Güncelleme Tarihi:
İçinde olmayanı hiçbir yerde bulamazsın
Soru: Türk kadınlarıyla artık beraber olamıyorum. Tahammülüm kalmadı. Eskiden nazlarını, sazlarını çekerdim. Alttan alırdım, duymazlıktan gelirdim. Artık yaştan dolayı mı yoksa daha sık yabancı kadınlarla birlikte olduğumdan mıdır bilinmez katlanamıyorum, sürdüremiyorum. İster şımarıklık deyin, ister doyumsuzluk. Artık evlenmek istiyorum fakat yabancıyla evlenme fikrine oldum olası alışamadım. (Mehmet G.,
İstanbul)
Eşiniz dostunuz sizi anlamıyor, akıl danışacak birine mi ihtiyacınız var? Mail atmanız, derdinizi paylaşmanız yeterli
Yanıt: Egonun bu kadar şişkinine ne desem bilemedim! Türk kadınlarına tahammülüm kalmadı diyorsun ama bir soralım bakalım onların senin gibilere tahammülü kaldı mı? Büyük olasılıkla günlük uçucu / kaçıcı ilişkiler insanısın ve kendi açgözlü doyumsuzluğunu ‘nazı, sazı’ diye kadınlara yansıtmaya çalışıyorsun. Mamafih bu bile senin yaşadığın hayatı kendine yakıştıramadığını düşündüğünü gösteriyor. Kendine yakıştıramadığın için suçu kadınlara yıkmaya çalışıyorsun. “Daha sık yabancı kadınlarla beraber oluyorum” diyorsun. Ben de sana derim ki AIDS’e dikkat et. Ondan yırtsan sarılık kapabilirsin, uyanık ol. Yabancı kadınların iyi olduğuna inanmanı sağlayan şey nedir diye bir düşün bakalım. İki – üç gün gidiyorsun, gönül eğliyorsun, sorumluluk almıyorsun, tabii iyi gelir. Onlarla ilişkinde de sorumluluk alman gerekse, günde iki kez araman, üç kez mesaj yazman, akşam buluşman söz konusu olsaydı yine aynı duyguyu yaşayacaktın. Senin sorunun gerçekten âşık olmayı başaramıyor olman. Ve ne yazık ki içinde olmayanı hiç bir yerde bulamazsın.
Kocanın derdi seninle değil kendisiyle
Soru: Gençliğimde gitar çalardım. Evlilik, çoluk çocuk derken bir grupta çalma hayallerim suya düştü. Şimdi kızım ve arkadaşlarının amatör grubunda tekrar çalmaya başladım. Kızlar bana bayılıyor ama kocam dalgasını geçiyor, ciddiye almıyor, moralimi bozuyor. Onun düşündüğü gibi çocukça ve kendime yakışmayan bir şey yapıp etrafa kendimi
rezil mi ediyorum?
(Ülkü A., İstanbul)
Yanıt: Tipik bir Türk erkeği! Bu tipler, kendilerine esasen güvenmedikleri için böyle davranırlar. Kadın kendisini yetersiz hissetsin diye çabalarlar. Akılları sıra kadın kendisini yetersiz hissederse gözü de dışarıda olmaz. “Kendini beğenmeyen kadını kim beğensin” diye düşünürler. Kocan bu nedenle dalgasını geçiyor. Ona gününü göster diyeceğim ama bir ‘yuvanın’ yıkılmasının sorumluluğunu almak istemem. Gerçi bu anlattığın tablodaki eve ne kadar ‘yuva’ demek mümkün onu da bilemiyorum. Kocanın dalgasını boş ver, keyfine bak. Ve bence sen onunla dalga geç, koca adam olmuş bir müzik aleti bile çalamıyor diye!
Kıskançlık gösterileriyle kızın huzurunu kaçırma
Soru: Yaş olarak benden küçük biriyle 10 yıllık bir ilişkim var. Başta her şey çok iyi, çok güzeldi. Zaman geçti, ben 50’yi devirdim, o ise 30’larında, en güzel çağında. Kendime ve ona baktıkça, kendimi ona yakıştıramıyorum ve tuhaf kıskançlık krizlerine giriyorum.
O ise tüm bu olup bitenlere hiç anlam veremiyor, dahası umursamıyor. Acaba artık bu tatlı rüyayı sonlandırmanın zamanı
geldi mi?
(Emre O., İzmir)
Yanıt: Bir tür Pygmalion öyküsüne benziyor! Belli ki kızcağız senin elinde yetişmiş ama sen şimdi yaşlandığını düşünüyorsun, kızın kaçıp gideceğinden korkuyorsun. Bu kafayı değiştirmezsen kuşku duyma ki kaçıp gider. Kadınlar, erkeklere benzemez pek. Onu huzursuz eden özel bir durum yoksa yeni bir ilişki peşinde koşmazlar, gözleri de dışarıda olmaz. Sen kıskançlık gösterileriyle huzurunu kaçırırsan, dışarıda daha ilginç bir hayat olabileceği fikrini kızın kafasına zorla sokmuş olursun. “Kendimi ona yakıştıramıyorum” ne demek? Sen 40, kız 20 iken yakışıyordunuz da şimdi mi yakışmıyorsunuz? Akıllı ol, kızı canından bezdirip kaçırma!