Güncelleme Tarihi:
1- ÇERNOBİL FACİASI
Dünya tarihinin en büyük nükleer kazası olan ve etkileri halen süren Çernobil, bir dönem içtiğimiz çaydan yediğimiz fındığa kadar her şeyden şüphelenmemizi sağladı. Kazanın ardından gazetelerde ve televizyonlarda her gün sakat doğan çocuklardan çift başlı ineklere kadar aklımızda yer eden görüntüler gördük. Kimse de televizyonu kapatmadı ya da gazeteleri uzaklaştırmadı. Her şey çok normalmiş gibi izledik. Aynı şimdiki zaman gibi.
2- PREKAZİ’NİN MONACO’YA ATTIĞI GOL
Gözlerimiz bütün bir ülkenin aynı anda zıplamasına şahit oldu. Prekazi’nin 35 metreden yeri yalayarak köşeden gol olan frikik atışı ve sonradan sokaklara dökülen halkımız yüzünden zannettik ki hep böyle sevinçli olaylar için sokağa çıkacağız.
3- BARIŞ MANÇO İLE ADAM OLACAK ÇOCUK
Muhteşem insan Barış Manço’nun bu çok popüler çocuk programının bizlere hiç beklemediğimiz birkaç etkisi oldu. Bize sorulan her soruya mantıklı ve düzgün cevaplar vermek zorundaydık. Şampiyon olmak için herkesten 10 puan almamız gerekiyordu. Ispanak yediğimiz için kollarımız kuvvetli olacaktı. Son olarak da, hepimizin penceresine minik kuşlar konacaktı. Seç, beğen ve al.
Güzel güzel, gözlüklü bir amcanın konuşmasını izlerken, oturma odasını felaket bir gürültü, etrafa kaçışan insanlar ve silah sesleri kapladı. Evin büyükleri şaşırmış, göz bebekleri küçülmüş ve panik halindeydiler. Sonra Turgut Özal tekrar geçti mikrofonun başına ve ‘Allah’ın verdiği canı ondan başkası alamaz.’ dedi. Küçük zihinlerdeki soru işaretleri büyüdü. Burada neler dönüyordu?
5- 1989 BULGARİSTAN ZORUNLU GÖÇÜ
Edirne sınır kapısından ellerinde yükleri, perişan vaziyette giriş yapan binlerce insanın görüntüsü unutulmazdı. Sınır komşumuz Bulgaristan ile ilgili bol küfürlü yorumlar dökülüyordu her yerden. Okulda sıkılgan, yorgun ve korkmuş yeni sınıf arkadaşlarımız oldu. Bizi en çok ürküten hikayeler ise geride bırakılmak zorunda kalınan çocuklar, eşler ve yaşlılar ile ilgili olanlardı.
İşte ucuz neon ışığın, parıltılı kıyafetlerin ve hep kaybeden olma hissinin bize yerleştiği televizyon programı. Her sene sanki kazanacakmışız gibi herkes ekran başına otururdu. Sonra ne olurdu anlamazdık, ülkemizin adı sıralamanın altlarında görünürdü. Bize puan vermeyen bütün ülkeler düşmandı. Demek ki puan verenler dosttu. Ama 14 puan çok azdı. Dostumuz hiç mi yoktu? Kimse bizi sevmedi mi?
Yeni tanıştığınız birine bunları sakın söylemeyin