Hatice Aslan’ın çekirdek ailesi

Güncelleme Tarihi:

Hatice Aslan’ın çekirdek ailesi
Oluşturulma Tarihi: Mart 06, 2010 12:21

Onların durumu, hayat bilgisi kitaplarımızda tarif edilen çekirdek aileden epeyce farklı.

Haberin Devamı

Yeşim ÇOBANKENT

Tıpkı ayrı tellerden çalan soyadları gibi: Hatice Aslan, Ekin Ergök ve Ece Dizdar. Aileden ziyade, birlikte eğlenen kafa dengi bir çete demek bile mümkün.

Ya da belki Üç Silahşörler. Hatice Aslan’ın oğlu Ekin’in, annesinin kol kanat gerdiği genç meslektaşı Ece Dizdar’a “on yıllık abla” diye takılması bu yüzden. 48 yaşındaki Hatice Aslan’ı bu kadar iyi göründüğü ya da Cannes’da kırmızı halıda yürüdüğü için takdir etmemiş olabilirsiniz, ama böyle bir aile kurduğu için mutlaka alkışlayacaksınız.

“Üç Maymun filminin Cannes Film Festivali’ndeki galasına Ekin’le katıldım. Harika kavalyelik yaptı bana. İstanbul’daki galasında ise yanımızda Ece de vardı. Gazeteciler kim olduğunu sordular, o an söyleyecek başka bir şey bulamadığım için ‘manevi kızım’ deyiverdim.”
Ünlü oyuncu Hatice Aslan’ın sözünü ettiği Ekin; tiyatro ve dublaj sanatçısı ilk eşi Hakkı Ergök’ten olan oğlu. Ece Dizdar ise yaklaşık 10 yıldır kanatlarının altına aldığı ve artık ailesinin ayrılmaz bir parçası sayılan ‘sevgili Ece’si.
Cannes’dan esen rüzgârların çok sıcak üflediği o günlerde Aslan ve Dizdar’ın ilişkisine enteresan yorumlar gelmişti. Ece Dizdar’dan dinleyelim: “17 Ağustos 1999’daki depremde annemi ve babamı kaybettim ben. Babam deniz subayıydı. Bir abim var, çok uzun zamandır Kanada Vancouver’da yaşıyor. Sanki depremden sonra ortalarda kalakalmışım, Hatice de ‘ah anam, vah yavrum’ diye bana sahip çıkmış ve büyütmüş gibi yazılar çıktı. ‘Depremle gelen evlat’ diyerek, evlatlık alındığımı söyleyenler bile oldu.”
Peki bu işin aslı astarı nedir o zaman?

Haberin Devamı

ANNESİNİN ARKADAŞI TANIŞTIRDI

O sıralarda üniversiteye hazırlanan Ece Dizdar, yaşadığı felakete rağmen Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni kazandı. Anlatırken olabildiğince yansız bir dil kullanmaya çalışıyor. Değil acıları üzerinden prim ve duygu sömürüsü yapmak, hakkında konuşmaktan bile hoşlanmıyor: “Ben bunları yaşadım. Başka insanlar başka şeyler yaşıyor. Herkes bir şekilde acı çekiyor.”
Üniversitede alakasız bir bölümde okusa bile, kendini bildi bileli oyuncu olmak istiyordu Ece Dizdar. Bu yönde ufak tefek adımlar da atmıştı. Ayrıca, kaybettiği annesinin ünlü oyuncu Hatice Aslan ile ortak yakın bir arkadaşı vardı: Marmaris’te yaşayan Ayşen Kosal. Ayşen Teyzesi’nden kendisini Hatice Aslan ile tanıştırmasını rica etti.
“Bir de baktım, elinde bir demet papatyayla genç bir kız çıkageldi. Kendisi de aynı o sarı papatyalara benziyordu” diye anlatıyor tanışmalarını Aslan. Dizdar ise; “Çok tuhaf bir tesadüf. Annemin en sevdiği oyunculardan biriydi Hatice. Oynadığı Ferhunde Hanımlar dizisini hiç kaçırmazdı. Babam da çok severdi. Çok iyi hatırlıyorum, 1995’te Ankara’da Hatice’nin rol aldığı Azizname oyununa gitmiştik beraber.”
Tanışır tanışmaz birbirlerine kanları ısındı ve o zamandan beri bağları hiç kopmadı Aslan ve Dizdar’ın. Dizdar üniversiteyi bitirdikten sonra, tiyatro eğitimi görmek için Londra’ya gidip uzunca bir süre yaşadığında bile... “Ekin’le de çok çabuk kaynaştık, hemen arkadaş olduk. O sıralarda Haticeler Ankara’dan İstanbul’a taşınmıştı ve Türkiye’ye gidiş-gelişlerimde hep onlarda kaldım.”
Hatice Aslan ve 24 yaşındaki oğlu Ekin, şimdi Cihangir’de oturuyor. Ece Dizdar ise Oyak Sitesi’nde aileden kalma bir dairede yaşıyor: “Ama haftanın üç-dört günü hep onlardayım. Orada da yatağım var ama yakında Cihangir’e taşınacağım. Üçümüz bir araya gelince çok eğleniyoruz. Ekin mükemmel yemek yapıyor, Hatice de harika kahvaltı sofraları hazırlıyor.”
“Bu sırada Ece ne yapıyor?” diye soruyoruz Aslan ve Ergök’e: “Çok güzel yoga yapar” diyor ikisi birden. Bir de meşhur sinirli ve şımarık ancak sevimli kedi karakteri varmış. Ve sık sık bu kediye dönüşüyormuş Ece Dizdar.
İnsanlarla haşır neşir ve sevdikleriyle çevrelenmiş bir hayat sürmesini, taşrada 9 çocuklu kalabalık bir ailede büyümesine bağlıyor Aslan: “Evimin kapısı her zaman açıktır. Durmadan birileri gelir gider, uzun uzun yemekler yer ve çok iyi vakit geçiririz. Hayatımızda bir sorun olduğunda da hep annem Rahime Aslan’ı düşünürüm. Çok müthiş bir kadındır. Neyle karşılaşırsa karşılaşsın hiç şaşırmaz, sakince ‘olsun’ der. Bu ‘olsun’la her şey mucizevi bir şekilde yoluna girer.”

Haberin Devamı

ASLAN’IN ÇITIR SEVGİLİSİ EVLENİYOR

Hep Hatice Aslan ve Ece Dizdar’dan söz ettik. Magazincilerin “Hatice Aslan’ın çıtır sevgilisi” demeye bayıldığı, yakışıklı ve centilmen oğlu Ekin Ergök’ü anlatalım biraz da. Oğlan annelerinin pek çoğu gibi Ekin’le gurur duyuyor ve gözleri buğulanıyor ondan söz ederken. Ancak Ekin’i oğlan annelerinin çoğundan farklı yetiştirmiş: “Yemek de yapar, ev işi de. Duygularını göstermekten çekinmez ama son derece mantıklıdır da. İyi kalpli ve vicdanlıdır. Benden de Ece’den de daha aklıbaşında.”
Üstelik gayet romantik de. Onun yaşıtı erkeklerin ezici çoğunluğu birine bağlanmaktan fellik fellik kaçarken, Ekin kız arkadaşına çok şeker bir biçimde evlenme teklif etmiş, sözlenmişler. Babaanne olma fikrinden hiç gocunmuyor Aslan, bilakis: “Keşke bir an önce torun sevsem. İyi ki erken anne olmuşum, hatta daha bile erken olabilirmişim.”
Hazır laf gönül meselelerine gelmişken, araya girelim: Üçü de hayatlarına “özel biri” girdiğinde diğerleriyle tanıştırıp, onayını alıyor. Neyse ki şimdiye kadar “sınıfta kalan” olmamış. Aslan ve Dizdar da gelin adayını yere göğe sığdıramıyor.
Ailenin erkeğinin bir sorumluluğu daha var: “Özel bir yere gitmek için hazırlandığımızda görücüye çıkar gibi Ekin’in karşısına dikilir ve kendimizi beğendirmeye çalışırız. Hem çok dürüsttür, hem de müthiş bir zevki ve gözü vardır.”  

Haberin Devamı

İKİSİ TİYATROCU BİRİ KARARSIZ SANATÇI

Babası, annesi, Ece’si ve etrafındakilerin çoğu tiyatrocu olmasına; hatta kendisi de bir miktar sahne tozu yutmasına rağmen, her nedense Ekin oyunculukta karar kılmamış: “Ortaokula Ankara’da konservatuvarda başladım, İstanbul’a taşındığımızda lisede de gittim. Enstrümanım keman ve perküsyondu. Müziği hep çok sevdim, hâlâ da seviyorum. Meir Benazra ile ‘2get4’ adlı bir elektronik müzik grubu kurduk, performans sergiliyoruz. Bir dönem Sinek TV’de gençlik programı sundum, reklam filmlerinde oynuyorum. Şimdi Mimar Sinan Üniversitesi’nde grafik son sınıftayım. Resim yapıyorum, fotoğrafa da bayılıyorum. Şu an deneme ve inceleme dönemindeyim, her şeyi merak ediyorum. Bir an önce para kazanmam gerektiğinin farkındayım ama hâlâ ne yapacağıma karar veremedim!”
Yetenekli Bay Ekin Ergök ile farklı kuşaktan iki aktrist bir araya geldiğinde durmadan tiyatro ve sanat konuştuklarını sanıyorsanız, fena halde yanılıyorsunuz. Modadan, aşktan ve gündelik dertlerden konuşuyorlar daha çok. Birbirlerinden neşeyi, sevgiyi, dayanışmayı, sabrı ve hayatı öğrenmişler. Ve öğrenmeye devam ediyorlar. 

Haberin Devamı

İKİSİ AYNI TİYATRO GRUBUNDA DÖKTÜRÜYOR

İstanbullu avangart tiyatro topluluğu DOT tarafından sahnelenen “Alışveriş ve S...ş” adlı oyunun çevirmenlerinden biri Ece Dizdar. Aynı zamanda oyunun sekiz kişilik kadrosundaki tek kadın. Hassas sokak kızı Lola’yı canlandırıyor. “Seçmelere katıldığımda saçlarım belime kadardı. Yönetmen Murat Daltaban role uysun diye saçlarımı kırpık kırpık kestirdi. DOT’a dahil olduğum için mutluyum ve oyun da iyi gidiyor.” Hoş bir tesadüf eseri Hatice Aslan da DOT’un yine bu sezon sergilediği “Pornografi” adlı yapımın oyuncularından. “Tabii Hatice seçmelere katılmadı, oyunun metni onun evine gitti” diyor Dizdar gülerek.     

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!