Güncelleme Tarihi:
“Amber Heard, SoHo’daki Other Music’in albüm reyonunda dolaşırken, tamamen aradığı şeye konsantre olmuş şekilde yeşil gözlerini kısıyor, ta ki -işte!- bulana kadar. Elindeki albümü kaldırarak “Blind Willie McTell!” diyor. “Benim favorim bu. Gerçek blues dinlemek istiyorsan tabii!” Heard birden Teksas aksanına doğru kaydığını fark edip ağzını kapatıyor. “Heyecanlandığımda böyle oluyor” diye fısıldıyor. Sonra üstünde beyaz pantolonuyla “50’ler country”yle “60’lar soul” yazan bölümlere dalıyor ve incecik kollarıyla taşıdığı plakların sayısı giderek artıyor. Ama esas olayı tartışmasız blues. “Ah Nina Simone” diyerek elindeki albümü sıkıca göğsüne bastırıyor. “The Other Woman (Öteki Kadın), inanılmaz bir şarkıdır. Kalbini paramparça eder.” Sonra birden söylediğinin farkına varıyor ve duraksıyor. Albümlerin parasını ödemek için hızla kasaya doğru gidiyor.
NINA SIMONE- THE OTHER WOMAN
JOHNNY DEPP’İ BÜYÜLEDİ
Heard mağazadan çıktığında elinde koleksiyonuna ekleyeceği epey plak var. SoHo Caddesi’nin kalabalığında dolaşırken, seyahat ederken her yere yanında pikap taşıdığını, plakların sesinin dijitalden ve kitapların e-kitaplardan daha iyi olduğunu anlatıyor. Bu arada Heard nadir ve hayli değerli bir kitap koleksiyonuna sahip. Başını teatral bir tavırla geriye savurarak “Kitap kokusuna aşığım” diyor. Bu hareketiyle When Harry Met Sally’nin seçmelerine bir kez daha katılıyor gibi. 29 yaşındaki genç kadın -söylentilere göre- 2011 yılında The Rum Diary filmindeki rol arkadaşı 52 yaşındaki Johnny Depp’i öyle büyüledi ki, ünlü aktör onunla birlikte olmak için iki çocuğunun annesi Vanessa Paradis’le 14 yıllık ilişkisini bitirdi. İkili geçen şubat Depp’in özel adasında bir törenle evlendiler ve bir eğlence kanalının haberine göre Johnny Depp geline ve kendisine evlilik hediyesi olarak iki Shetland midillisi satın aldı.
Mesela şu sıra New York’ta bulunmasının nedeni rol aldığı iki bağımsız filmin Tribeca Film Festivali kapsamındaki ön gösterimlerine katılacak olması. Bunlardan ilki tutunmak için mücadele eden bir besteci ve şarkıcıyı canlandırdığı When I Live My Life Over Again, diğeri James Franco’yla birlikte rol aldığı The Adderall Diaries. Hollywood’daki birçok kadın oyuncu gibi Heard de katmanlı karakter yokluğundan şikayetçi. “Elime neredeyse her ay bir senaryo geçiyor ve hepsinde derinliği olmayan kadınlarla karşılaşıyorum.
Senaryo merkezinde genelde erkekler oluyor” diyor sesinde buruk tonlamayla. “Sonuçta yaşamı taklit etmeye çalışıyoruz. Ama gerçekçi kadın karakterler konusunda hiç yaratıcı değiliz ya da bununla ilgilenmiyoruz- ki ikisi de üzücü.”
Devamı ELLE Ağustos sayısında...