmak, bakım konusunda söz söyleyen ‘Pekkan’ ailesiyse bir durup düşünürüm ben. Bir bildikleri vardır derim.
◊ Onur Baştürk: Aslında sağlıklı olan bu. Saçı her gün yıkamak iyi bir şey değil. Ama Semiramis’in her gün gittiği bir işi olsa, trafiğe karışsa, metroya binse durum farklı olurdu tabii.
Zaten sahneye çıkmıyordu
Tuğçe Tayfur geçenlerde Muhammet Aydın’la evlenmişti. Aydın, eşine “Klip çıkaracaksın belki ama sahne yok” diyerek sahne yasağı koydu. Sosyal medyada “Geri kafalı” diyenler de oldu, “Eşine mobbing uyguluyor” diyenler de. Bu yasağa ne yorum yapacaksınız?
◊ Savaş Özbey: E o yasağı en baştan Tuğçe Tayfur kendi kendine koymamış mıydı “Artık sahne almayacağım” diyerek? Tam kendine göre bir kapak bulmuş işte. El âlemin saadetine, uyumuna niye laf ediyorsunuz?
◊ Ömür Gedik: Tuğçe evlendiğinde zaten sahneye çıkmıyordu. Aralarında espri olsun diye çektikleri videolar bunlar. Öyle sert yasak falan değil de karşılıklı alınmış bir karar olduğunu düşünüyorum. Karı koca onların ortak tercihi, bize karışmak düşmez.
◊ Orkun Ün: Hem kafa geri hem de mobbing uygulanıyor. İkisi birden. Hatta daha ne varsa hepsi birden. Yahu bütün kötü hikâyeler böyle başlamaz mı? Ne demek “Sahneye çıkamazsın” ya! Eşiyle başka mesleği yaparken mi tanışmış beyefendi?
◊ Onur Baştürk: Valla ismi geçenler neden popüler ve neden onların beyanları yer kaplıyor sürekli medyada, esas bunu anlamıyorum.
Kendisi bu kadar takmasa kimsenin umurunda olmayacak
Sibel Can’ın son konserinde giydiği kıyafet, “Sahneye çıkan fiziğine dikkat etmeli” yorumlarına neden oldu. Bıkmadık mı Sibel Can’ın kilolarını konuşmaktan? Sahneye çıkan herkes sıfır beden olmak zorunda mı?
◊ Orkun Ün: Sahneye çıkan üzerine başına dikkat etmek zorunda, saygıdır bu izleyiciye. Ama kilosuyla vuramazsınız insanları. Mis gibi sesi var Sibel Can’ın, onunla ilgili eleştirin.
◊ Ömür Gedik: Kısa bir süre sonra verir, o zaman da verilen kiloları konuşuruz. Ama ben o acımasız eleştirilere de çok kızıyorum. Sınır yok insanlarda.
◊ Onur Baştürk: Sibel Can ve kiloları meselesi çok 90’lar ve çok nostaljik. Çok çekti Sibel Can ve artık kendini bıraktı bence. İyi de yapmış.
◊ Savaş Özbey: Selda Bağcan’ın kilosunu konuşan duydunuz mu hiç? Onu öyle seviyoruz. Ama Sibel Can’ın kendisi bu kadar takmasa kilolarını, bir alıp bir vermese kimsenin umurunda olmayacak kiloları. Zayıflayınca güzel, kilo alınca “taciz”. Yok öyle yağma, herkes ne ekerse onu biçiyor.