Güncelleme Tarihi:
Kadınlarda menopoz dönemiyle birlikte daha çok kalsiyum kazanma telaşı başlar.
Haksız sayılmazlar. Menopoz sonrasında artan kemik kırılganlığı riski ile (osteoporoz) mücadele etmek için bedene yeteri kadar kalsiyum kazandırmak gerekiyor. Çünkü kemiğe dayanıklılık kazandıran, yani çimento işlevi gören minerallerin başında kalsiyum geliyor.
Kalsiyum yalnız sağlam kemikler için lazım bir element de değil. Kalbinizin tıkır tıkır çalışması, sinir iletilerinizin yürütülebilmesi, kaslarınızın düzgün çalışabilmesi için de kalsiyuma ihtiyaç var. Uzmanlar kan basıncının dengede kalabilmesi için de kalsiyumdan zengin beslenmek gerektiğini söylüyor. Kalsiyumdan eksik beslenmek bazı kanserleri (örneğin kalın bağırsak kanserlerini) tetikleyebiliyor. Yine kalsiyum az kullanılırsa kilo almanız kolaylaşıyor.
NE KADAR ALMALI?
Hangi yaşta, ne zaman, ne kadar kalsiyuma ihtiyaç duyduğunun net bir rakamsal değeri ise yok. Doğruyu söylemek lazım biz doktorlar bile sağlıklı ve güvenli kalsiyum miktarının ne olduğu konusunda tam olarak bilgi sahibi değiliz.
Diğer taraftan kalsiyumdan zengin beslenmenin osteoporozdan ne kadar koruduğu konusu da net değil. Mesela besinlerle çok az kalsiyum kazanan Hindistan ya da Japon yaşlılarında kalça kırığıyla karşılaşma olasılığı, her gün 1000 mg.dan fazla kalsiyumu vücuduna dâhil etmeyi başaran ıskandinav kadınlarından daha az! Bununla birlikte bir “denge noktasında buluşmak”, yani azından kaçınıp çoğu için de aşırı çaba göstermek yerine günde ortalama 500 ila 750 mg kalsiyumu vücuda kazandırmaya çalışmak en doğru yol gibi görünüyor.
YOĞURTSUZ OLMAZ!
Kalsiyumdan zengin besinlerin başında süt ve süt ürünleri geliyor. Bir kase yoğurtta 300-400 mg civarında kalsiyum var. Süt de güçlü bir kalsiyum kaynağı. Bir bardak süt 300 mg civarında kalsiyum ihtiva ediyor.
Peynirin her türü kalsiyumdan zengin, sert peynirlerde daha fazla kalsiyum var. Kalsiyumla zenginleştirilmiş kahvaltı gevrekleri özellikle büyüme çağı çocukların ve yaşlıların kalsiyum eksikliğini karşılamada güçlü seçenekler olabilir. Bakliyat grubu yiyecekler ve bademde de bol miktarda kalsiyum var.
Prensip olarak yeteri kadar süt, yoğurt veya peynir tüketiyorsanız kalsiyum yönünden ciddi bir problem yaşamayacağınız anlaşılıyor. Menopoz sonrası ek kalsiyum ihtiyacı konusunu fazla abartmamak ve eğer destek olarak kalsiyum kullanmak gerekiyorsa doğru miktarı belirlemek için bir doktordan yardım istemek gerekiyor.
LÜTFEN NOT ALIN
Yeni internet sayfamız hizmetinize sunuldu. ınternet adresimiz de değişti: Bize www.osmanmuftuoglu.net’ten her an ulaşabileceksiniz. Sorularınızı bu sayfaya gönderebilecek ve yanıtlarını yine en kısa zamanda bu sayfada bulabileceksiniz.
Hepatit B ve C nasıl bulaşır?
Hepatit B virüsü kişiden kişiye kan, semen veya diğer vücut sıvıları ile bulaşır. Hepatit B bulaş yolları arasında korunmasız cinsel ilişki, enfekte kanla bulaşık iğne kullanımı, hepatit B’li anneden bebeğine geçiş sayılabilir. Güneydoğu Asya’da hepatit B vertikal bulaşır, yani anneden bebeğe. Ülkemizde ise aynı evi paylaşanlarda yatay geçiş söz konusudur. Ancak kişi Hepatit B’ye karşı aşılı veya doğal olarak bağışık ise (yani antiHbs pozitif) bulaş riski taşımamaktadır.
Hepatit C virüsü 1992 yılından itibaren test edilebilir hale gelmiştir. Özellikle 1992 yılı öncesinde kan transfüzyonu veya organ nakli yapılan kişilerde hastalık bulaşmış olabilir. Hepatit C ayrıca virüs bulaşmış iğnelerin ortak kullanımı ile de bulaşır. Anneden bebeğe geçiş ve cinsel yolla bulaşma olasılığı düşüktür.
Sarılmakla, öpüşmekle, aynı bardak veya mutfak malzemesini kullanarak bulaş olduğu gösterilmemiştir. HIV pozitif kişilerde, steril olmayan koşullarda dövme veya piercing yaptıranlarda ve kronik hemodiyaliz hastası olanlarda hepatit C virüsü bulaşma riski daha yüksektir.
KÖK HÜCRE TEDAVİLERİ
Kök hücreler, çok hücreli organizmaların hepsinde bulunur ve tedavi amaçlı kullanım alanları giderek artmaktadır. Bunun sebebi, kök hücrelerin mitozla çoğalma ve özel hücre gruplarına dönüşebilmeleridir. Bu hücreler hasarlı doku tamirinde kullanılabilirler.
Modern tıpta kök hücre tedavisinin anlamı, ilaçlarla tedavi edilemeyen omurilik zedelenmeleri, kan hastalıkları ve kalp kası hastalıkları gibi alanlarda kullanılabilir olmasıdır. Kök hücre tedavisi göreceli olarak kolaydır; bir embryo, göbek kordonu kanı, hatta kemik iliğinden alınan hücreler kültürde çoğaltılarak doku veya organdaki hasarlı bölgeye yerleştirilirler. Kök hücre kaynağına ne kadar yakın alınırsa, o kadar doku uyumu ve benzeşmesi yakalanmaktadır. Ancak, embryonik kök hücrelerin kullanılması etik ve dini açılardan sakıncalı bulunmakla birlikte bazı bilim adamları, acı çeken insanlara yardım etme uğruna tüp bebekle elde edilen fazla embryoların tedavide kullanılması gerektiğini savunmaktadır.
Bugün için kök hücre tedavileri oldukça yaygın kullanım alanları bularak, umut verici görünmekle birlikte daha çok araştırmaya ihtiyaç vardır. Ayrıca, kordon kanı saklanması için başvuran ailelerin konuyla ilgili çok iyi bilgilenmeleri gerekir, çünkü bu kök hücrelerin hastanın kendine kullanması şansı 3.000-200.000’de bir arasında bulunmuştur. Örneğin; lösemi hastalık-larında mevcut hücresel değişikliklere zaten o kişinin kök hücrelerinde de rastlanmaktadır.
Bu nedenle kendinde kullanılması ümidiyle kordon kanı saklanması, belki ileride tıp teknolojisinde yenilik beklenmesi düşünülerek doğrulanabilir; ancak bugün için diğer kişilere faydalı olacak şekilde donör gibi saklanması beklentisi daha uygun görülmektedir.