Güncelleme Tarihi:
Neden Türkiye’de bir Hıristiyan kanalı kurma ihtiyacı duydunuz?
Size bir hikâye anlatacağım: Siirt’in Kurtalan bölgesine gittim bir okulda konuşmak üzere. Konuşurken bir öğrenci el kaldırdı, “Size dokunabilir miyim?” dedi. Dokundu, “Aaa bu da bizim gibi insan” dedi. Hıristiyanlar için algı bu kadar değişik. Bizi insan dışı sanıyorlar ya da yabancı ülkelerin, gizli örgütlerin organize ettiği, acayip ayinler yapan tipler... Amaç, biraz da bu algıları değiştirmek.
“Dış güçlerin organize ettiği” dediniz de... Kaynak nereden buluyorsunuz? Yani bu televizyonu nasıl finanse ediyorsunuz? Mesela siz zengin misiniz?
Ah keşke... (Gülüyor) Biz sadece buranın çalışanıyız. Sat-7 büyük bir organizasyon. Ortadoğu’da Hıristiyanlık kültürünü yaşatmak amacıyla o ülkelerde TV kanalı açılmasını destekliyor. Fikri ilk ortaya atan bir İngiliz. İran’da da var... Sat-7 Arabic var, Beyrut merkezli... Sonra “Türkiye’de de yapalım” deniyor. Burada kurulan şirketin şu anda üç ortağı var. İkisi yerli, biri yabancı. O ortakların sermayesiyle kuruldu şirket.
Diğer iki ortak Türk Hıristiyanı mı?
Evet Türk Hıristiyanı. Biri Ermeni Ortodoks, biri Protestan cemaatinden.
Peki hangi mezhebin yayınlarını yapıyorsunuz?
Ne Protestan, ne Katolik ne Ortodoks. Mezhepler üstü bir yayınımız var. Kanalımızı Türkiye’deki bütün Hıristiyan mezhepleri destekliyor. Hatta, mezhepler değil, dinler üstü... Kanalın kadrolu çalışanı toplam 21. İçimizde Hıristiyanlar dışında Müslümanlar, kendisini Alevi ya da ateist olarak tanımlayanlar var. Bir dönem bir Musevi çalışanımız da oldu. Kimse kimsenin inancına bir şey demiyor.
Kârda bir kanal mısınız?
Daha çok yeniyiz. Reklam almak için elimizden geleni yapıyoruz.
Kurnaz gazeteci size şeyi söyletmeye çalışıyor: Dışarıdan finanse edilen, aslında kökü yurtdışında bir yayın olduğunuzu...
(Gülüyor) O zaten sürdürülebilir bir şey olmazdı. Bu şekilde bir yayıncılık yapmak istiyorsanız, mutlaka reklamla, başka ticari unsurlarla desteklenmesi lazım. Ama reklam açısından çok kısa vadede iyi gelişmeler bekliyoruz. Bir-iki anlaşma yaptık bile.
SİZ 476'NIZ, BEN TEK!
Yayın Yönetmeni Gökhan Talas
“Reklam almaya çalışacağız” diyorsunuz ama Türkiye’de kaç kişilik bir hedef kitleniz var ki?
Resmi rakamlar 150-200 bin Hıristiyan olduğunu gösteriyor. Yüzde 1 bile değil yani. Bu yüzden herkes aynı şeyi soruyor: “Türksat’ta 477 kanal var, şansınız ne olabilir ki?” diyorlar. Ama biz, 477 kanal içinde, tek alternatif kanalız.
Siz 476’nız, ben tek mi diyorsunuz yani...
Evet. Biraz öyle. Türksat’a çıktıktan sonra şunu da gördük: Aslında, sadece Hıristiyanların izlediği bir kanal olmayacağız. Aldığımız geri dönüşlerin yüzde 80’i Hıristiyanlardan değil. Bu konuda ilgisi, merakı olan insanlar da bizim hedef kitlemiz. Bir Müslüman “Çarpılırım” diye kiliseye gitmiyor. Ama merak ediyor ne oluyor içeride. İşte biz açtık onu gösteriyoruz.
Tepkiler genelde olumlu dediniz. Olumsuz reaksiyon var mı?
Var tabii ama beklediğimizden çok daha az.
Dini eğitiminiz var mı?
Türkiye’de dini eğitim var mı ki? İngilizceniz varsa internetten alabilirsiniz. Ya da Ruhban Okulu’nu bekliyoruz, açılırsa bir şans olur.
Yayın akışınız nasıl?
Sabah çocuk kuşağı, arkasından kadın kuşağı... Talkshow’lar, yemek programları... Normal bir kanalda görebileceğiniz her şey bizde de var. Müzik, belgeseller, filmler... Sadece bizde sert bir şey bulamazsınız. Küfür yok, açıklık saçıklık yok, şiddet yok.
Kendinizi ne olarak tanımlarsınız: Hizmetli mi, misyoner mi? Yani amacınız, var olan Hıristiyanlara hizmet götürmek mi yoksa bizim nesillerimizi Hıristiyanlaştırmak mı?
Bu ülkede az Hıristiyan yaşıyor ve çeşitli nedenlerle kendilerini yalnız hissediyor. Amacımız, onlara “Yalnız değilsiniz” demek. Kimseyi televizyon kanalıyla Hıristiyan yapamazsınız. Bir de benim İslami kanallarda düzenli izlediğim programlar var. Hiçbiri beni müslüman yapmadı.
ÇARMIHA GERİLMİŞ İNSANA İMAN
Yayın Yönetmeni Gökhan Talas
Zirve Katliamı’ndan canlı kurtuldunuz. Böylesine büyük bir travma yaşamış biri olarak korkmuyor musunuz? Bu yayını yurtdışından yapabilecekken hâlâ ‘Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya’?
Evet, ekstra bir şey yaşadım. Benim için zordu ama bu konuda şaşkın değilim çünkü zaten çarmıha gerilmiş bir insana mesih olarak iman ediyoruz. İnancımızın kökünde bu var. O yüzden acı çekmek, sıkıntı yaşamak üzücü ama bir taraftan bu televizyon kanalı bunun için var aslında. Kendimizi ifade ettikçe tedavi oluyoruz.