Güncelleme Tarihi:
YILMAZ Erdoğan’ın kaleme aldığı, ilk kez 1993 yılında sahnelenen ve o dönem rekor düzeyde seyirci sayısına ulaşan “Kadınlık Bizde Kalsın” oyunu, 31 yıl sonra tiyatro sahnesine döndü. Yasemin Yalçın ve İlyas İlbey’in isteği üzerine Yılmaz Erdoğan’ın revize ettiği oyun, güncellenmiş haliyle sanatseverlerden büyük ilgi gördü. Geçmişte olduğu gibi oyunda yine başrolü üstlenen Yasemin Yalçın, projeyi yeniden sahnelediği için mutluluk duyduğunu belirterek “Çok özlediğim ve hep tekrar oynamayı düşündüğüm bir oyundu. Yılmaz da çok yoğun bir çalışma içerisinde olmasına rağmen bizi kırmadı” dedi.
SORUNLARA MİZAHİ BAKIŞ
Sanatçı, “Kadınlık Bizde Kalsın”ın toplumsal cinsiyet eşitliği, kadına yönelik şiddet ve kadın-erkek ilişkileriyle ilgili önemli mesajlar verdiğini dile getirdi: “Oyunumuzu kadınlar da erkekler de izlemeli ama erkeklere biraz daha büyük bir ayna tuttuğumuz bir oyun bu. Günümüz erkekleri, o yıllara oranla daha büyük bir erozyona uğradı; çabuk para, çabuk ilişki ve paraya dayanan bir özgüvenle elde edilmiş baskı yüzünden. Kadınlar da 80’li yıllara oranla aynı erozyon içinde. En korkuncu, ya elindekini kaybetme korkusuyla ya da paralı birini bulma endişesi içinde estetik salonlarını işgal ediyorlar. Günümüz sorunlarını mizahi bir bakışla ele alırken, seyirciye kadın-erkek ilişkisinin nereye gittiğini ve nasıl olması gerektiğini anlatıyoruz.”
Komedinin gücü
“Kadınlık Bizde Kalsın” oyununun metnini yeniden kaleme alan Yılmaz Erdoğan, “Talep, Yasemin ve İlyas’tan geldi. Benim için de oyunu yenilemek, eskiyen parçaları çıkarıp, güncel bölümler yazıp, oyunu son model hale getirmek için bir fırsat oldu. Üçte ikisine yakın bölümü yeniden yazdım. Eski, güzel bir binada geniş kapsamlı bir tadilat yapmak gibi oldu aslında” dedi. Erdoğan, sorunları çözmenin en etkili yollarından birinin mizah olduğunu dile getirdi: “Eşitsizlik, şiddet ve kadının üstünde oluşturulan diğer baskılar üzerine etkili bir şekilde gitmenin en güzel yolu; komedi. Çoğu kişi küfürden etkilenmez ama alay edilmek zoruna gider. Bunun nedeni, yaptığı ahmaklığın ya da alçaklığın üst perdeden yüzüne vurulup, sadece zalim değil, aynı zamanda aptal olduğunun da hatırlatılmasıdır. Yergiyi yapan tarafın özgüvenli yapısının da altını çizer.”