Güncelleme Tarihi:
◊ Hazırlık süreciniz nasıldı ve nasıl bir koleksiyon ortaya koydunuz?
- Uzun zamandır bu koleksiyon için çalışıyorum. Ben ve ekibim, her aşamasında büyük bir özen ve tutku ile ilerledik. Hazırlık süreci, heyecan dolu anlar, güzel hatıralar ve sayısız maceralarla geçti. Her detayı titizlikle ele aldığımız bu süreç, benim için yaratıcı bir yolculuktu. Hazırlık sürecine kesin bir zaman vermek zor. Çünkü bu, hayat boyu bir birikimin sonucu. Belki de koleksiyonum için hep hazırlık yaptım diyebilirim.
◊ Yeni couture koleksiyonunuz “Phoenix Bloom” ismi nasıl ortaya çıktı?
- “Phoenix Bloom” ismi koleksiyonun ana ilham kaynağı olan Anka kuşunun yeniden doğuşunu ve kadının içindeki sonsuz gücü simgeliyor. Tıpkı Anka kuşunun küllerinden doğması gibi, her kadının kendi içindeki gücü keşfetmesi ve her seferinde yeniden doğması gerektiğini vurgulamak istedim. 8 Ekim’de Venedik Sarayı’nda ilk kez moda severlerin beğenisine sunacağız.
40 yerli ve yabancı model tasarımlarımı podyuma taşıyacak. Defilenin koreografisi ve prodüksiyonu Öner Evez ve Yakup Biçer tarafından hazırlanıyor. Çok heyecanlıyız.
BU BİR HAYAT YOLCULUĞU
◊ Bu süreçte nasıl duygular içindeydiniz?
- Hazırlık süreci benim için çok heyecan vericiydi. Hâlâ bu heyecanı yaşıyorum ve karmaşık duygular içindeyim. Bir yandan koleksiyonun son aşamasına gelmenin gururunu yaşıyorum, diğer yandan ise bu sürecin bitiyor olmasına dair bir hüzün var. Mutluluk, gurur ve hafif bir tedirginlik iç içe geçmiş durumda.
Kelimelerle tarif edilemeyecek bir heyecan içindeyim. Bu sadece bir defile değil, bir hayat yolculuğunun sahneye çıkış anı. Bu kadar uzun zamandır üzerinde çalıştığınız bir şeyi dünyanın gözleri önüne sunmak, tarifsiz bir duygu.
◊ Koleksiyonunuzda hangi detaylar öne çıkıyor? Defilede kaç parça sunacaksınız?
- Koleksiyonumda öne çıkan detaylar arasında el işçiliği, Anka kuşu ve Hibiskus çiçeği gibi güçlü simgeler yer alıyor.
Nakış ve baskı desenleri ile bu iki simgeyi adeta bir dans içinde resmettim. Zarif ama bir o kadar güçlü kadın figürünü temsil eden heykelsi formlar, koleksiyonun merkezinde. Koleksiyon, yaklaşık 55 parçadan oluşuyor ve her biri bu sembolizmi kendi içinde taşıyor.
İstanbul’a âşık oldum
◊ Sırbistan’dan Türkiye’ye uzanan tasarım yolculuğunuz nasıl gelişti?
- 18 yaşında İstanbul’a geldim ve bu şehre adeta âşık oldum. Burada yaşamak ve yaratıcı bir yolculuğa başlamak büyük bir mutluluk. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden mezun oldum ve bu şehirde hayallerimi gerçekleştirme fırsatını buldum. İstanbul, benim için sadece bir şehir değil, bir ilham kaynağı oldu.
◊ Sizce bir tasarımda farklılık ve özgünlük mü, rahatlık mı daha önemli?
- Bir tasarımda her şey önemlidir, ancak özgünlük ve farklılık her zaman ilk sırada gelir. Tasarım, bir ifade biçimidir ve bu kimlik ne kadar özgünse, o kadar güçlü olur.
ÖZGÜN, GÜÇLÜ VE HEYKELSİ
◊ Tasarımlarınızı 3 kelimeyle anlatacak olsanız, ne derdiniz?
- Özgün, güçlü, heykelsi.
◊ Bugüne kadar hangi ünlü isimleri giydirdiniz?
- Saymakla bitmeyecek kadar çok isim var. Ama hemen aklıma gelenler arasında Hande Erçel, Sibel Can, Sıla, Hadise, Cemre Baysel, Nesrin Cavadzade, Burcu Esmersoy, Çağla ŞIkel, Derya Uluğ, Zeynep Bastık yer alıyor. Hepsi de benim güzel deneyimler edinmemi sağladı. Şanslı biri olduğumu düşünüyorum. Bugüne kadar birlikte çalıştığım kişiler hayatıma güzel katkılar sundu.
DAHA BÜYÜK PROJELERE İMZA ATACAĞIM
Gelecek hayalleriniz ne?
- Benim gelecek hayalim, hayatım boyunca sürdürmekte olduğum yaratıcı ve sanatsal yolculuğun daha da ileriye gitmesi. Tasarımlarımda kadınların gücünü, zarafetini ve içsel özgünlüklerini ortaya çıkarmayı hedefliyorum. Koleksiyonlarımın dünyaca ünlü isimler ve markalarla iş birliği içinde olduğunu görmek büyük bir hayalim.
Kadının olduğu her yerde gücü ve güzelliği vurgulayan tasarımlarımın yankı bulacağına inanıyorum. Gelecekte çok daha büyük projelere imza atmayı ve dünya çapında bir marka haline gelmeyi amaçlıyorum.