360 derece video nasıl izlenir?
Güncelleme Tarihi:
VİDEOYU 360 DERECE İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN
360 derece video nasıl izlenir?
Söyleşinin perde arkası: Sokakta toplu halde yürüyemiyorlar
** Onlarla Suadiye’de buluşuyoruz. Hepsinin gündeminde geçen haftaki Galatasaray-Fenerbahçe maçı var. Nasıl olmasın! Bu ekibin yönetmen dahil tamamı Fenerbahçeli... Aynı tribünün çocukları onlar... Özel hayatlarında da en büyük aktiviteleri maça gitmek...
** Sokakta toplu halde yürümeleri zor. Çünkü onları bir arada görenler ya fotoğraf çektiriyor ya da arkalarından dillere dolanan sloganları “Hastasıyız dede!” diye bağırıyor.
** Kadın hayranlarının çokluğu ilgimi çekiyor. “Kadınlar en çok hanginizi beğeniyor?” diye soruyorum, hep bir ağızdan tek bir cevap veriyorlar:
“Şevket Çoruh.”
** Birbirlerini anlatmalarını istiyorum. İçimizdeki ‘Şirin Baba’ Şevket Çoruh diyorlar... Timur Acar’ı ‘Bıyıklı Romantik Şirin’ seçiyorlar. Murat Akkoyunlu ‘Öfkeli ve Asabi Şirin’, İlker Ayrık da ‘Çalışkan Mucit Şirin’ unvanını alıyor.
Filminiz eleştirmenlerin favorisi olamıyor ama gişesi milyonlara ulaşıyor... Nerede bir hata yapılıyor?
Şevket Çoruh: Eskiden Kemal Sunal filmleri ‘Şaban filmi’ diye eleştirilirdi ama şimdi onlara “Ne güzel filmlermiş” diyorlar. Eskiden arabesk dinlenmez, aşağılanırdı, şimdi baş tacı... ‘Çakallarla Dans’ da seyircisini bulmuş bir film. Eminim yerini bulacaktır. O yüzden takılacak bir şey yok.
İlker Ayrık: Bir filmin gişesi kimi zaman içeriğinden bağımsız ilerliyor. Bazen gişe yapmamış çok iyi filmler olurken, gişe yapmış çok kötü filmler de olabiliyor. Bizim film özelinde konuşursak, otopark görevlisinden şirket yöneticisine kadar toplumun her kesiminden insanın takip ettiği ilginç bir film. Herkesin dilinde, filmde söylediğimiz ‘Hastasıyız Dede’ lafımız var. Ayrıca çakallık evrensel bir konu... Herkesin başına gelen hikâye bu dörtlünün de başına geldiği için izleyici bir özdeşlik kuruyor olabilir. Filler tepişiyor, olan her zaman çimenlere oluyor.Herkes çakallarla dans ediyor...
Türkiye’de çakallıklar çok mu?
Şevket Çoruh: Buraya sadece gülücükler koyman yeterli bence... Metroya, otobüse binerken herkes birbirinin önüne nasıl geçeceğine bakıyor, ambulansa önce yol verip sonra ilk kim arkasına geçer diye yarışıyoruz. Çakallık bizim DNA’mızda var.
Çakallıkta üst sıralarda mıyız yani?
Timur Acar: Açık ara.
Şevket Çoruh: Biz kendi çakallarımızı bile kendimiz seçiyoruz.
Filmdeki karakterleriniz yıllardır ‘yırtmak’ için çabalıyor...
İlker Ayrık: Bu bütün memleketin derdi. Memlekette herkes yırtmaya çalışıyor. Fakat ‘yırtmak’ için çalışmak yerine herkes bunun bir anda gerçekleşmesini istiyor ve çakallarla dans ediyor.
Şevket Çoruh: Bu film aslında çakalların parayla imtihanı. Ellerine para geçiyor ama onu harcamayı da beceremiyorlar.
İlker Ayrık: Alışmadık çakalda para durmaz. Para harcamayı bilmek de bir kültür. Bu masada o kültüre sahip biri olduğunu düşünmüyorum.
Sizler reklam filmlerinde oynadınız, dizilerde başroller aldınız... Artık yırttınız mı?
Murat Akkoyunlu: Hayatta kalmaya çalışıyoruz.
Timur Acar: Yırtıp fildişi kulelerimizde yaşadığımız yok. Yine hepimiz tiyatroyla uğraşıyoruz.
İlker Ayrık: E hem Timur hem Şevket Abi kazandıklarını yeniden tiyatroyla toprağa gömerek bize ne kadar zeki olduklarını gösterdiler.
Şevket Çoruh: Bizim memlekette yırtmak çok zor. Tam yırttım derken şimdi koca bir delik var. O söküğü nasıl dikeceğimi düşünüyorum.
Filmde dört erkeksiniz... Bu kadar testosteron yüklü bir sette çalışmak zor mu?
Şevket Çoruh: E dört filmdir aramızda Didem Balçın var ama onun da işi zordu tabii...
Timur Acar: Valla çok kolaydı. Saç derdi, giyim derdi yok. Set çok daha pratik ilerliyor.
KENTSEL DÖNÜŞÜM BİZİ DE VURDU
Mizah dediğin biraz da düşündürür, sizin filmin tek derdi güldürmek mi?
İlker Ayrık: Filmin isminden menkul tatlı bir politik mizahi tarafı var. Çakallarla dans eden dört garibanın hikâyesi. Ne zaman kafalarını çıkarmaya çalışsalar, kafalarına vuruluyor. E bu sana tanıdık gelmiyor mu? Aynı zamanda film, çekildiği seneye de tanıklık ediyor. Fonumuzda İstanbul var. Birinci filmde Fikirtepe hakikaten Fikirtepe’ydi, şimdi dördüncü filmde Fikirtepe’de gökdelenler var çünkü oralar gerçekten gökdelen oldu... Kentsel dönüşüm ‘Çakallarla Dans’ı da vurdu.
Murat Akkoyunlu: Biz altını çizerek kör göze parmak yapmıyoruz.
Şevket Çoruh: Film zaten “Semt bizim, ev kira” diyerek başlıyor... Daha ne olsun.
İlker Ayrık: Garibanlık ortak paydamız galiba...
Peki günümüz mizahında neden artık siyaset yapılamıyor? Siyasetçiler taklit bile edilemiyor. Mizahçılar siyasetten mi anlamıyor, yoksa korkuyor mu?
Murat Akkoyunlu: Siyasetçiler mizahtan anlamıyor. Yoksa bizler kapalı devre bu esprileri yapıyoruz. Ama onların tahammül sınırları farklı. Evet, mizah yapma özgürlüğü var ama sonunda başına gelecek şeylere de katlanman gerek.
İlker Ayrık: E hakkında açılmış bir dava var mı diye sorguladığın bir telefon servisi bile var. Öyle bir dönemde yaşıyoruz artık.
Bu ortamda güldürmek zor mu?
Timur Acar: Gülmek, gülümsemek hayatın ritmini artırır normalde ama artık daha zor.
Şevket Çoruh: Sokağa çıktığımızda insanların suratından o kötü elektriği almaya başladık. İnsanların bir şeye gülmesi, bir şeyi sempatik bulması çok zorlaştı. Mizah anlayışı dolayısıyla kabalaştı... Eskiden bahsettiğimiz Orhan Boran esprileri kalmadı.eleştirmenlerin favorisi olamıyor ama gişesi milyonlara ulaşıyor... Nerede bir hata yapılıyor?
Şevket Çoruh: Eskiden Kemal Sunal filmleri ‘Şaban filmi’ diye eleştirilirdi ama şimdi onlara “Ne güzel filmlermiş” diyorlar. Eskiden arabesk dinlenmez, aşağılanırdı, şimdi baş tacı... ‘Çakallarla Dans’ da seyircisini bulmuş bir film. Eminim yerini bulacaktır. O yüzden takılacak bir şey yok.
İlker Ayrık: Bir filmin gişesi kimi zaman içeriğinden bağımsız ilerliyor. Bazen gişe yapmamış çok iyi filmler olurken, gişe yapmış çok kötü filmler de olabiliyor. Bizim film özelinde konuşursak, otopark görevlisinden şirket yöneticisine kadar toplumun her kesiminden insanın takip ettiği ilginç bir film. Herkesin dilinde, filmde söylediğimiz ‘Hastasıyız Dede’ lafımız var. Ayrıca çakallık evrensel bir konu... Herkesin başına gelen hikâye bu dörtlünün de başına geldiği için izleyici bir özdeşlik kuruyor olabilir. Filler tepişiyor, olan her zaman çimenlere oluyor.Herkes çakallarla dans ediyor...
Türkiye’de çakallıklar çok mu?
Şevket Çoruh: Buraya sadece gülücükler koyman yeterli bence... Metroya, otobüse binerken herkes birbirinin önüne nasıl geçeceğine bakıyor, ambulansa önce yol verip sonra ilk kim arkasına geçer diye yarışıyoruz. Çakallık bizim DNA’mızda var.
Çakallıkta üst sıralarda mıyız yani?
Timur Acar: Açık ara.
Şevket Çoruh: Biz kendi çakallarımızı bile kendimiz seçiyoruz.
Filmdeki karakterleriniz yıllardır ‘yırtmak’ için çabalıyor...
İlker Ayrık: Bu bütün memleketin derdi. Memlekette herkes yırtmaya çalışıyor. Fakat ‘yırtmak’ için çalışmak yerine herkes bunun bir anda gerçekleşmesini istiyor ve çakallarla dans ediyor.
Şevket Çoruh: Bu film aslında çakalların parayla imtihanı. Ellerine para geçiyor ama onu harcamayı da beceremiyorlar.
İlker Ayrık: Alışmadık çakalda para durmaz. Para harcamayı bilmek de bir kültür. Bu masada o kültüre sahip biri olduğunu düşünmüyorum.
Sizler reklam filmlerinde oynadınız, dizilerde başroller aldınız... Artık yırttınız mı?
Murat Akkoyunlu: Hayatta kalmaya çalışıyoruz.
Timur Acar: Yırtıp fildişi kulelerimizde yaşadığımız yok. Yine hepimiz tiyatroyla uğraşıyoruz.
İlker Ayrık: E hem Timur hem Şevket Abi kazandıklarını yeniden tiyatroyla toprağa gömerek bize ne kadar zeki olduklarını gösterdiler.
Şevket Çoruh: Bizim memlekette yırtmak çok zor. Tam yırttım derken şimdi koca bir delik var. O söküğü nasıl dikeceğimi düşünüyorum.
Filmde dört erkeksiniz... Bu kadar testosteron yüklü bir sette çalışmak zor mu?
Şevket Çoruh: E dört filmdir aramızda Didem Balçın var ama onun da işi zordu tabii...
Timur Acar: Valla çok kolaydı. Saç derdi, giyim derdi yok. Set çok daha pratik ilerliyor.