Güncelleme Tarihi:
AHMET HAKAN: KENAR-I DİCLE'DE BİR AJDA KONSERİ
CENGİZ SEMERCİOĞLU: HALAY BAŞI ÖZKÖK
Batman’dan Hasankeyf’e giderken petrol kuyuları ve buğday tarlalarını geçer geçmez tüm etkileyiciliği ile Dicle karşılıyor insanı. Hani şu coğrafya kitaplarında adı geçen Dicle... O kadar güzel görünüyor ki; ders kitaplarının eksik anlattığını düşünüyoruz.
Hedefimiz, Artuk uygarlığından günümüze kadar gelen asma köprünün kalıntılarının dibine kurulan sahnede, Yüksek Sadakat ve Ajda Pekkan’ı izlemek.
Konser, Dicle kenarında olmasına rağmen bir plaj konserini andırıyor. “Burada Ajda Pekkan olmaz, Azer Bülbül, İbrahim Tatlıses olur” diyen bazılarına inat, konsere ilgi çok büyük... Sahneye gitmek için yeni köprüden geçip, toz duman arasında ilerliyoruz.
Rock’çısından türkücüsüne kadar birçok Batmanlı, önlerde durabilmek için merdiveni olmayan tepeden aşağı doğru kaya kaya iniyor. O toz bulutu da bu hareketliliğin sonucuymuş işte! Yuvarlanmadan aşağı doğru inmeye çalışırken karşımıza çıkan iki inek ise konserin en beklenmedik ziyaretçileri olarak hafızalarımızda yer ediyor.
Dicle kıyısında rock
Sahneye Ajda Pekkan’dan önce Yüksek Sadakat geliyor. “Kafile” ile sert bir giriş yapıyorlar. Kim demiş rock müzik buralarda iş yapmaz diye, Batmanlılar bal gibi de dinliyor işte... Üstelik sadece dinlemiyor, aynı zamanda eşlik de ediyorlar. Yüksek Sadakat “Ben Seni Arayamam”, “Aklımın ıplerini Saldım” gibi hitlerinin yanı sıra Uzay Heparı’yı da anıyor ve onun “Kadınım” şarkısını söylüyor.
En önde, protokolün hemen arkasındaki sırada öyle bir grup var ki, dakikalar geçtikçe deyim yerindeyse onlar da kendilerinden geçiyor; elleriyle metalci işareti yapıp, kafa sallıyorlar.
Burak, Veysel, Caner ve Uğur... Onlar Major Depresif adlı rock grubunun kurucuları. Yakında kendi sitelerini açacaklar. Ayrıca hazırladıkları demo da Facebook’ta yayınlanıyor. Yüksek Sadakat ile tanışmak için her şeye hazırlar. Bir yolunu bulup bu buluşmayı konser sonrasında gerçekleştiriyoruz.
Etnik süper star
Ajda Pekkan uzun bir aradan sonra ilk kez konser öncesi basının karşısına çıkıp röportaj veriyor. Üzerinde turuncu bir kıyafet, şahmaranlı takılar, alçısından kurtulmuş ayağında şık çarıklar... “Kıyafet ve aksesuvarlarım buraya özel olsun istedim” diyor. Çok etkilendiğini söylediği 12 bin yıllık tarihi bölge için “Hasankeyf’i koruyanlardanım” demeyi de ihmal etmiyor.
“Dicle’nin suları yükselmeye başladı” haberiyle birlikte, röportajı kesip sahneye koşuyor Pekkan... “Resim” ile başladığı gecede her zamanki repertuvarının dışına çıkıyor. Bölgeye uygun olarak “Petrol”ü seslendiriyor önce, ardından da türkülere sıra geliyor...
Sahneye davet edilen davul zurna ekibi eşliğinde “Mardin Kapı şen Olur”, “Lorke” gibi bilinen türküleri okuyor. Batmanlılar hep bir ağızdan türkülere eşlik ederken, kendini tutamayanlar kalabalığın içinden sıyrılıp Dicle’nin sularında halay çekiyor. Halayın finalinde ise Ajda Pekkan, Madonna’nın “Hard Candy” albümünde yer alan “Give It 2 Me”ye bir giriş yapıp, devamında “Ağrı Dağı”nı söylüyor. Bu iki şarkının birbirine bağlanması şok etkisi yaratsa da büyük alkış alıyor.
Gecenin sonuna doğru Ajda Pekkan’ı hayranlıkla izleyen mavi gözlü, sarı saçlı 10 yaşındaki Fesih Öztürk takılıyor gözümüze... Arkasında halay çekenlere rağmen o, gözünü bile kırpmadan Pekkan’ı izliyor. Karşı tepeyi gösterip “Atatürk İlköğretim’de okuyorum. Ajda Pekkan’ı çok seviyorum” diyor.
Bir film karesi olarak gecenin finalini akıllarımıza kazıyor Fesih... Ve sular daha da yükselip eğlencemizi bölmeden ayrılıyoruz konser alanından.
GECEDEN NOTLAR
*Konseri yaklaşık 5 bin kişi izledi.
*Doğa Derneği’nin desteklediği Hasankeyf’i koruma projesine sık sık değinildi.
*Protokolde bulunan Vuslat Doğan Sabancı, Ali Sabancı, Ertuğrul Özkök, Fikret Ercan, Ahmet Hakan, Cengiz Semercioğlu, Elif Dürüst ve şirin Yalçın, konserin sonlarına doğru el ele verip halay çekti.
*Tarihe ve Hasankeyf’e sahip çıkan Vuslat Doğan Sabancı, kendisine verilen Hasankeyf tişörtünü giydi, dağıtılan pankartlardan birini tuttu.
*Ömür Gedik’in topuklu ayakkabılarla tozlu yolları nasıl aştığı merak konusu oldu.
*Cengiz Semercioğlu, şirin Yalçın ve Elif Dürüst protokolün ciddi havasını dağıttı, sandalyede oturmak yerine sıra gecelerinde olduğu gibi yere oturmayı tercih etti.