10 maddede bu hafta...
Güncelleme Tarihi:
Hürriyet editörlerinin ajandasından 'haftanın notları'... Bu hafta ne dinlesek, ne izlesek, nereye gitsek diyenlere... Yalnızlıktan bunalanlara, şifa niyetine!
İpek ÖZBEY seçti
Marcel Proust sevenleri de en az benim kadar heyecanlandıracağına inanıyorum.
Kitabın adı Otantik Snoplar: Marcel Proust'un Roman Karakterleri.
Mehmet Rifat kaleme aldı.
Kitapta 'Komedya'yı canlandıran yüksek aristokrasi, büyük burjuvazi ve onların çevrelerine özgü oyuncular kadrosunun kimliklerini, heyecanlarını, aşklarını, ihtiraslarını, kıskançlıklarını ayrıntılı bir biçimde okuyabilirsiniz.
Zeynep MİRAÇ seçti
Ben bir Tomris Uyar hayranıyım. Öyle böyle değil. Bütün öykülerini okudum, tabii gündökümlerini de... Uyar, ömrünün son yılında Yapı Kredi Yayınları’na geçmişti. Yayınevi çok vefalı ve özenli bir çalışmayla bütün kitaplarını yeniden yayımladı. Bu hafta çıkardıkları kitap ise bir başyapıt! Çünkü Tomris Uyar’ın 1971’den 2002’ye uzanan 11 kitabındaki bütün öyküleri tek bir ciltte toplamışlar. Başucuma koyup, her gece rastgele bir sayfa açıp okumaya başlayacağım.
“Bütün Öyküleri”/ Tomris Uyar/ Yapı Kredi Yayıncılık/ 932 sayfa
İpek İZCİ seçti
Uzun bir masanın etrafında toplanmış 12 kişi. Hepsi jüri, hepsi farklı ideolojide, farklı sosyal statüde. Az sonra bir oylama yapacak ve 19 yaşındaki bir çocuğun idam cezası alıp almaması konusunda karar verecekler. Oybirliği şart.
11'i, babasını öldürme suçlamasıyla yargılanan çocuğun katil olduğundan emin. Peki, ya onlara katılmayan biri varsa? Mesela 8 numaralı jüri… Sigarasından nefes alıp sakin sakin üflüyor: “Suçlu değil diyemem ama tam olarak suçlu olduğuyla ilgili kuşkularım var.”
Reginald Rose’un 1954’te yazdığı ‘On İki Öfkeli Adam’, bu sezon Şehir Tiyatroları’nın yeniden repertuarında. Bir jürinin diğerlerini çocuğun suçsuz olduğu konusunda makul şüphe temelinde ikna etme çabasını anlatan oyun, ilk olarak 1958–1959, ardından 1982–1983 sezonunda seyirciyle buluşmuştu. 1957 yılındaysa Sidney Lumet tarafından filme çekilmiş ve sinema tarihinin en önemi filmlerinden biri kabul edilmişti.
Sezonun en iddialı yapımlarından olan oyunda Serdar Orçin'in performansıyla göz doldurduğunu da belirtelim...
4 ve 5 Aralık günleri saat 20.30’da Kağıthane Sadabad Sahnesi’nde.
Ali Tufan KOÇ seçti
Yenal BİLGİCİ seçti
Mehmet İREN seçti
‘Fan art’ tabir edilen çizgi roman, bilim kurgu vesaire hayranlarını sevdikleri ikonik bir kahramana kendi çizimlerini, tasarımlarını yapması işi aldı yürüdü. Sıklıkla orijinaliyle kafa kafaya gidecek ayarda işler çıkarıyorlar. Burada da eli kalem tutan Batman sevdalıları muhtelif dönemlere uygun Yarasa Adamlar çizmiş. Bana sorarsanız çizgi roman ortamlarında söz konusu Batman ise gerisi teferruattır. Üstelik aralarında milli değerlerimize uygun bir Osmanlı Batmani de var!
Burak KURU seçti
Lana Del Rey dünyayı kasıp kavuruyor ve siz buna kayıtsız kalıyor olabilirsiniz. Belki de bunun sebebi, ağırlıklı olarak karamsar bir külliyatı olan genç şarkıcının eserlerinin bir bölümünün ‘dinledikçe seversin’ janrında olması. Bunu aşmak için de çeşitli müzisyenler onun şarkılarına ufak katkılarda bulunup, ilk dinlediğinizde sizde etki bırakmayan şarkıyı bambaşka hale getiriyorlar. Son örnek İngiltere’den geldi. Tom Vek, Lana Del Rey’in Brooklyn Baby şarkısına biraz müdahalede bulunmuş. Bence güzel de yapmış. Buradan buyurun: http://www.youtube.com/watch?v=xuKQKk4dC94&feature=youtu.be
Serkan OCAK seçti
Bu coğrafyada “Bozlak” dendiğinde akıllara ilk gelen isim Neşet Ertaş. Ustanın yeri elbette doldurulamaz. Ancak uzun süredir ilk kez dinlediğim bir albümü Ertaş’ın sesine ve müzikalitesine bu kadar yakın olduğunu hissettim. Ege Üniversitesi Konservatuvarı Ses Eğitimi mezunu Erkut Özkan’ın, “Kara Yerler” albümü...
Özkan, albümünde bir Orta Anadolu türküleri derlemesi yapmış. Dönemin önemli isimleri Hacı Taşan, Çekiç Ali, Neşet Ertaş’tan eserler seslendirmiş. Ertaş’ın ‘Ayva turunç narım var’, ‘Bir dost arıyorum’ türkülerini okuyan 1986 Ankara doğumlu Özkan, bağlamayı da kendi çalıyor. Çekiç Ali’nin “Üzerinde de Keklik Gibi” bozlağı albümün en iyi parçalarından biri...
Gülüm DAĞLI seçti
Evde radyo programı dinleyen son insan 1990'da vefat etti sanıyorsunuz ama bazılarımız hala bu geleneği sürdürüyor olabilir. Spiritüel yaşam koçu Aykut Oğut ve eşi Esra, ayda 2-3 kez, yani ne zaman canları isterse o zaman, evlerinden canlı yayın yapıyor. Ayratown.com internet sitesine girip bu yayını dinleyebiliyorsunuz. Enerjiydi kuantumdu; bu tür şeylere inanmanız şart değil. Yayına bağlanan kişilerin hayat hakkındaki karmaşık sorunlarını, Aykut ve Esra çifti, psikolojik ve spiritüel kuramlarla çözmeye çalışıyor. Yayın sonunda toplu bir gevşeme seansından sonra yatağa girip derin bir uyku çekebilirsiniz. Yayın 3 Aralık Çarşamba günü saat 21.30'da. Telefonunuzun alarmını kurmayı unutmayın! Adres: www.ayratown.com
Sebla KOÇAN seçti
Bir süredir hastası olduğumuz bir kahvaltı mekânı var: Kulindağ Dağ Evi. Sadece haftasonları kahvaltı imkânı olan mekân Riva yolu üzerinde bulunuyor. Yazın çok kalabalık olduğu için kışın gitmesi daha zevkli. Ama mutlaka önceden rezervasyon yaptırmak gerekiyor. Kulindağ’ın diğerlerinden en büyük farklı; taze taze fırından çıkmış ev yapımı ekmekler. Türlü çeşit ekmek ve pide seçeneği içinde gözünüz dönebiliyor. Ayrıca Adaçayı ya da limon reçeli gibi ilginç tatlar da mevcut. Genelde açık büfe kahvaltılara konan kötü peynir ve zeytin gibi ‘numaralar’ da yok. Kişi başı 35 TL’ye bence harika bir seçenek. Olağanüstü orman manzarası da cabası… O yolu gittiğinize pişman olmayacaksınız. Ve bütün gün hiç acıkmayacaksınız!