Güncelleme Tarihi:
Haremlique bundan üç buçuk yıl önce kuruldu. Kurucuları ‘harem’ dendiğinde akla ‘selam’ geldiğini düşünerek ‘Selamlique’ markasının haklarını da o zamanlar almaya karar verdi. Ama akıllarında ikinci markaları için henüz bir ürün yoktu. Sonrasındaysa her şey kendi kendine gelişti. Haremlique’nin ana ürünleri nevresim ve havlular olurken, zaman içinde ürün gamları hızla genişlemeye başladı. Bunlara plaj giysileri, sabahlıklar, gecelikler, pareolar, seyahat ve plaj çantaları eklendi. Kumaş koleksiyonları hızla büyümeye başladı. Bu sırada, müşterilerine keyif vermek için Haremlique markasındaki tasarımların yanına bir de kahve eklemeye karar verdiler. Ancak kahveye gelen ilgi alıp başını gitti. Hatta o kadar ilgi gördü ki, ikili kahveyi başlı başına bir marka yapmaya karar verdi.
Bu yüzden önce İzmir’de 3 milyon liraya bir fabrika kurdular. Türk kahvesine en uygun olduğunu düşündükleri Arabica kahve çekirdekleriyle yola çıktılar. Bu çekirdekler Brezilya’dan geliyor. Yeşil çekirdek halinde satın alınıyor ve son halini İzmir’deki fabrikada alıyor.
ÇİKOLATALAR BİLE YENİDEN TASARLANDI
Kahvelerin yanına ağız tatlandırmak için özel çikolatalar da hazırlanıyor. Divan Pastanesi’nde üretilen çikolataların tasarım ve lezzetlerindeki farklar da Koç ve Yentür’e ait. Çikolataların içleri krokanlı; dışı, tarçın, bergamut, damla sakızı ve beyaz çikolatayla lezzetlendirilmiş. Kahve ritüelini tamamlamak için kahve setleri de var. Bu setlerde modern ve farklı tasarımlardaki üç kollu tepsiler ve fincanla bulunuyor. Hepsinde de markanın simgesi kavuklar göze çarpıyor. Farklı renk seçenekleri de mevcut.
Marka şimdi İngiltere Harrods’ta satılıyor. Yakında Beyrut’ta ve 2012’de Paris ya da Londra’da mağazaları açılacak. Türkiye’de Beymen, Harvey Nichols, Makro ve yakında D&R mağazalarında ulaşmak mümkün. Bir de internet siteleri var. Adresi selamliqueturkishcoffee.com. Sitenin açılışındaki tanıtımda Selma Ergenç oynuyor. Müziklerde Mercan Dede imzası var. Bu siteden de online alışveriş yapmanız mümkün.
İLK TADIMDA MASADAN KALKAMAYACAKTIK
Caroline Koç babasının hiç kahve içmediğini ama annesinin Türk kahvesine çok meraklı olduğunu söylüyor: “Banu’nun ailesiyse kahveyi çok sever. Biz de kahve içmeyi çok seviyoruz. Özellikle tarçınlısı favorimiz. Sık sık kahve içiyoruz ama kafein oranı az olduğu için uykumuzu açmıyor. İlk tadım günümüzü hatırlıyorum. İzmir’e gittik. O kadar çok kahve içtik ki, neredeyse masadan kalkamayacaktık. Perişan olmuştuk.”
TEK BAŞINA YAŞAYANLARA TEK İÇİMLİK KAHVELER
Selamlique markasında çikolatalıdan tarçınlıya kadar altı çeşit kahve var. Caroline Koç her şeyin keyif verme mantığından yola çıktığını söylüyor “Türk kahvesini gençlere sevdirmek istedik. Bu yüzden Ege ve Akdeniz’den yeni tatlar eklemeye karar verdik. Tasarıma çok önem verdiğimiz için kahvelerimizi çok güzel giydirdik. Standartını bozmayacak ve tazeliğini koruyacak boyutları seçtik. Kutuların yanı sıra, yalnız yaşayanlar için tek pişirimlik paketler hazırladık. Az, orta ve çok şekerli gibi bölümler yaptık. Kahvemizin bir iddiası da kafein oranın düşük olması ve birkaç tane içilse de rahatsızlık vermemesi.”
SESSİZ ORTAK MUSTAFA KOÇ
Caroline Koç, İzmir’in önemli levanten ailelerinden Giraud’ların kızı olarak doğdu. Ailesi 1700’lerin sonunda pamuk, yün ve iplik işine girdiği için, Caroline Koç kumaşların içinde büyüdü. Tekstilin her türlü evresinde bulundu. En büyük isteği tekstil üzerine bir marka kurmaktı. Ailesinin de fikrini alarak Boston’da işletme okudu. Kayınpederi Rahmi Koç’un ilkini Hisar’da açtığı İngiliz tarzında kıyafetler satan erkek giyim mağazası Edwards’ın beş yıl işletmeciliğini yaptı. Ardından, kapalı alanlarda oyun parkları olarak yarattığı ‘Play Barn’lar kış günlerinde de çocuklara eğlence vaat etti. Dört seneden sonra en büyük hayali olan tekstil markasını kurdu.
Geçmişte ağabeyi Frederic Graud ile çalışan Banu Yentür ile birbirlerini o kadar çok sevdiler ki, sonunda ortak oldular. Yentür güzel sanatlar tekstil tasarımı mezunu, iş hayatına modayla başladı. İkilinin birlikteliği Haremlique markasının doğuşunu hızlandırdı. Bir de sessiz ortakları var: Caroline Koç’un eşi Mustafa Koç. “Çok destek oluyor ama bütün işleri bize bırakmış durumda” diyor Caroline Koç.
CİNSİYETSİZ MARKAYIZ
Markanın logosunda markaya maskülen bir hava katan kavuk var. Banu Yentür bu sayede cinsiyetsiz bir marka olduklarını anlatıyor: “Ev tekstil markasıyla tanındık. Ev tekstili denince akla direk kadınlar geliyor. Bu yüzden erkeklere bir gönderme yapmak istedik.”