Ajda gençleri yakaladı

Hurşid Yenigün, yaptığı aranjeler ve yarattığı konsept albümleriyle Türkçe pop’un 70’lerdeki gelişimine büyük katkı sağladı. Sezen Aksu, Esmeray, Yeliz, İlhan İrem, Nilüfer, Melike Demirağ, Nil Burak gibi isimlerin ilk dönem müzik çalışmalarına besteler yaptı.

Yenigün, müzikle bağının ilk olarak mandolin çalarak başladığını söylüyor:
“Ankara’da ilkokula başlamamla bana bir mandolin hediye ettiler. Babamın da müzisyen olmasından kaynaklı alaturka müziğe kulak yatkınlığım vardı. İlkokul 5. sınıfta gitar çalmaya başladım. Gitarla birlikte yolum biraz değişti. The Beatles’ın dünyayı kasıp kavurduğu dönemdi. O müzikle haşır neşir oldum. Okulda amatör orkestralarım oldu. Liseye geldiğimizde çeşitli gazinolarda Aristokrat 4 adlı grubumla sahne çalışmalarına başladım ve profesyonelliğe adım atmış oldum. Şanar Yurdatapan ile Ankara’da Playboy ve Süreyya gece kulübünde çalıştım. Askerlikten dönünce de Şanar ve Attila Özdemiroğlu beni İstanbul’a Şat Yapım’da çalışmam için çağırdı.”


Piyanist şantörler
orkestraları bitirdi
Yenigün, orkestraların popülerliğini kaybetme nedenini ise şöyle anlatıyor:
“İnanılmaz iyi müzisyenler bir araya geliyordu. Ama 70’li yıllarda orkestralar da dağılmaya başladı. Piyanist şantör dönemi başladı. Biraz Batı müziği gibilerdi sonra arabeske döndüler. Ferdi Özbeğen, Ümit Besen, Arif Susam gibi piyano çalıp şarkı söyleyenler istila etti piyasayı. Bu da büyük orkestraları bitirdi. Çünkü tek kişinin yapmış olduğu iş ucuza mal oluyordu.”

Şat Yapım’ı yasaklayınca
iletişim koptu
Hurşid Yenigün, 70’lerin başında ise Ankara’dan İstanbul’a taşınıp Şat Yapım’la çalışmaya başlıyor:
“Şat Yapım’da aranjör olarak işe başladım. Yaptığımız şarkıların çalma aşamasında da yer aldım. Sahne işini bıraktım ve bir süre işin mutfağında yer aldım. 75 yılından itibaren çıkan çoğu şarkıcının prodüksiyonunu yaptım. 3 yıl boyunca aralıksız çalıştım. O zamanın tekniği de çok farklıydı, stüdyolar çok ilkeldi. Ajda Pekkan’ın ‘Petrol’ şarkısını yaptık. Fakat TRT’nin denetimi ve yasaklarıyla ilgili sorunlarımız ortaya çıktı. Olur olmaz şeylere yasak getiriyorlardı. Bunun da dolduruşuyla Şanar Yurdatapan, Ajda Pekkan’ın ödül kazandığı geceyi protesto ederek ödülü almadı. Büyük bir olay oldu ve TRT’de Şat Yapım’ı yasakladı. Bu durum piyasa ile iletişimizi kopardı. Bize iş gelmemeye başladı. Şat Yapım’ın yaptığı prodüksiyonları TRT yayınlamadı ve bize yasak geldi. Mecburen Sezen Aksu ile şirketten ayrıldık.”

1975 yılında çekilmiş bu karede Attila Özdemiroğlu, Hurşid Yenigün, Şanar Yurdatapan, Baha Boduroğlu ve Semika Yankı bir arada.

“Gırgıriye” adını Kibariye’den
esinlenerek koydum

Hurşid Yenigün, Sezen Aksu ile çalışırken de kendi adına “Pop Fasıl” adında bir plak çıkarıyor:
“Batı enstrüman alt yapıları olan üst yapıda alaturka enstrümanların çalındığı bir projeydi. Fasıl şarkılarını eğlenceli bir şekilde çaldık ve ilk defa böyle bir iş yapılıyordu. Bu da yapıştı sonra bana. 6 tane albüm daha çıkardım. Şat Yapım’dan ayrılmam bana kapıları açtı.”

Yenigün ayrıca 1981’de yayınlan “Gırgıriye” film serisinin de isim babası:
“81 yılında Yenigün Plak adında şirketimi kurdum. Orada ilk yaptığım prodüksiyon ise ‘Pop Gırgıriye’ oldu. Gırgıriye’yi çıkardığımda çok sattı. Bu sırada Türker İnanoğlu ‘Sulukule’ adında bir film çekiyordu. Türker Abi’nin kulağına gitmiş benim plak ve ‘Senin bu şarkıları bizim bu filmde kullanalım. Filmin adını da ‘Gırgıriye’ koyalım’ dedi. TRT, her müziği yayınlamazdı. Fakat yılbaşında hiç ekrana çıkarmadıkları bir müzisyene şans verirlerdi. 81 yılına girişte sahneye bir şarkıcı çıktı, ilk defa duymuştum. Adı da Kibariye’ydi. Çok sarsıcı bir sesi vardı. Fakat telaffuzunda farklılık vardı. Eğlenceli bir iş yaptığım için Kibariye’nin isminden esinlenerek Gırgıriye adını öyle ortaya çıkardım.”

“Kaybolan Yıllar”ın kalıcı olacağını tahmin ettim
Yenigün, Sezen Aksu’nun “Minik Serçe” olmasını sağlayan albümde çalışmasının nasıl olduğunu şöyle anlatıyor:
“Şat Yapım’dan ayrıldıktan sonrası Sezen’le kısa bir süre çalışmaya başladık. ‘Kaybolan Yıllar’ diye bir şarkı getirdi ve onun aranjmanını yaptım. Çok güzel bir şarkıydı, kalıcı olacağını tahmin ediyordum. Ve plak çıktı. Şirket Sezen’e büyük bir prodüksiyon yapmaya karar verdi. O da ‘Serçe’ albümüydü. Birkaç şarkıya Esin Engin aranjman yaptı ama çoğunlukla benim aranjmanım ve bestelerimin olduğu iki plaklı çalışma oldu. ‘Serçe’ adı da bu vesile ile Sezen’e yapıştı. Fahrettin Aslan’la gazinolar ile çalışmaya başladığında orada başka orkestrayla sahne aldı ve yollarımız ayrıldı. Erkan Özerman’ın organizasyonu ile Türkiye’den Paris’e gittik Eyfel’de bir Türk gecesi yaptık.”

Ajda Pekkan
gençleri yakaladı
“Bizim kuşakta gençleri yakalayan isim Ajda Pekkan’dır. Gece çalışanların repertuvarlarına baktığım zaman da 70-80’li yılların şarkılarını görüyorum. Benim nostalji olarak yaptığım şeyin aynısını yapıyorlar. Sahnedeki 20 yaşındaki gençler eski şarkıları söylüyor. Yeni popüler olmuş bir repertuvar yok. Müzik 80’lere kadar olmuş bitmiş gibi sanki...”

Kızım Dicle ile yeni single’ımız yayınlandı
71 yaşındaki Hurşid Yenigün, hâlâ üretmeye ve şarkılar yayınlamaya devam ediyor. Bodrum’da yaşayan sanatçı, kızı Dicle Yenigün ile çalışmalar yapıyor:
“Her şeyin sonu var diyerek Eski Dostlar’ı bitirdim ve kızımla sahneye çıkmaya başladım. Bu sene kızıma ve kendime bir şarkı yaptım. Onları yayınladım.”
Sanatçı, “Türk pop müziğine nasıl bir iz bıraktığınızı düşünüyorsunuz” sorusuna şu yanıtı veriyor: “Neşeli, eğlenceli, rahatlıkla dinleyeceğin şarkıları yapan adamdım. Pop müzik gelip geçici bir müzik. Zamanın ruhuna göre de değişiyor. Bugün pop müzik adına ne var, rap mi? Bana göre değil.”

Sanatçının, Attila Özdemiroğlu ve Şanar Yurdatapan’la Ankara’da.

10 bin dolar verince klibiniz 1 hafta yayınlanıyordu

Hurşid Yenigün, 1995 yılında plak şirketini kapatıyor ve sektörün değişimine ayak uyduramıyor:
“Müzik sektörü o dönem can çekişmeye başladı. 90’lı yıllar özel televizyonun açılımıydı. Aynı zamanda da bir teknik sistem değişikliği oldu. Analog sistemden dijitale transfer olduk. Stüdyo üretimleri çok kolaylaştı. Müzik kanalları da ortaya çıktı. Binlerce şarkı üretildi. Büyük yatırımlar oldu ve klipler çekilmeye başlandı. 10 bin dolar verdiğinizde Kral TV, bir hafta klibinizi yayınlıyordu. Sistem çöktü. Buna güç mü yeter! Binlerce şarkıcının arasında 100 şarkı kalıcı olmuştur.”
Eski Dostlar ile 70’lerin
müziğini tanıdılar

Hurşid Yenigün’ün kurduğu Eski Dostlar ekibinde Atilla Atasoy, Ercan Turgut, Banu Kırbağ, Esmeray, Güzin ile Baha, İskender Doğan, Kartal Kaan, Melike Demirağ, Nur Yoldaş ve Semiha Yankı yer alıyordu.
Bu dönemin ardından da Yenigün, “Eski Dostlar” projesini hayata geçiriyor:
“Çalıştığım Kent Müzik, EMI ile ortak oldu. Onlar da beni müzik direktörü yaptı. Piyasa o kadar kötüye gidiyordu ki ‘Eski Dostlar’ projesini hazırlamaya karar verdim. Şat Yapım döneminde çalıştığım bazı arkadaşlarımdan ekip oluşturdum. Benimle beraber 12 kişiydik. Konsept şuydu, 20 yıl içinde herkes popüler olduğu şarkıyı söyleyecekti. Yeniden bu şarkıların aranjmanlarını yaptık. ‘Eski Dostlar’ projesini yapmam yeniden doğuş gibi oldu 70’li yılların şarkıcılarına. Hakan Eren de şimdi 90’lı yılları yapıyor. Kadro çok büyüktü ve ekonomik değildi. Yıllar geçtikçe kadrolar küçüldü, bazı arkadaşlarımız grubun dışında başka işlere gitmeye başladı.”