Güncelleme Tarihi:
Beş yılda onbinlerce kişi için gelişimin ve dayanışmanın çıkış noktası olan Aralık Derneği, yeni eğitim dönemi için start verdi. Sosyal sorumluluk projeleri ile Türkiye’nin en ücra köşelerine ulaşan derneğin kurucuları Elif Dürüst ve Şirin Sever "Biz bir hayal kurarak girdik bu işe. Daha sonra projeler büyüdü. Çok yol kat ettik. Bu kadar büyüyeceğimizi sanmıyorduk" diyor.
Aralık Derneği’nde yeni eğitim dönemi başlıyor. Bugüne kadar yaptıklarınızdan ve yapacaklarınızdan bahseder misiniz?
- Elif Dürüst: Aralık Derneği kurulalı 5 yıl oluyor ve biz bu 5 yıl içerisinde çok yol kat ettik. Burada en önem verdiğimiz şey değişik seminerler ve ders programlarıdır. Bunlar psikanaliz, felsefe, edebiyat, yaşam koçluğu, tasavvuf, politika, fotoğrafçılık gibi geniş bir yelpaze içinde konusunda en iyi eğitmenlerin verdiği programlar oluyor. Mesela 3 ay için başlıyor program ama katılımcıların yoğunluğuna göre uzayabiliyor. Haftada bir gün olan programların sayısı da artırılabiliyor.
? Katılım ücreti nedir?
- E.D.: Katılımcılarımızın üçte biri burslu. Burada “Ben bu konuya ilgiliyim, bu konu hakkında bilgi sahibi olmak istiyorum ancak böyle bir şey için belli bir para ayırmam benim hayatımda bir lüks” diyen herkese kapımız açık. Gelip de geri dönmüş kimsemiz yok. Ders ya da seminerlere katılmak isteyenler eğitmenle de yaptığı konuşmadan sonra herhangi bir program seçip burslu olarak katılabiliyorlar. Normalde 200 TL. Öğrencilere yüzde 50 bursumuz var. Bu programlardan elde ettiğimiz fonları hazırladığımız sosyal sorumluluk projelerine aktarıyoruz. Çocuklar ve gençlerin okul hayatları için burslar veriyoruz. Kurulduğumuz günden bu yana on binlerce çocuğa, yüz binlerce kadına ulaştık. Milli Eğitim Müdürlüğü’yle birlikte sosyo-ekonomik geliri düşük okulları belirledik. Daha sonra bu okullara Devlet ve Şehir Tiyatroları’nda oynanan oyunları götürdük. İpekyol’un sponsorluğuyla Van’da toplum merkezinde yaşayan kadınlar için başka bir sosyal sorumluluk projesi hazırladık. Buradaki kadınlar, tişört, atkı gibi belli parçalar üretiyorlar. Bunları İpekyol’da çalışan modelistlerle belirliyoruz ve ortaya çıkan ürünler tüm İpekyol mağazalarında satılıyor. Gelir de oradaki toplum merkezlerinin ihtiyaçlarını karşılıyor.
? Sadece maddi yardım değil kadınları üretkenliğe de teşvik ediyorsunuz yani?
- Şirin Yalçın: Onun dışında Anadolu’daki güzel sanatlar liselerinde İsmail Acar’ın önderliğinde resim bölümündeki öğrencilerle değişik projeler yapıyoruz. Mesela İstanbul resmi yaptılar ve o resimleri sergileyip sattık, geliriyle de kendi okullarına katkıda bulunduk. Değişik daha bir sürü sosyal sorumluluk projeleri yapıyoruz. Ekim ayında öğretmenlere lojman yaptırmak için bir gece düzenledik. Programın sonundaki bağışları lojmanlar için kullanmaya başladık.
?Peki bu derneği kurarken hiç bu kadar büyüyebileceğinizi düşündünüz mü zorlandığınız oldu mu?
- E.D.: Şirin (Sever) de ben de, bir hayal kurarak başladık derneğe. Amacımız seminerlerden insanların bir kısmının ücretsiz yararlanabilmesiydi. Daha sonra çocuklar, kadınlar ve gençlerle yaptığımız projeler büyüdü. Anadolu’da değişik projeler yapmaya başladık. Çok yol kat ettik gerçekten de. Bu kadar büyüyeceğimizi zannetmiyorduk. Ama tüm bunlar motivasyonumuzu artırıyor ve daha çok projeler yapmaya teşvik ediyor bizi. Bize ulaşmak ve detaylı bilgi almak isteyen herkes www.aralik.net adresine bakabilirler.
Gönüllü ders verme teklifine sıcak baktım
? Aralık Derneği’nde gönüllü olarak çalışacaksınız. Size böyle bir dernekten teklif geldiğinde nasıl karşıladınız?
- Böyle bir aktiviteyi ben olumlu karşıladım. Türkiye’deki en önemli sorunlardan birisi eğitim. Maalesef özellikle lise seviyesinde daha sonra üniversite seviyesinde ciddi bir eğitim tıkanıklığı var. Dolayısıyla sivil insiyatif olarak eğitim alanında çaba gösteren böyle kuruluşların ilkeleri benim kendi ilkelerimle uyumluysa desteklemek taraftarıyım.
? Politika denilince herkes bir uzak durur, sıkıcı bulur. Sizin dersleriniz nasıl olacak?
- İnsanlar politikayı sevmiyor değiller aslında. Bir ilişkide ne kadar güçsüz olursanız o kadar kaçarsınız. Dolayısıyla insanlara politikayı sevdirmek için onlara güç vermek, seçme ve seçilme haklarının bilincine vardırmak gerekiyor.
Platon ne demek istedi anlamaya çalışıyoruz
? Sizin bir kaç tane farklı yapıda programlarınız var. Bunlardan biraz bahseder misiniz?
- Önceki dönemlerden devam eden “Platon” grubumuz var. Bu uzun bir süre devam edecek bir çalışma. Bunun dışında yeni katılımcılara açık sanat tarihi dersleri olacak, bir de müzik tarihi yapmak istiyorum. Ben Açık Radyo’da program yapıyorum. Bu programın benzeri bir çalışmayı, “derinleşen müzik sohbetleri” gibi, Aralık Derneği’nde sürdürmeyi düşünüyorum.
?Sanat tarihi, felsefe denildiği zaman insanlara sıkıcı gelebilir, sizin dersleriniz nasıl?
- Ben psikanalitik bir yaklaşımla sanata baktığım için, sanatın dürtüleri kamçılayan noktalarına da değiniyoruz. Sanatın pornografiyle olan ilişkisinin yanı sıra, örtünmek ve soyunmak, ölüm, şiddet gibi kavramlar da var derslerimizde. Çok sayıda resim inceliyoruz, film izliyoruz, bu yüzden keyifli bir program. “Platon” öyle değil ama. Platon’a sıkılmayı göze alan gelsin. Çünkü oturup cümle cümle tartışıyoruz. Platon’un ne demek istediğini anlamaya çalışıyoruz.
Anneler sorunlarını bizimle paylaşıyor
? Siz biraz “Anne&Bebek” seminerlerinizden bahseder misiniz?
- Bugüne kadar 5 farklı zamanda gerçekleştirdiğimiz bir program. İnteraktif bir toplantı olarak geçiyor. Benim anlattıklarımın yanı sıra seminerlerin bir kısmı insanların sorunları, kendi yaşadıkları ve paylaşmak istedikleriyle geçiyor. Seminerlerimize “anne ve bebek” ismini koyduk çünkü bir bebeğin olabilmesi için anneye, anne olabilmek için de bebeğe ihtiyaç var. Seminerimiz 4 hafta sürüyor. İlk hafta giriş yapıyoruz, ikinci hafta 0-1 yaş arasını konuşuyoruz üçüncü hafta 1-2 yaş ve son hafta da 2-3 yaşı konuşup bitiriyoruz.
? Son zamanlarda en çok rastladığınız problem nedir?
- Son zamanlarda en çok yemek problemi şikayetleri geliyor. Çalışan kadının anneliğe yüklediği anlamlardan biri bu. Yani bebeği yemediği zaman anneliği iyi yapamadığını düşünüyor kadın. Oysa genelleme yapmak yerine özele inip kişisel olarak yemeğe yüklenen anlama bakıldığında daha rahat oluyor problemin çözümü.
? Neden babalar yok bu seminerlerde?
- Babalar için semineri bir babanın vermesi daha doğru olur diye düşünüyorum. Bir de 0-3 yaş söz konusu olduğunda bebek anneye daha bağımlı olduğundan, annelik daha ön planda. Bir anne bütün yatırımıyla bebeğine baktığında, onu beslediğinde özellikle yeni doğan döneminde, o anneye de bakan bir yetişkinin mutlaka olması gerekir. Eğer annenin pilleri doldurulmazsa, sürekli verici durumunda kalırsa bir zaman sonra ciddi anlamda çöküyor.