Güncelleme Tarihi:
20 Kasım’da gösterime giren "Destere" filminin başrol oyuncusu Peker Açıkalın sanat hayatının 30. yılında 10. sinema filmini yaptı. Gişe derdi olmadığını belirten oyuncu, "AROG, 7 milyon seyirci toplarsa bununla ben de gurur duyarım. O 7 milyon Yunanlı değil ki Türk..." diyor.
 "Destere" filmi sizin ilk başrolünüz. Hayrettin karakterini nasıl kabul ettiniz?
- Bugüne kadar yaptığım tüm tiyatro, sinema ve dizi işlerinde işin mutfağıyla birlikte çalıştım. "Destere"de de senaryonun bitim aşamasından filmin bitimine kadar işin içinde olup her konuda herkese pozitif enerji ve destek
 Filmin birçok özelliği var. Mesela bütün ekip tiyatro kökenli...
- Bu iÅŸin tecrübesini edinmiÅŸ insanların filmlerinin inandırıcılığı ve seyirci getirisi çok daha fazla oluyor. Önder Açıkbaş’tan, Ali Çatalbaş’a, Emine Uyar’dan Erol Günaydın’a kadar herkesin tiyatrocu olmasına yapımcı yönetmen ve nacizane ben karar verdik. Filmin müzikleri DOA tarafından yapıldı.Â
 Filmi nasıl tanımlıyorsunuz?
- Bu filmi korku komedinin gerçek bir versiyonu olarak görebiliriz. Kaldı ki Testere’nin 5. filmi vizondayken bizim de vizyona girmemiz sadece Türk değil Avrupa ve Amerika sinemalarını da ilgilendirebilir. Türkiye’de bir köyde bir topluluğun başına gelebilecek bir hikayeyi, Türk milletinin mizah anlayışıyla çektiğimize inanıyorum. Filmi uluslararası ve ortalama bir sinema filmi olarak yaptık. Yaptığımız işin bütçesiyle övünmeyen bir iş yaptık.
Artık seri filmlerdeyer almayacağım
 "Destere" kariyerinizde nerede yer alacak?
- Kan, ÅŸiddet, sadizm, mazoÅŸizmden hoÅŸlanmayan biriyim. Tercih olarak da bugüne kadar hep komedi ağırlıklı filmler yaptım. "Destere" benim için hayatımda sinema oyunculuÄŸu anlamında bir dönüm noktası oldu. Bundan sonra hayatımda herhangi bir "Maskeli BeÅŸler" serisi ya da seri üretim, 5-6 kiÅŸinin bir araya geldiÄŸi filmleri yapma taraftarı deÄŸilim. Bu benim için yeni bir dönem. "Destere" filmindeki oyunculuÄŸum bir milad, bir sonraki iÅŸlerim için birinci basamaktır. Dolayısıyla bundan sonra sadece komedi deÄŸil, sanatsal anlamda da sosyal içeriÄŸi olan, topluma hizmet edecek, dünya festivallerde de ödüllerle adını duyacağımız filmlerde kendi oyunculuÄŸumu icra etmek için bu filmle baÅŸlangıç yapıyorum.Ân Sezonun Türk filmlerini nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?
- Hangi filmin daha iyi olduÄŸunu belirleyen giÅŸe olacaktır. Benim hiç öyle bir giÅŸe derdim yok. Bu seyircinin ekonomik ÅŸartları ve seyircinin morali ile alakalı bir ÅŸey. "AROG" 7 milyon seyirci toplasın ben gurur duyarım. O 7 milyon Yunanlı seyirci deÄŸil ki, Türk seyircisi. Åžahan Gökbakar 5 milyon giÅŸe yaptı. Türkiye’de Hollywood giÅŸelerini paramparça yapan 4-5 kiÅŸi oldu. Bunu Yılmaz ErdoÄŸan, Cem Yılmaz, Åžahan Gökbakar ve ben yaptık.Â
 Peki ya Ata Demirer?
- Ata konusunda bir ÅŸey diyemeyeceÄŸim çünkü bu Ata’nın ilk filmi. Osmanlı Cumhuriyeti Ata’nın performansına kalmış bir seyirci giÅŸesi beklentisi olan bir filmdir. Böyle bir filmde Ata Demirer’e fes giydirip eline cep telefonu vermek gibi bir mizah anlayışı bana göre deÄŸil açıkçası. O teklif bana gelseydi belki orada bir dakikalığına konuk oyuncu olarak PadiÅŸah Vahdettin’i oynardım. Ata en başında kendisi "Bu filmi seyredip seyretmeyeceÄŸimi bilmiyorum" dedi. O da filmini seyretmeden bunu söylemiÅŸ. Bunlar seyircinin tercihine kalmış. Â
- "Destere"den önce çektiğiniz filmlerden memnun değil misiniz?
6 filmde hemen hemen kendi içinde deÄŸiÅŸen altı karakter yarattım. Bunlar da sonradan yarattığım karakterlerdi. Åžu anda üstlendiÄŸim ilk baÅŸrolüm bu film. EleÅŸtiri mekanizması Türkiye’de iyi iÅŸlemeye baÅŸladı. Tabii topuzun kantarının da kaçmamasında yarar var. Çok eleÅŸtirilen film çok iyi film ya da çok kötü film deÄŸildir. Çok kötü filmin çok eleÅŸtirilmesi ya da iyi filmin çok beÄŸenilmesi gerekilmez. Mühim olan izleyicinin sinema kültürünü oluÅŸturmak.Â