Hasta olmak da olmamak da sizin elinizde

Güncelleme Tarihi:

Hasta olmak da olmamak da sizin elinizde
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 21, 2004 00:41

Hasta olmak için neler yapılması gerektiğini çocuklar bile bilir. Ateşleri çıkarsa, kimse onları okula göndermez. O halde tebeşir tozu yutulur, bu kadar basit! Peki yetişkinler olarak bizler nasıl hasta olacağımızı biliyor muyuz?

Teorik olarak her insanın doğduğu zaman sağlığının mükemmel olması gerekir. Ancak bildiğiniz gibi teorilerle pratikte yaşananlar birbirine pek uymuyor. Genetik ve metabolik kusurlarımız yüzünden sürekli olarak zararlı bakterilerin, virüslerin, mantarların ve endüstriyel zehirlerin saldırısına uğruyoruz. Hasta olmamak için alabileceğimiz pek çok önlem var. Peki, hastalanmak için bilmeden düşünmeden neler neler yaptığımızın farkında mısınız?

HİÇ GÜNEŞ YÜZÜ GÖRMEYİN

Tıp dünyasında, güneşin zararlı ışınlarının insanoğluna felaket üstüne felaket yağdıracağı sık sık tekrarlanıyor. ‘Hiç güneş yüzü görmeyin’ başlığında bir çelişki olduğunu düşünmeyin. Güneş insan sağlığı için çok büyük önem taşır. Derimiz, vücut için gerekli D vitaminini güneşten aldığı enerjiyle üretir. Bu hormon-vitamin’in vücuda yararları da saymakla bitmiyor. Bağışıklık sistemini güçlendirmek ise D vitamininin en belli başlı işlevlerinden biri. Tıp uzmanları güneşin ultraviyole ışınlarının deri kanserine davetiye çıkardığını belirtiyorlar. Yeterli beslenmeyen, bağışıklık sistemi iyi çalışmayan kişilerde güneş ışınları zararlı olabilir. Yanlış beslenmenin yanı sıra bir de güneş ışınlarına maruz kalırsak, o zaman sonuç kötü olur. Sağlıklı beslenmeyi ilke edindiğiniz takdirde güneşten korkmanız için bir neden yok. Tabii güneşlenmeyi de fazla abartmamak şartıyla! Hastalanmak istiyorsanız, hayatınızdan güneşi çıkarın.

AMAN TERLEMEYİN

Terlemek hiç de hoşa gidecek bir olay değil. Dahası, terlediğimizi başkalarının görmesini de istemeyiz. Terlemeyi önleyen ürünler sayesinde bu sevimsiz olaydan kurtulmak hoşşumuza gidiyor. Ancak burada bir gerçeği hatırlatayım, vücuda yerleşen toksinler, ter ile dışarı atılır. Ayrıca ter, vücudun ısısını düzenler. Terlemeyi önlemekle, vücudun mikroplardan arınmasına engel olursunuz. Teri kesen ürünlerde bulunan kimyasal maddeler, çeşitli hastalıklar için zemin oluştururlar. Kısacası, hastalanmak istiyorsanız, sakın terlemeyin.

SÜREKLİ DUŞ ALIN

Vücut temizliğine önem veren toplumlar olma yolunda hızla ilerliyoruz. Gelişmiş toplumlarda, sabah kalkar kalkmaz duş yapmak güzel bir alışkanlık haline geldi. Olaya temizlik açısından bakınca, her gün duş yapmak gerçekten çok yararlı. Fakat her gün duş yapıp, sabun ya da şampuanla başınızı vücudunuzu yıkamanız, sizi ciddi bir sorunla karşı karşıya bırakacaktır. Saçlarınız ve vücudunuz, onlar için çok yararlı olan vücut yağlarından yoksun kalacak. Her gün yıkanmak istiyorsanız, banyonun küvetini doldurup vücudunuzu temizlemelisiniz. Duş ile yıkanmak vücut yağlarının kaybına neden oluyor. Bu da son derece sakıncalı.

DÖVME YAPTIRMAYI UNUTMAYIN

Günün modasına uymak isteyeceksiniz. Hele yaz aylarında dekolte kıyafetler giyerken, vücudunun dövmelerle süslenmesi çok hoş olacak. Aman bu modayı sakın görmezden gelmeyin. Hiç zaman kaybetmeden bir iki dövme de siz çiziktirtin. Tabii bir de şu vücut deldirme modası(piercing) var. Eskiden sadece kulaklar deldirilirdi. Şimdi göbek, burun delikleri gibi hassas bölgeler de deldiriliyor. Delik deşik, dövmelerle süslü bir vücut, asla sağlıklı kalamaz. Tehlikeli enfeksiyonlar, önemli kan hastalıkları ve hatta AIDS gibi ölümcül hastalıklar, o dövme ve deldirme aletleriyle vücuda yerleşiyor. Gösteriş uğruna sağlığınızı kaybetmeyi göze alıyorsanız, hiç durmayın vücudunuza ilginç dövmeler yaptırın.

Sakın erken uyumayın

İnsan hayatı zaten kısa. Bu kısacık hayatın yarısını da uykuda geçirmenin bir anlamı yok... Biliyorum, pek çoğunuz böyle düşünüyorsunuz. Ve de geceyarısından önce uyumayı aklına getirmeyen dayanıklı insanları biraz da kıskanıyorsunuz. Oysa gerçekte, hastalanıp yatağa düşmenin en etkili yöntemi, geceyarısına kadar ayakta kalmaktır. Eski insanlar, güneş doğarken uykudan kalkıp yeni güne başlarlar, gün batımında ise istirahate çekilirlerdi. Vücudun doğal hormonal ritmine en uygun sistem budur. Ve tabii günümüzün koşullarında böyle bir uygulamayı gerçekleştirmek imkansız. Uzmanlar, geceyarısından ne kadar önce uykuya yatarsanız, ertesi gün o kadar dinç olacağınızı belirtiyorlar. Az uyku ile yetinmeyi marifet saymak çok yanlıştır. Erken yaşlılık; diyabet gibi önemli sorunların ortaya çıkmasında uykusuzluğun katkısı çok fazla. Uzmanlara göre, geceyarısından bir saat önce uykuya yatmak, dört saatlik uykuya bedel oluyor.

YARIN: HASTALANMANIN BAŞKA YOLLARI DA VAR
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!