Yakuza Dzihan
Oluşturulma Tarihi: Ocak 31, 2003 01:56
Bu gece ve yarın gece Babylon'da sıkı birer parti var. Sahneye son yılların en başarılı elektro-oryantal grubu Dzihan ve Kamien çıkacak. Onlarla en iyi röportajı bir meslektaşlarının yapabileceğini düşünerek, Türkiye'nin en ünlü DJ'lerinden Yakuza'dan (Can Utkan) rica ettik.
Ona Bulutsuzluk Özlemi'nin eski saksofoncusu Richard Hamer da katıldı. İkisi, grubun Saraybosnalı elemanı Vlado Dzihan ile bir telefon röportajı yaptı.
Yakuza: Merhaba Vlado, sana birkaç soru soracağız vaktin var mı?
Vlado: Var var, şimdi provadan çıktım stüdyodayım, artık müsaitim. Daha önce tanışmıştık değil mi?
Y: Evet, Babylon'a ilk geldiğinizde tanışmıştık. Nasılsın?
V: Gayet iyi ama şu sıralar çok yoğunuz.
Y: O zaman sohbete okurların da merak ettiği klasik bir soru ile başlayalım: Siz ikiniz nasıl tanıştınız?
V: 1995 yılında bir cafede... Mario (Kamien) o kafede garsonluk yapan bir Afrikalı kıza yaptığı parçalarda şarkı söylemek ister mi diye sormuş. Ondan hemen sonra ben kafeye gittim ve aynı kıza aynı soruyu sordum! Kız da gayet nazik bir şekilde şarkı söylemediğini belirttikten sonra bana Mario'yu işaret etti, ‘‘Bu arkadaş da aynı soruyu sordu bana beş dakika önce; belki de tanışmanızda fayda var!’’ dedi. İşte Dzihan & Kamien bu şekilde doğdu.
Y: İstanbul'un Dzihan & Kamien ile tanışması DJ şeklinde olmuştu. Bu sefer bir canlı grup olarak geliyorsunuz. Kaç kişisiniz?
V: Altı kişiyiz. Darbukada Mısırlı Ahmet, vurmalı çalgılarda Sammy Gigueroa, pikaplarda DJ Mango, MC olarak General Santana, ben ve Mario da bilgisayar altyapıları yapıyoruz.
Y: Canlı performansınızda albümdeki parçaları mı çalacaksınız?
V: Aslında çok farklı ve özel bir performans olacak. Albümdeki parçalar ile canlı olarak çaldığımız parçaların bir karışımı olacak. Biraz DJ'liğe de kaçıyor diyebiliriz. Bu performans bir saat sürecek ve ondan önce de tabii DJ'lik de yapacağız.
Y: Yaptığınız parçalarda Türk ezgilerinin yeri çok önemli. Bunlar ile nasıl tanıştınız?
V: Ben Saraybosna'lıyım. O açıdan Türk müziği bana hiç yabancı değildi. Mario'nun durumu farklı, onun bir Türk kız arkadaşı vardı ve onun sayesinde Türk müzikleri ile tanıştı diyebiliriz. Tanıştıktan sonra ikimizin müzikal görüşlerinin aynı olduğunu fark ettik ve Dzihan & Kamien'in soundu böylece ortaya çıktı.
Y: Peki Mısırlı Ahmet ile nasıl tanıştınız?
V: İstanbul'a son geldiğimizde onun bir albümünü dinledik (Mel De Cabra) ve çok beğendik. Arayıp bizimle çalışmak ister mi diye sorduk, kabul etti. Son olarak Viyana'da Gran Riserva'nın tanıtım partisinde birlikte çaldık. Muhteşem geçti. Şu an birlikte turnedeyiz.
Y: Albümde başka Türk müzisyenleri de var. Onlar kimdir ve Türk müzisyenler ile çalışmak nasıl?
V: Albümün kayıtlarını İtalya, İngiltere, Avusturya ve Türkiye'de yaptık. Albümdeki Türk sanatçılar saksofonda Levent Altındağ, trompette Şenova Ülker, trombonda Aycan Teztel, kavalda Murat Torman. Türk müzisyenlerle çalışmak çok zevkli. Çünkü hem kendi müziklerini hem de caz gibi değişik stilleri çok başarılı bir şekilde çalabiliyorlar. Ayrıca bunlar belki konserde misafir sanatçı olarak bize katılacaklar.
Y: Peki en çok hangi sanatçıyla çalışmak isterdiniz? Ölü ya da diri?
V: Sezen Aksu!
Y: Hálá yaşıyor biliyorsun!
V: Tabii biliyorum ve onunla gerçekten çalışmak isterim.
Y: Belki röportajı okuyup sizi arar?
V: Ah ne iyi olur...