Havalimanı'nda bir aşk doğuyor

Havaalanında yaşanan olayları ve bir başkomiser ile işletme yöneticisinin arasındaki aşkı konu alan dizinin başrollerinde Pamir Pekin ve Sema Mumcu var.

Öncelikle biraz kendinizden bahseder misiniz?

Sema Mumcu: "Gümüş" dizisiyle birlikte ilk oyunculuk tecrübemi yaşadım. Arkasından "Kırık Kanatlar" ve "Sıla" geldi. "Kırık Kanatlar" dizisinde de başrol oynamıştım. Ben Marmara Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık mezunuyum. Oyunculukla ilgili özel dersler aldım. Oyunculuk benim hayatımda her zaman vardı.

Neden konservatuara gitmediniz?

S.M: Ailem bu konuya sıcak bakmadı. Dolayısıyla ben de normal bir üniversite okumak zorunda kaldım. Konservatuar okusaydım "tiyatrocu" titrim de olacaktı. Ben bunu istemiyorum. Zaten tiyatro bana göre değil. Ben Gaye Sökmen Ajans’a bağlı çalışıyorum. "Gümüş"le başladığım zaman bu işi isteyip istemediğim konusunda kararsızdım. Net olarak bu işe sıcak bakmamın ardından da özel ders almamın çok daha yararlı olacağını düşündüm. Konservatuarda ne öğretiliyorsa; dans, şan derslerini gibi, bunları da dışardan tamamlamaya çalışıyorum.

Pamir Pekin: Ben de Marmara Üniversitesi Ekonomi bölümü mezunuyum. Mezun olduktan sonra marangozluk yaptım. 18 yaşımdan beri zaten modellik yapıyordum. Melih Çelik’le tanıştım ve bana "Dizi çekeceğim, oynar mısın" dedi. Aslında ben ilk başta pek sıcak bakmadım. Sonuç olarak okuduğum işle alakalı olmayana bir meslek... Sonra "Komiser Nevzat"a başladık. Ama talihsiz bir başlangıçtı benim için çünkü dizi 4’üncü bölümde yayından kaldırıldı.

Dizinin iki başrol oyuncusu da aslında farklı mesleklerden oyunculuğa adım atmış...

P.P: Geri kalanı ise hep tiyatro oyuncuları... Güçlü bir kadro yani...

Pamir Bey, siz dizide Komiser Fatih rolündesiniz. Nasıl bir karakter?

Dediği dedik, kafasına koyduğunu yapan, kadınlarla arası iyi olmayan bir karakter. Ben rolüme kendimden de bir şeyler koymaya çalışıyorum. Selin karakteriyle sürekli çatışma halinde olan bir rol...

S.M: Selin havalimanının işletme müdürünü canlandırıyor... Daha çok halkla ilişkiler ayağıyla ilgileniyor. Fatih’le de işlerini hep kordineli hallediyorlar. Havaalanında bir bomba olayı olduysa Fatih’e de haber vermesi gerekiyor. Birbirlerinden habersiz bir şey yapamıyorlar. İkimiz de sert karakterleriz. Onun için de dizide aramızda hep bir sürtüşme olacak.

P.P: Fatih bir de Selin karakterini çok ti’ye alıyor. "Sen çiçek böcek işleriyle uğraş, karışma bana" diyor.

Seyirciyi sizce en çok ne etkiliyor?

S.M.: Havalimanı... Özel uçakların kalkış yaptığı apronda çekim yapmak çok keyifliydi. Özellikle görüntü kalitesi bakımıdan da çok başarılı bir projede rol alıyoruz.

BÄ°RBÄ°RÄ°MÄ°ZÄ° ZORLUYORUZ

Â

Karakterlerinize nasıl hazırlandınız?

S.M.: Bu işe başlamadan önce Pamir Bey, başkomiserle görüştü. Ben de aynı şekilde en uzmanlık gerektiren kelimelere kadar ne söylemem gerektiğini benim canlandırdığım karakterin yaptığı mesleği gerçek hayatta yapan kişiyle görüştüm.

İnsanlar size soru sorduğunda yardımcı olabilecek kadar bilgi sahibi oldunuz mu?

P.P: "Ben yabancısıyım abi" diyorum, çekiliyorum aradan... Çünkü çok fazla soru soran oluyor. Röportaja gelirken bile biri "Nerede döviz bozdurabilirim" diye sordu.

Bu durumdan sıkılıp, görevli kartınızı çıkardığınız oluyor mu?

P.P.: Yok, ayrı bir havası var.

Isparta’daki uçak kazasının olduğu zaman çekimler başlamış mıydı?

S.M: Başlamamıştı. Üç gün sonra çekimlere geldik ama o gün yapılan bir seminer için havalimanındaydık. O kazada benim de bir akrabam olabilirdi. Çok üzüldük...

Seminer sizin için mi düzenlendi?

S.M: Evet, biz o seminerde yıllara göre uçuş tarihini öğrendik. İnanamadığım bir durum var ki; senede en az bir kez uçak kaçırılıyor ya da düşüyor.

Bu bir aÅŸk dizisi mi?

P.P: Bizim dizideki aşk çok ön planda olmayacak. Tabii ben Selin’i kıskanıyorum ama belli etmemeye çalışıyorum.

S.M: Biz birbirimizi  zorluyoruz.

Oyuncu olduğumuzu anlamıyorlar

Çekimler sırasında karşılaştığınız enteresan olaylar oluyor mu?

P.P: Ben her sahnede heyecanlanıyorum. Bazen çok kalabalık oluyor.

S.M: İşletme olarak bize çok büyük yardımda bulunuyorlar ama özellikle hac döneminde inanılmaz yoğunluk yaşandı. Çekimlerde neredeyse görüntüden kayboluyorduk. Bir sahne çekerken arada o kadar çok insan oluyordu ki biz gözükmüyorduk. 10-15 kere tekrarladığımız sahneler bile oldu. Bunun dışında komik şeyler de oluyor. Görevli kartım ve telsizim yanımda olduğu için insanlar sürekli gerçekten görevli olduğumu zannedip bir şeyler soruyor. Oyuncu olduğumuzu anlamıyorlar. Mesela yine hac döneminde tam çekim sırasında bir teyze kolumdan tutup, "Yavrum nereden giriş yapacağız" diye sordu. Eğlenceli ama bazen de zor duruda kalıyoruz.