HATIRAN BENDE SAKLIDIR Biz ki banyo yaparken "conditioner"sız zor anlar yaÅŸadığımız için bir hışımla eÅŸimize bağırıp çağırırken, estetik bir hüzün içinde

Güncelleme Tarihi:

HATIRAN BENDE SAKLIDIR Biz ki banyo yaparken conditionersız zor anlar yaşadığımız için bir hışımla eşimize bağırıp çağırırken, estetik bir hüzün içinde
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 31, 2000 00:00

HATIRAN BENDE SAKLIDIR Biz ki banyo yaparken "conditioner"sız zor anlar yaÅŸadığımız için bir hışımla eÅŸimize bağırıp çağırırken, estetik bir hüzün içinde ölüme her gün yaklaşırdık. Bu sırada etrafımızda bilmediÄŸimiz acılar vardı. Tanımadığımız, solumadığımız tasalar dolanırdı. Senin, senin gibiler arasında yerin vardı.47 kiloya düşüp parıltı kemer taktığında, kilo aldığın halde hala aynı beden kotları giymeye kalkıştığında, ölümüne acı çektiÄŸin için arsızlık yaparken, bütün kötülerle iÅŸbirliÄŸine hazırken, ne yaparsan yaparken; hep onların arasında baÅŸka yerin vardı. Yerlere düşerken de gözlerimin hizasındaydın, havalanıp uçarken de. Sen o erkeklerin hiçbirine, belki de hepsine, kendi kendine sevdalıyken de, benim sevdiÄŸim tek kadındın. En nefret ettiÄŸim kadın.Biz ki, Fransız özentiliÄŸinin son kalan bahtsız temsilcilerinin deyimiyle "cult de moi" mızı ne yaparsak yapalım besleyememenin verdiÄŸi tarifsiz kederler içindeydik. Ayakları çıplak ve burnu akmış çocukların resimlerini çekme telaşındaydık. Veyahut pek hislice üzülürdük onların yanından geçerken. Devlet gerçekten de kötüydü. Ne biçimdi. Oylar ve milletvekilleri biçim biçimdi. Senin, senin gibiler arasında yerin vardı. Ben seni tanıdığım için. Gözünden düşebilecek damla sayısını bildiÄŸim için. Kendini sevdirmek için kızmana güldüğüm için. Sonra kendini azarlayamayarak piÅŸman piÅŸman bir piÅŸmaniye yediÄŸin için. Kafiye olsun diye çizdiÄŸim senin hayatın. Sen hiç piÅŸmaniye yemezsin. Seni gördüğümde nefret ederken senden, kaçıp kurtulmak isterken. Çok karlı bir havada taksi ararken, ancak seninle o kadar gülebilirken. Sonra muhakkak ki birbirimizden nefret ederken. 37 kiloya düşüp kotlarını daraltmaya giderken. Ölümüne acı çektiÄŸin için, arsızlık yaparken. Hayata karşı. Hep senin gibiler arasında yerin baÅŸkaydı. Belki tanıdığım için. Veya tanımak istediÄŸim için. Çok kelimesel hüzünleri vardı günlerimizin. Parasal üzüntülerimiz vardı. Ãœstümüzde başımızda Persil lekelerimiz. DoÄŸaya dost bir yalan ürünüydük, hayal ürünüydük kendimize aitmiÅŸ gibi duran yıpranmış vücudumuzda. Ondan mı kurtulmaya çalışıyorduk, bu vicdan azabı çeken ruhtan mı, yoksa gerçek ne kadar uzakta kalsa o kadar mı iyiydi. Evet biz de yalan söyleyenlerdendik. Yalan söyletenlerdendik. Sevilmek için seviÅŸip, takdir için çalışan güdülü insancıklar olduk. Bir bok olamadık kısacası. Bir bok olamamanın verdiÄŸi acıyla ÅŸiddetliydik böyle. Ölümden ödümüz patlarken bıkkınlığımızı konuÅŸtuk yaÅŸamaktan. Hepsi hepsi bir fare kadar cesaret edemedik biraz acı çekmeye. O yüzden sürekli acı çektik. Daha fazla acı çektik. Hortlaklar yarattık içimizde üşüyebilmek için. Hıristiyanlık yaptık, Müslümanlık yaptık. Hiçbirini de beceremedik. Ne ölmeyi becerebildik, ne yaÅŸamayı. Persil lekelerimiz vardı fosfatın çıkaramadığı. Ararım seni. Evde yoksun… Olma da zaten. Senin, senin gibiler arasında bir hatıran vardı. Hatıran bende saklıdır. Bu hatıra, yatakta fahiÅŸe salonda hanımefendi olmayı beceremeyen bir genç kadındır. Bu kız herÅŸeyi birbirine karıştırmıştır. Kafası karışık, gönlü dağınıktır. Gönüller odalar gibi iki saatte mi toplanır? Bir dehÅŸet ifadesi, büyüyen gözbebekleri, yukarı kalkan kaÅŸlar. Gözleri çabuk dolan bir cadı. Neye yarar ki?Kısacık hayatımızın yılları, iÅŸte bu birkaç genç hatıradır. Üç boyutlu bile deÄŸildir, rengi soluktur. Ama dedim ya, hatıran bende saklıdır. BaÄŸlanmıyor, yazı da baÄŸlanmıyor. Saçları durduk yerde beyaz. AÄŸlamıyor da yazı aÄŸlamıyor ve. Gözleri titrek, kirpikleri suskun. Duruyor öyle tedirgin. Düşmüyor bile. Eda ALANSON - 31 Mart 2000, Cuma Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!