Artık böyle filmler yapamayacak mı?

Ünlü yönetmen Lars von Trier’in açıklamaları da filmleri kadar ilginç. Daha önce 'Melancholia' (Melankoli) filminin tanıtımında “Gerçekten Yahudi olmak istedim, kendimi Nazi buldum çünkü ailem Alman’dı. Yani ne diyebilirim; Hitler’i anlıyorum, bazı yanlış şeyler yaptı ama ona sempatim var... Yahudilere karşı değilim, onları seviyorum ama çok değil. Çünkü İsrail bir dert, bu cümleyi nasıl toparlayacağım...” şeklinde konuşmuş ve başına türlü türlü iş açmıştı. Irkçılık etiketinden ‘maksadını aşan başarısız bir şaka’ yaptığını söyleyip, defaten özür dilemesiyle bir nebze kurtulabilmişti.

UYUŞTURUCUYU BIRAKTIM
YA YARATICILIĞIM KÖRELİRSE?

Trier bu kez doğrudan başına iş açmayacak ama bir miktar alay edilmesine sebep olacak yeni bir çıkış yaptı: Ailesinin isteği üzerine üç aydır alkol kullanmadığını ve uyuşturucuyu bıraktığını, ancak bu durumun yaratıcılığını kötü etkileyeceğinden endişelendiğini söyledi. Her gün bir şişe votka içtiğini, alkol ve uyuşturucunun ‘yaratıcılık için gerekli olan paralel evrene’ geçmesine yardımcı olduğunu söyleyen Trier, “Artık böyle filmler yapıp yapamayacağımı bilmiyorum ve bu beni endişelendiriyor” dedi.

HERKES AYNI DERTTEN MUSTARİP

Aslında büyük ihtimalle endişelenmesine gerek yok. Zira bizzat şu animasyonu henüz 11 yaşındayken (dolayasıyla da alkolsüz) yapmış ve yaratıcılıktan yana büyük bir sıkıntısı olmadığını o zamandan göstermişti.

Ayrıca alkol ve uyuşturucu problemleri sinema dünyası için çok da sıradışı sayılmaz. Binlerce örnek arasından üç tane seçebiliriz:

- Oliver Stone’un kokain bağımlığıyla uzun yıllar mücadele ettiği biliniyor. 2012’de Hollywood Reporter’a verdiği röportajda artık bu maddeyi kullanmadığını açıklamıştı. Yaratıcılığında bir eksiklik olmadı.

- Martin Scorsese de uzun dönem uyuşturucu bağımlılığından çekti. Yıllar sonra o günleri anlatırken, ilk büyük tehlike sinyalinin 1978’de Cannes Film Festivali’nde uyuşturucu kullanmadan röportaj veremediğini anlayınca geldiğini söyleyecekti.

- Steven Spielberg de özellikle Üçüncü Türden Yakınlaşmalar filmini çekerken bağımlılıkla mücadele ediyordu. Kendisi oradan çıkmayı başardı ancak ‘Oscar kazanan ilk kadın prodüktör’ ünvanını da elinde bulunduran yapımcısı Julia Phillips onun kadar kolay kurtulamayacak, hatta bağımlılığı yüzünden setten kovulacaktı.