Hayat Erbabı

Uyanık tutman gereken kayınpeder değil kaynana

 Soru: Kız arkadaşımla sekiz aydır birlikteyiz. Haftaya ilk kez annesi ve babasıyla tanışacağım. Şimdiden stres yapmaya başladım. Annesi değil de babasından çekiniyorum. Hem de çok. Hayat gustosu çok yüksek biri. Şaraptan da anlıyor, viskiden de, klasik müziğe de bayılıyor, Türk sanat müziğine de. Yerli-yabancı okumadığı kitap, dergi; bilmediği bir halt yok ve benim onunla nasıl başa çıkacağıma dair en ufak bir fikrim yok. Üstelik her şeyi kritik eden biri! Kılığımı, kıyafetimi süzecek, bilgimi sınayacak, aldığım hediyeye burun kıvıracak. Böyle bir adama nasıl bir ev hediyesi götürülmeli? Giderken ne giyilmeli, neye dikkat edilmeli? (Arda T, İstanbul)

 Yanıt: Bu tarif ettiğin insanın Mehmet Barlas olmadığından emin misin? Bana çok tanıdık geldi! Her neyse, sorun müstakbel kayınpederin kim olduğu değil, senin bakış açında. Asıl kendini koruman gereken kişiyi gözden kaçırıyorsun.
Unutma, kız babaları, damatları allame-i cihan da olsalar onu zaten sevmezler. “Kız verdik, öküz aldık” atasözünü ilk söyleyen kişinin bir kayınpeder olduğu gerçeğini unutma. Ama üzülme, kızının mutlu olduğunu görürse sana özel bir düşmanlık beslemez, hatta elindekini avcundakini
kızı mutlu olsun diye harcamaya da çekinmez. Eğer eve gittiğinde en pahalı viskisinden ikram ederse, senin açından kayınpeder meselesi kapanmış sayılmalıdır. İlgini uyanık tutman gereken asıl insan kaynanadır. Yüzüne güler, arkandan kızını doldurur, ne olduğunu bile anlayamazsın. 5 karatlık tek taş alsan bile kızını doldurur: “Necla’nımın damadı 7 karatlık almış” diye!  Elbette bir damadın zekâsı, bir kaynanayı etkisiz hale getirmeye yetmez, bunu baştan kabul etmelisin. Bu sorunu çözemezsin, becerikliysen idare edebilirsin. Hediyeyi de abartma. Güzel bir çiçek al, saksılı olmasın sakın, yeter. Niyetin belli ki ciddi, daha çok para harcaman gerekecek, ilk günden kesenin ağzını açma, akıllı ol.

Çok âşıksan niye evleniyorsun ki?

 Soru: 2 senedir birlikte olduğum kız arkadaşımla evlilik kararı aldık. Kısmetse seneye evleniyoruz. Çok âşığım, çok mutluyum. Fakat şöyle bir sorunum var: Kız arkadaşımdan evvel birlikte olduğum kişi sayısı 6 – 7’yi geçmez. Hayatta ‘skor’ peşinde koşan bir adam değilim fakat yine de düşünmeden edemiyorum. Evlilik konusunda çok mu aceleci davranıyorum? Biraz daha hayata karışmalı, deneyim mi kazanmalıydım? (Özdemir A., Ankara)

 Yanıt: Çok âşıksan niye evleniyorsun, anlayamadım. Rahmetli Ahmet Rasim üstadımız şöyle der: “Birbirleriyle asla evlenmemesi gerekenler, birbirlerine âşık olanlardır!” Elbette başta âşık olmanın zararı yoktur ama tek sebep aşk ise, aşk bitince soluğu mahkeme kaleminde almak kaçınılmazdır. Unutma, “İyi gitmezse boşanırım” ancak daha önce evlenmemiş salakların ağzına yakışacak bir sözdür.
Deneyim kazanmak derken eğer cinsel bir deneyimden söz ediyorsan, şunu bil ki kadın fizyolojisi hep aynıdır. Daha önce gördüklerinde ne varsa, daha sonra göreceklerinde de aynı şeyler, aynı yerde olacak, hepsi bu kadar!