Hayat gibi bir dizi

* “Ustura Kemal” bittiğinden beri ekranlarda göremiyorduk sizi. Ne oldu da bu inziva dönemi bitti? “Güneşi Beklerken”i kabul etme sebebiniz neydi?
�
- Valla her şeyden önce benim uğurlu kanalım Kanal D... Biz daha önce D Productions’la bir sürü iş yaptık, “İki Aile” gibi çok sevilen işlere imza attık, bu önemliydi benim için. Tabii senaryoyu da çok sevdim. Hikaye sağlamdı, yani işin kaymağı oldu. Ayrıca dizinin kadrosu çok güzel.
   �
* Hikayenin nesi o kadar özel ve güzel geldi size?      �

- Bana biraz eski bir diziyi anımsattı, biraz da okul dönemimle ilgili şeyleri.  �

* Peki izleyiciyi nasıl bir hikaye bekliyor?

- Bizi hayat gibi bir hikaye bekliyor.

* Nasıl yani?

- Bir gün aniden bir şey olur ve hayatınızın geri kalanı yaşadığınız o olaya bağlı olarak biçimlenir ya... Öyle işte... Bununla ilgili bir hikaye. Çok tüyo da vermek istemiyorum ama herkesin kendinden, çocukluğundan bir şeyler bulabileceği bir hikaye bu...

LİSEDEYKEN BASKETBOL TAKIMINDAYDIM

* Dizide bir okulun beden eğitimi hocasını canlandırıyorsunuz. Öğrencilere basketbol da çalıştırıyorsunuz. Öncesinde basketbolla alakalı mıydınız, bu çekimler için herhangi bir eğitime ya da hazırlığa ihtiyaç duydunuz mu?

- Lisedeyken basketbol takımındaydım. “Beyaz Gölge” dizisi zamanında hepimiz basketbol oynamaya başlamıştık zaten. Ama o heves çok uzun sürmedi, sonrasında hentbola geçtim. Kısa sayılamayacak bir süre hentbol oynadım. Sporla ilgim hep vardı yani. Hala fırsat buldukça spor yaparım. O yüzden bu dizi için özel bir eğitim almam gerekmedi.

* Peki canlandırdığınız Cihan Güzel karakterinin hikayesi nerede başlıyor tam olarak?

- Cihan Güzel karakterinin hikayesi doğduğunda başlıyor tabii ki... Bu dizideki Cihan derseniz... Çok parlak bir geçmişten sonra kendini biraz geri çekmiş bir adam... Geçmişiyle yüzleşme halinde... Çocukların hikayesi ile de birebir bağlantılı bir durumu var.

* İlk aşkı da aynı okulda okuyan Zeynep’in annesi Demet... Bu aşk yeniden mi alevlenecek peki?

- Küllenen bir şey yeniden alevlenir mi bilmiyoruz. Ama insan geçmişindeki sorunları halletmediği sürece huzurlu bir gelecek kuramıyor. Sürprizi bozmayalım, bu kadarla yetinelim...

BİZİMKİSİ BİR AİLE DRAMASI

* Peki Cihan nasıl bir karakter? Onu bir de sizden dinleyelim.

- Bir kasabada parlayıp İstanbul’a gelmiş, oradan NBA’e kadar uzanmış eski bir basketbolcu. Fırtınalı bir aşk yaşayıp evlenmiş, oyuncu bir eşi ve ondan bir kızı var. Kızının okulunda beden öğretimi öğretmenliği yapmayı herhangi bir takımın koçluğunu yapmaya tercih etmiş. Öğrencilerle arkadaş gibi... Ama tabii çok yumuşak ve her şeye eyvallah diyen biri de değil. Sporcu disiplini özel hayatında da geçerli.

* Ya yüzleşmek zorunda kaldığı geçmişi?

- Geçmişindeki yarası, bırakıp gitmek zorunda kaldıkları... Onlarla yüzleşiyor. Ama yüreği temiz biri, sevdiklerine ve öğrencilerine çok düşkün.

* Dizi kimlere hitap edecek?

- Bugüne kadar yapılmış okul dizilerindeki gibi bir durum yok, olmayacak. Yani hedef kitle sadece gençler değil... Dizide günlük hayatta çokça karşılaştığımız hikayelerin benzerleri var. Okul ise sadece bu hikayelerin buluştuğu mekan, o kadar... O yüzden bir gençlik dizisi demek yanlış olur bence. Bu bir aile draması. Herkesin kendi ailesi ve hayatıyla paralellik kurabileceği bir drama.

* “Güneşi Beklerken”, İstanbul’da çekiliyor. Yaz tatilinde şehirde kalmak size zor gelmeyecek mi?

- Kızım çok mutlu bu durumdan ama ben kendi adıma o kadar değilim... Ama çok sevdiğim bir hikaye olduğu için yazı burada geçirmeye değer mi; kesinlikle değer...

BU YAZ İSTANBUL’DA KALDIĞIMA PİYMAN DEĞİLİM

* Sette ortam nasıl? Çekimler nasıl gidiyor?

- Şu an üçüncü bölüm çekimindeyiz. İyi ve ritimli gidiyor. Oyuncular, özellikle de bizim genç tayfa çok iyi. Kerem olsun, Ege olsun, Hande olsun, Yağmur olsun... Hem enerjileri iyi hem iyi oynuyorlar.

* O genç oyunculara daha çok abilik mi yapıyorsunuz, hocalık mı?

- Arkadaşlık çerçevesinde gidiyor her şey. Son derece samimiyiz. Benden yana bir çekinceleri yok gördüğüm kadarıyla. Kaldı ki onlar da eğitimliler, aynı dili konuşabildiğimiz için sette rahatız. Neredeyse bir prova, devamında bir kayıt gibi oynuyoruz sahneleri. Hiç ilk bölüm çekimleri gibi değil. Her şey o kadar hızlı oturdu ki, sanki 30’uncu bölüm çekimindeyiz. Ekip çok iyi, set çok iyi, herkes güler yüzlü. Gerginlik veren setlerden değiliz. O yüzden de bu yaz İstanbul’da kaldığıma pişman değilim.

OYNADIĞIM HALDE OTURUP İZLEYECEĞİM

* İzleyicinize neler söylemek istersiniz?

- İyi bir drama hazırlıyoruz onlara. Yani şivelerin arkasına sığınan komedi değil, durumların içinden çıkan bir komedi... Aynen hayatın içinde olduğu gibi. Ailece televizyonun başına geçip keyifle 1 saat 15 dakika geçirebilecekleri bir iş. İzlemelerini tavsiye ederim. Ben de dizide oynamama rağmen oturup izleyeceğim.

                                      �