Güncelleme Tarihi:
BEN AL DEMEDEN SAKIN ALMA!
Annenizle misafirliğe gitmişsiniz. Ortam yepyeni insan ve oyuncakla dolu. Diğer çocuklarda tıpkı sizin gibi yeni bir evde olmanın heyecanını yaşıyor. Evin sahibesi hanım ellerinde birbirinden güzel kurabiyeler poğaçalarla içeriye girdi ve tam ortanıza koydu. Çocuk aklınız hemen bir tane alıp ağzına tık diyor ama anneniz de tam karşınızda size bakıyor. Gözlerini önce kocaman açıp, sonra yavaşça kapatıp kaşlarını yukarı kaldırıyor kimse görmeden. Yani komutu aldınız: Ben al demeden sakın alma. Yutkunup, annenizin çaktırmadan kafasını sallayıp al diyeceği zamanı bekliyorsunuz tabii ki.
HEMEN ŞURAYA OTURUYORSUN
Yine günün en güzel aktivitesi olan misafirliktesiniz. Diğer çocuklar da yine en az sizin kadar kudurmaya hazır bir şekilde enerjiyle bekliyor. Derken kendinizi bir anda hararetli bir oyunun içinde buluyorsunuz. Anneleriniz de sohbetin keyfine kendini kaptırmış ve ne kadar kudurduğunuzu çok önemsemiyor. Siz de bundan aldığınız kuvvetle çocuklarla azdıkça azıyorsunuz. Ama azmanın bir sonucu olarak evin vazosu şangııırt diye yere düşüp bin parçaya ayrılıyor. Kısa bir sessizliğin ardından evin ev sahibesi ‘Amaaan bir şey olmaz cana gelmesin de!’ deyip vazoyu toplarken siz annenizle göz göze geliyorsunuz. Anneniz gözlerini kocaman açmış gözbebekleriyle size tam olarak oturacağınız yerin rotasını çiziyor. Anladınız siz…
HER ŞEY HER YERDE SÖYLENMEZ!
Misafirliğin ardından eve gelmişsiniz. Akşam yemeği sofrasında anneniz gün içinde neler yaptığını anlatıyor. Misafirlikte olan bir olaydan bahsederken siz büyük bir heyecanla bilmem ne teyzenin kızının bilmem kime kaçtığını söylemek için büyük bir heyecanla ağzınızı açmışken annenizle gözgöze gelmenizle kelimeler içinize kaçıyor. Anneniz aşağıya doğru bakan kafasının tam tersine bakan gözleriyle sizi uyarıp, aynı zamanda hafif bir öksürmeyle de sesli komutunu veriyor. Ve tabii ki susuyorsunuz.
ÇAYLARI TAZELE…
Bu defa misafirler size gelmiş. Siz de artık çocukluktan çıkmış yeni ergen döneminizdesiniz. Yani annenizin sizi ne kadar iyi yetiştirdiğinin mahalle teyzeleri tarafından test edileceği döneme geldiniz. Derken sohbet esnasında çay bardakları boşaldı. Siz de gülümsemeyle etrafa bakmaya devam ederken annenizle göz göze geldiniz. Anneniz seri göz hareketleriyle bir size bir bardaklara, bir size bir bardaklara bakıyor. Ve anlıyorsunuz ki çayları yenilemelisiniz.
Dünyayı kurtaracak sihir: Anne şefkati