Oluşturulma Tarihi: Kasım 04, 2004 00:00
Aslında
meteoroloji mühendisi ama ilk Eurovision Åžarkı Yarışması’nda finalist olmuÅŸ, 45’lik plaklara imza atmış... Gökhan Abur, yaÅŸamının ikinci perdesine NTV’de hava durumu sunarak baÅŸladı.30 yıllık eÅŸi, onu ‘Çok teatral sunuyorsun...’ diye uyarsa da o, ‘Yeni yeni rahatlıyorum’ diyor. - Emekli bir meteoroloji mühendisi olarak söyler misiniz ÅŸu sıralarda sizin yaÅŸantınızda havalar nasıl?Evet emekliyim ama ‘emekli’ lafını sevmiyorum. Ama ÅŸu an özellikle kendimi mesleÄŸimi verdiÄŸim yıllara göre çok daha fazla çalışıyorum. Hele ki NTV’ye baÅŸladıktan sonra daha da yoÄŸunum. Çalıştığım yıllarda, Kandilli Rasathanesi’nde özellikle boÄŸaza karşı oturup çalışmak rahattı. - ‘Faal’ bir emekli olarak yan gelip oturmak varken neden yeniden iÅŸe soyundunuz?Zaten basına ve televizyona karşı bir ilgim vardı. Gerek müzik hayatımda gerek Kandilli Rasathanesi’nde gerekse yönetici olarak çalıştığım zamanlarda da televizyona ve radyoya yakın oldum. Mithat KadıoÄŸlu çok sevdiÄŸim bir arkadaşımdır ve beni aradı. ‘Haftada bir gün program yapmak ister misiniz?’ dedi. Gidip konuÅŸtum, oldu. - Ekranda, bazen sert ders verir gibi, bana göre de jönvari, oyuncu gibi bir uslubunuz var...Hani derler ya ‘Sahne tozunu yutmuş’ diye, öyleyim iÅŸte. Yani yeni yeni son bir haftadır rahatladığımı hissediyorum. Çok dar bir alanda, alışık olmadığım bir sistemde çalışıyorum. Biz tahtaya dönüp ÅŸekil çizip, ne bileyim tepegözde gösterip dönüp anlatmaya alışmışız. Oysa arkanızı döndüğünüzde hiçbir ÅŸeyi olmayan baÅŸka bir sistem burası. Kameranın içine bakıyorsunuz ve bluebox’ta çalışıyorsunuz. Bluebox’ta tak diye aradığınız yeri bulmanız lazım. Ben hata yapmamak, insanların gözlerinin içine bakarak bir ÅŸeyler anlatmak istiyorum. O kadar relaks deÄŸilim. Bir de genel olarak havanın durumu 10 gündür yüksek basınç, söyleyecek bir laf bulamıyorum. - EÅŸiniz ilk gün ‘Böyle sunacaksan, hiç sunma’ demiÅŸ. Neden?EÅŸimle iftihar ederim. Acımasız bir tenkitçidir. Benimle iki gün konuÅŸmadı, ‘Böyle bir ÅŸey yapacaksan yapma, adam gibi yap!’ dedi. Karım, anlaşılır olmamı, insanların gözünün içine bakarak konuÅŸmamı, onlarla samimi bir iletiÅŸim kurmamı istedi. Ekranda kendim gibi olmadığımı, teatral durduÄŸumu düşünmüş. Åžimdi ÅŸimdi biraz daha kendim gibi, sahte olmadığımı düşünüyor. Bana ‘Şarkı söyler gibi sunuyorsun’ dedi mesala. -Siz nasıl havaları seviyorsunuz?Aslında romantik bir insanımdır. Bir keresinde kayınvalideme gitmek için Etiler’de indim, saÄŸanak yaÄŸmur baÅŸladı, canım da sıkılıyordu. Ben yavaÅŸ yavaÅŸ yürümeye baÅŸladım. Evvela bir tedirgin oluyorsunuz ama ondan sonra o yaÄŸmurun ÅŸiddeti ve elektriÄŸin boÅŸalması, insanın rahatlaması harika bir ÅŸey. - SunuculuÄŸun dışında bir teklif gelirse, baÅŸka ÅŸeyler de yapmayı düşünür müsünüz?Ne yapacağım ki? Ne yapabilirim? Bir tanesi yazmış ‘Humprey Bogart’ın geç kalmış hali’ demiÅŸ. - Tekrar sahneye çıkmak istiyor musunuz?Onu zaman zaman yapıyordum. En son AKM’de Selmi AÄŸabey’in (Andak) 60. Sanat Yılı’na katıldık. Arkamızda Garo Mafyan’ın olduÄŸu güzel bir orkestra vardı. Canlı söyledik. Cumhuriyet Balosu’nda da, Klasik’ten Azeri’ye, Pop’a kadar tam bir yelpazede konser verdik.- Hep böyle takım elbise mi giyersiniz?Hayır! Ben böyle deÄŸilim...Ben buraya bluejean’li geldim. Tekneye gidecektim ama bu benim sunucu kostümüm. n Ä°lk Eurovision’a katıldım Haftasonu Gazetesi’nin düzenlediÄŸi Altın Ses Yarışması vardı. 18 yaşındaydım, üniversiteye yeni girmiÅŸtim ve yarışmaya girdim. Ä°lk baÅŸlamam odur. Bestelere baÅŸladığımız zaman uzun zaman da Selmi Andak’la çalıştım. 1975 yılında da Selmi AÄŸabey’le karar verdik ve ‘Birgün Karşılaşırsak’ diye parçayla Semiha Yankı’nın birinci, Cici Kızlar’ın ikinci, Ali Rıza BinboÄŸa’nın isim yaptığı ilk Eurovision’a katıldım. Ben birinci elemeleri geçip ilk 8 kiÅŸi arasına girdim. 15 adet 45’lik plağım var. Â
button