Güncelleme Tarihi:
C.T.’nin (60) yaşamı iyi bir eğitim, kariyer ve başarılarla dolu. Bir bankada üst düzey yöneticilik, menkul kıymetler ve sigorta şirketlerinde yöneticilik ve vakıf genel müdürlüğü yaptı. Halen de bir üniversitede öğretim görevlisi.
Geçen mayıs ayında jinekomasti (erkekte meme büyümesi) nedeniyle ameliyat olmaya karar verdi. Bir arkadaşı vasıtasıyla plastik cerrah Doç. Dr. H.T.S.’ye ulaştı. Ameliyatın İstanbul Avrupa yakasındaki bir vakıf hastanesinde olmasına karar verildi. Ancak doktor C.T.’ye hastaneye girişte yine bir plastik cerrah olan S.A.’nın adını vererek kayıt yaptırmasını istedi. C.T., doktorun bu isteğini kabul etti. Ancak o doktoru hiç görmedi.
Rutin prosedürler tamamlandı ve C.T. 25 Mayıs’ta saat 08.05’te ameliyata alındı. Ameliyat başladıktan kısa süre sonra kan testi sonuçları geldi: HIV pozitif. Tekrar kan testi yapıldı; bir saat sonra yenilenen kan testinin sonucu da aynıydı. C.T. uyutulduğu için olan bitenden habersizdi; ameliyatın bitiş saati 12.35 olarak rapor edildi.
DOKTOR HESAP SORDU
C.T. hastanedeki odasında kendine geldiğinde saat 13.00’ü gösteriyordu. Göğsünde bandaj ve drenler vardı. Eski eşi başucundaydı. Doktor geldi, eski eşe görüşmek istediğini söyledi. Uzunca bir süre sonra eski eş, yanında kardeşiyle geri döndü. C.T. etrafında yaşana tuhaf telaşa bir türlü anlam veremiyordu.
ŞOKE EDEN TAVIR
Daha önceki görüşmede aynı gün taburcu olabileceği söyleyen doktor da birkaç gün hastanede kalması gerektiğini söyledi. Ortada hayıra yorulabilecek bir durum olmadığını anlayan C.T. o günü ve sonrasını şöyle anlatıyor:
“Daha sonra doktorum yine odaya geldi ve ‘Her şeyi konuştunuz mu?’ dedi. Eski eşim bunun üzerine doktoru çekip dışarı çıkardı. Derken ‘Enfeksiyon riski var’ deyip odamı değiştirdiler. Ortamın gerginliği artıyordu. İyice işkillenmeye başladım. Kanser oldum ve bana söyleyemiyorlar diye düşünmeye başladım. Akşama doğru eski eşim ‘Kanında HIV pozitif hareketliliği görülmüş’ dedi. O gece öyle geçti, durumu idrak etmekte zorlanıyordum. Ertesi gün doktorum yanıma geldi, suçlayan, azarlayan bir ses tonu ve tavırla ‘Ne diyorsunuz bu işe? Hepimizi riske attınız, yakışıyor mu size! Başkalarına bulaştırabileceğinizi düşünmediniz mi’ dedi. Doktorum bilerek ve isteyerek hastalığımla ilgili özel bilgilerimi hasta mahremiyet haklarımı gözetmeden, yasal olmayan şekilde başkalarıyla paylaşmıştı. Doktorun tanıdığı arkadaşımın, eski eşimin, eski kayınbiraderimin, eski kız arkadaşımın ve başkalarının daha hastalığımdan haberi oldu. Bu ciddi hak ihlali. Kan örneklerim mevzuata aykırı şekilde kodlanmadan, adım gizlenmeden dışarıda bir laboratuvara gönderildi. Yine İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğü’ne ‘özel’ kodla gönderilmesi gereken kan örneği, haklarım ihlâl edilerek mevzuata aykırı bir uygulamayla ismim açık yazılı ve belgesiz olarak Ankara’ya Sağlık Bakanlığı’na gönderildi. Doktor tarafından Ankara’da kanın teslim edileceği kişinin bilgisi eski eşime SMS’le bildirilip kan doğrudan eski eşimin eline verildi ve kuryelik yapması sağlandı. Daha sonra yine kendisine telefonla doğrulama testi sonuçları aktarıldı.”
SÜRECİ YÖNETME HAKKIM GASP EDİLDİ
Türkiye’de insanı insan yerine koymamanın en tipik ve vahim örneklerinden birini yaşadım. HIV pozitifli yaşam benim için yepyeni bir dönem. Süreci yönetme, düzenleme hakkı benden gaspedildi. Hastalığımı ilk öğrenmesi gereken yakın çevrem değil bendim. Bu bilgiyi kimlerle paylaşıp paylaşmayacağımı seçme hakkım elimden alındı.
Kendi yetkim, onayım, kontrolüm dışında bir süreç başladı. Tedirginim, eski faaliyetlerimi yönetemez haldeyim. Cesaretim kırıldı. Eskiden yaptığım pek çok şeyi yapamıyorum.
Şimdi hayatımdaki herkesle ilişkilerimi bu yeni duruma göre yapılandırıyorum. HIV pozitif olduğum bilgisinin ne kadar yayıldığını bilemiyorum. Haftada iki saat psikolojik destek alıyorum. İki buçuk saatten fazla uyuyamıyorum; ilaçların etkilerini saymıyorum bile.
AİHM’YE KADAR GİDECEĞİM
Ameliyat olduğum hastane ve adı geçen o iki doktora ihtarname çektim. Tazminat davası açma hazırlığım da devam ediyor. HIV pozitif olduğu duyulduğu için çok üzücü şeyler yaşayan, acı çeken çok insan var. Onlara umut olmak istiyorum. “İnsana böyle davranırsan alacağın ceza bu” densin istiyorum. Burada
sonuç alamazsam AİHM’e kadar gideceğim.
MEVZUAT NE DİYOR
Sonuç sadece hastaya bildirilir
Mevzuata göre, hastanın kan tetkikinde HIV pozitif saptayan sağlık kuruluşu hastadan yeni bir kan numunesi alarak bu tetkiki tekrarlar. İkinci tetkik de pozitif çıkarsa kan örneği resmi yazıyla ilgili ilin halk sağlık müdürlüğüne gönderilir. Tüp üzerine sadece hastanın isimsiz kodu yazılır. Resmi tetkik sonuçları gelinceye kadar hiçbir şekilde hastaya ve yakınlarına açıklama yapılmaz. Hasta mahremiyeti, veri güvenliği ve mevzuat gereği hiçbir şekilde telefonla bilgi verilmez. Gelen sonuç hastayı gören veya testi yapan hekim tarafından sadece hastanın kendisine bildirilir ve hasta dışında eşi, yakını gibi bir başka kişiye sonuç hakkında asla bilgi verilmez.
“Hangisi kötü? Virüslü olduğunu öğrenmek mi? Sevdiğin birinin virüslü olduğunu öğrenmek mi? Sanırım ikincisi daha kötü. Belki de birincisi. Neden kötü? Virüs öldürücü olduğu için mi? Virüs bir utanç kimliği taşır mı? Anlaşılmaz duygular içinde girdaba yakalanmış gibiyim. Neresi alt, neresi üst bilmiyorum. Zombiden kötüyüm”
ESKİ EŞi:Bana eşcinsel olup olmadığını sordular
Yanına gittiğimde ameliyattan çıkmış, yatağındaydı. Bir süre sonra doktoru geldi, “Biraz görüşebilir miyiz?” diyerek beni dışarıya çıkardı. Ameliyatın nasıl geçtiğini anlatacak sandım ama, “Çok büyük bir sorunumuz var. Ameliyat sırasında HIV pozitif olduğunu öğrendik” dedi. Sonra bu bilginin ameliyatın ortasında geldiğini, bu yüzden panik yaşadıklarını, ekibin ve kendisinin çoraplarına kadar bütün giysilerini ameliyathanede bırakıp çıktıklarını ve hemen koruyucu önlemler aldıklarını anlattı. Gerçekten de ayakkabılarını çorapsız giymişti, çok şaşırdım. Derdi hasta değil, kendi riskleriydi. Sonra bana eski eşimin eşçinsel olup olmadığını, virüsü nereden kapmış olabileceğini, şüpheli bir ilişkisi bulunup bulunmadığını sordu. Kendisi ve ekibini nasıl koruyacağını bilmediğini, belki de koruyucu tedavi gerekeceğini, ancak ilaçların yan etkileri olduğunu ve bundan da çekindiğini anlattı. Başından beri tavrı ne profesyonel ne de insalcıldı... Şefkatten eser yoktu. Sonra yine aynı panikle, “Birinin ona hastalığını söyleyip ilişkide olduğu kişilere haber vermesi lazım” dedi. Ben de bir doktorum, doğrulama testi sonuçları gelmeden ve hastaya söylenmeden önce yapılması gerekenleri ona ben hatırlattım.