Güncelleme Tarihi:
26 yaşındaki Birkan, "Hayalim dansçı olmaktı ama Türkiye'de bu işi yapmak zor. Okulu bitirdiğimde dansçı olmayacağımı biliyordum, ancak oyunculuğu da asla düşünmezdim. Hiç hayal etmediğim bir yerdeyim şu an" diyor.
Film gibiydi; diye başlıyor oyunculuk hikayesine Melis Birkan. Hani Laetitia Casta plajda, Adriana Lima markette alışveriş yaparken keşfedilmiş ya, Melis Birkan’ınki de biraz o hesap olmuş! Menajeri Özlem Durak, katıldığı bir davette, biraz sonra Melis’in sahnede dans edeceğini bilmiyorken henüz; uzaktan, loş ışıklar altında, hiç makyajsız haliyle görüyor onu ve hemen "kim bu kız" diye soruyor yanındakilere. Sonra da Melis’e kartını vererek "beni ara" diyor!
Melis, "Tarz-ı Hayat" adlı programı sunarak kameralara ısınma turu atıyor önce. Ardından "Çapkın" dizisi, sonra "Barda", "Amerikalılar Karadeniz’de 2" filmleri geliyor. Derken "Köprü" dizisi, arkasından da ilk kez Çağan Irmak’la tanıştığı "Ulak" filminde de rol alıyor. Ve "Issız Adam"la tavan yapıyor!
- Özlem’le tanışmam, "Barda" filmi, Çağan ve "Issız Adam"... Bunlar bir şekilde benim için ciddi dönüm noktaları. "Issız Adam"ın benim için önemi büyük. Çağan bana bunu önceden söylemişti zaten, başka bir şey olacak senin için demişti.
Bu, Çağan Irmak’ın rolü sizi düşünerek yazdığı anlamına mı geliyor?
- Evet, öyle olmuÅŸ. Beni aradığında, ’Ben rol için sadece seni düşündüm, senin olmanı istiyorum’ dedi. Ben de daha o an rolü kabul ettim. ÇaÄŸan her ne kadar sen önce bir senaryoyu oku dese de, ben kararımı vermiÅŸtim.Â
Çağan Irmak role nasıl hazırlanmanız gerektiği konusunda size önerilerde bulundu mu?
- Çağan’ın bize tek söylediği şey, senaryoyu çok okuyup rolünüze fazla hazırlanmayın oldu. Çünkü filmi çekerken Çağan senaryoyu öyle bir hale getiriyor ki, bize de sürpriz oluyor. Her şeye hazır, her türlü beyin jimnastiğine açık olmamızı bekliyor. Bu yüzden kalıplaşıp gelmeyin bana diyor. Ama bu kez biz de Çağan’ı şaşırttık. İlk kez senaryosundan 3-4 sayfa attı. ’Sizin buraya kadar, bunu bu kadar gerçekçi getireceğinizi düşünmemiştim, burayı siz kendiniz doğaçlama oynayacaksınız’ dediği sahneler oldu.
ÅžU ANDA KALBÄ°M DOLU
Bu arada, filmde bolca cinsellik unsuru ve yatak sahnesi geçiyor. Bu durum, ilk başrolünü oynayan ve bu işte yeni tanınmaya başlayan genç bir yüz olarak sizi tereddütte bıraktı mı hiç?
- Ben senaryoyu okumadan önce, Çağan bana aslında bunun çok da kolay bir rol olmayacağını söylemişti. ’Bir aşk filmi olduğu için doğal olarak her türlü romantizmi gösterecek şeyler de olacak’ dedi. Ben, ’Bana bunları söylemene gerek yok, senin gözüne güveniyorum’ dedim. Önemli olan niyettir ve ne anlattığındır. Bir şey anlatmak için yola
EÄŸitiminiz bale ve modern dans üzerine. Oyunculuk olmasa dansçı olmak mıydı hayaliniz? Â
- Dans çok içgüdüsel oldu, henüz altı yaşındayken dans etmek istediğimi fark ettim. Ortaokul ve lisede bale, üniversitede ise modern dans eğitimi aldım. Okurken yedi sene yevmiyeli olarak AKM’de çalıştım. Ama Türkiye, dans için elverişli bir ülke değil. Bu yüzden dansçı olmak konusunda tereddütlerim vardı. Bambaşka bir iş de yapabilirdim. Ama bunun oyunculuk olma ihtimali inanın çok düşüktü. Hiç hayal etmediğim bir yerdeyim şu an.
Hiç ünlü olma hayali kurmayan biri olarak, şöhret olma fikri sizi korkutmuyor mu peki?
- Hayır, çünkü ben şöhreti sadece tanınmak olarak algılıyorum. Benim hayatımda ünlü olmak hiçbir şey değiştirmedi. İşim bitince eskiden ne yapıyorsam yine aynı şeyleri yapıyorum.
Magazin basını henüz size bulaşmadığı için böyle konuşuyorsunuz belki de! Örneğin, Cemal Hünal ile sizi yakıştıranlar olabilir her an...
- Ben o sorunun peÅŸinen yanıtını vereyim. Cemal ile çok iyi anlaşıyoruz fakat aslında inanılmaz farklı karakterleriz. Zevklerimiz, hayata bakışımız, yaÅŸam tarzımız çok farklı. Biz sette sohbet ederken de bu konuyu kendi aramızda konuÅŸuyorduk; biz kendimizi hiç çift olarak düşünemiyoruz ama oluyormuÅŸ bak diye... Sadece arkadaşız!Â
Alper türevi erkekler sizin hayatınıza da girdi mi ya da teğet geçti mi?
- Alper gibi adamlar bu şehirde yaşıyorlar, varlar. Benim karşıma birebir, Alper gibi bir adam çıkmadı ama zamanla hepimizin gördüğü değişen ve dejenereleşen şeyler var. Alper gibi adamlar herkesi kullanayım, herkesten ihtiyacım olanı alayım ve sonra gideyim derken yalnız kalıyor. Ben insanlara, hayata bu gözle bakan adamlarla birlikte olmam.
- Evet, kalbim dolu. Bir süredir beraberiz. Şu an her şey yolunda.
Filmde Ada’nın Alper’e söylediği cümle, aslında hepimize söyleniyor. Yani karda donmak üzereyiz, uyumak tatlı geliyor ama biz öldüğümüzün farkında değiliz! Peki siz bu ıssızlaşmayı neye bağlıyorsunuz?
- Evet, çok doğru. Kalabalıklaştıkça, önümüzdeki seçenekler çoğaldıkça, aslında kafamızı kendi kendimize karıştırıp yaşananları daha hızlandırıyor ve basitleştiriyoruz. Çünkü "O olmazsa bu olur" gibi çoklu bir seçenek imkanı insanı tembelleştiriyor ve bencilleştiriyor. İlişki dediğin şey tamamen alıp vermekle ilgili oysa. Ben kalabalıklara katıldıkça ıssızlaştığımızı düşünüyorum.
Evlilik için acelem yok
Ay Işığı: Dizi çok güzel gidiyor. Taylan Biraderler’le çalışıyorum. Çaylak bir avukatı canlandırıyorum. Bana nazaran biraz asi bir karakter.
Evlilik: Evlenmeyi ve çocuk sahibi olmayı çok isterim. Ancak acelem yok, zamanı geldiğinde olur diye düşünüyorum.
Dans: Şu anda fotoğraf karelerinde kaldı. Ama bir müzikalde rol almak ve hem oyunculuk hem de dans yeteneğimi ortaya koymayı çok isterim.
Güzellik: Gerçekten göreceli bir kavram. Aynaya pek fazla bakan biri değilim. Beni yukarıdaki böyle yaratmış, benim yapmam gereken bana verileni korumak.
Hobi: Sinemaya ve tiyatroya gitmek, vücudumu çalıştırmak için pilates yapmak...