Güncelleme Tarihi:
Printemps Mağazası çoktan maziye karıştı ama izleri hala devam ediyor. Dört yıl önce icra yoluyla kapanan Printemps mağazalarının malları açık arttırmayla Eskidji Müzayede Evi'nde satılıyor.
Bir milyondan satışa çıkan mallara halkımızın ilgisi büyük. Bana gelince, Eskidji'nin sahibi Dikran Masis'in yönettiği ‘Mutfak Eşyaları’ satışını etrafımdaki ev hanımlarıyla an be an izledim.
Saat 14.00 olmuştu, Dikran Masis, müzayedeyi yönetmek üzere yerine geçti. ‘‘Hanımlar, beyler, mutfak eşyası satışı başlamıştır’’. Etrafa bakıyorum, sandalyelerde oturanların ezici çoğunluğu kadın. Önlerde, işi bilenler kutu bile koydurmuş. Mır mır mır bir konuşma gidiyor. Kim neyin peşinde, ne iyi, ne kötü... Çaylar, kahveler eşliğinde başlıyor:
Dikran Masis: Evet 10 tane önlük, birrr milyona. İkim var, üçüm var, dört, beş, önde yedim var... 126 numaraya yedi milyona saaat.. tım! (tak)
Asiye hanım (ev kadını): N'apacak o kadar önlüğü?
Dikran Masis: 10 adet mutfak eldiveni. İki, üç... yok mu arttıran? Boks eldiveni diye kullanırsınız. Komuşlara dağıtırsınız, her bayramda eldiven. Dört milyon, beş milyon... Jokerimde altı milyonum var. Jokere saat...tım! (tak)
Ayla Hanım (ev kadını): Joker ne?
Ben: Telefonla katılıyorlar.
Ayla Hanım: A-aa telefonla da oluyor mu?
Dikran Masis: Ne onlar? Açın evladım malları, görsünler. Evet dokuz tane amerikan, 2 tane kurulama, bir tane... bi şey işte. Dört milyonum var, beş milyonum var... Hanımefendi bağırın, getirirler. Bağırın bağırın, burası Dolapdere...
Asiye Hanım: Hep aynı kişiler alıyor, ya dükkancı, ya pazarcı bunlar.
D.M: 15 Önlük. Şahane bunlar.
Asiye Hanım: Önlükler güzel ama 15 tanesini ne yapacaksın? Anlaşıp geleceksin, bölüşeceksin sonra...
D.M.: 15 tanesini 10 milyona 42 numaraya saat...tım!
Ayla Hanım: Ayol az evvel 30 tanesi 8 milyona gitti. Enayi mi bu kadın?
Asuman Hanım (dekoratif ayna imalatçısı): Ay o ekmeklik çok güzelmiş. Alsam mı?
D.M.: Hadi hadi. Bu şeyi.... ne bu?... ekmekliği bir daha hiç bir yerde bulamazsınız. Evet iki milyon, üç milyon... Böylesi yok hiç bir yerde. Hadi ama! Altı milyon önden, yedi milyon arkadan... Saat...tım!
Asiye Hanım: Gır gır adammış bu Dikran Masis. Nükhet Duru boşuna evlenmemiş zamanında...
D.M.: Aranızda konuşmayın hanımlar. Konuşmalarınız olduğu gibi buraya geliyor. Evet bir milyona iki masa örtüsü... Ay ne kadar cici, ne kadar cici. Masa örtüsü değil mi? Ne bu?
- Minder
D.M.: Hayır efendim minder de değil. Masa kapağı! Dokuz milyonum var, 11 milyonum var, 15 milyonum var...
Nursel Hanım: Aaa bu kadar eder mi ayol?
D.M.: Çarşafa bak çarşafa. Fransız bunlar Fransız... 8, 9, 10... Hanımefendi, bayrağı ters kaldırıyorsunuz okuyamıyorum. 10 milyon yes? No? Yes yes... On milyona saat...tım!
Asiye Hanım: Güzel bir takımmış. Kaç tane yastığı var acaba?
D.M.: Eveet. Ne bu? Perdeymiş! Mutfak perdesi... Bütün apartmana yeter bu. Keser keser asarsınız. Evet hanımlar iyi fiyat verin buna... Üç milyon! Dört milyon! 20 milyona saat...tım!
Asiye Hanım: Türkiye tekstil memleketi aslında. Ama Fransız malları daha makbul sayılıyor. Tuhaf bir şey.
D.M.: Dört tane mutfak eldiveni! Her yaktığınızda raftan yeni bir eldiven. Ne güzel ne güzel... İki milyon! Üç milyon! Saat...tım!
Ayla Hanım: Şu eldivenler bitsin artık, fenalık geldi.
D.M.: Buna yükselmeniz lazım artık. Nerden bulacaksın bunları bir daha? Terra Kota baharatlık! Üç milyon! Dört milyon! Beş milyon önden! Altı! Yedi! O kadar methettik, bu kadar mı veriyorsunuz? Sekiz milyon 4 numara! Dokuz milyon 62 numara! 62 numaraya saat...tım!
Cem Bey (Turizimci): Aslında hemen atlamasalar daha ucuza gidecek. Sabredemiyorlar.
D.M.: 20 adet lokma kaşığı! Lokma yapmasını bilen var mı? İki milyon, üç milyon, 5 numaraya saat...tım. Artık bir tabak lokma gönderirsiniz. Göndermez misiniz hanımefendi?
- Tabii tabii...kah kah kah...
Ne umdular, ne buldular?
Eskidji'nin sahibi Dikran Masis, umduklarının çok üzerinde bir ilgiyle karşılaştıklarını söylüyor. ‘‘Oyuncak müzayedesinde, öyle bir izdiham oldu ki, Eskidji, Eskidji olalı böyle bir şey görmemiştir. Otoparkta kavgalar çıktı.’’ Toplam olarak 55 bin parça mal gelmiş Printemps'dan. Şimdiye kadar 13 bine yakın parçayı eritmişler. Açık arttırmaya çıkardıklar her şey satılıyor. ‘‘Yüzde yüz satış var. Bitlis'den bir oyuncak toptancısı bir kamyonluk mal alıp gitti’’ diyor Masis. Gazetelerden okuyan telefon ediyormuş. Yine Bitlis'ten arayan bir kişi ‘‘500 milyonum var, benim için ne alırsanız alın, ben de karı da çok, çocuk da çok’’ deyip pey (satın alma yetkisi) bırakmış. Elinde bir milyon lira ile bilgisayar almaya gelen çocuklar da olmuş. Bu arada hayatında ilk defa müzayedeye katılanlar da var. ‘‘Onlara da kuraları öğrettik. İlk üç malda çekingen kalıyorlar, sonra etraftan görüp onlar da bayrak kaldırmaya başlıyorlar.’’
Kimler geliyor?
Printemps'ın Tasfiye Müzeyedesi’ne her kesimden alıcı geliyor. Toptancılar, tuhafiyeciler, oyuncakçılar, ev kadınları, emekliler, müzayede hastaları, geçerken uğradımcılar...
Ayla Müftüoğlu, evkadını. Suadiye'de oturuyor. Tamamen zevkine geliyor. Televizyondan görmüş, merak etmiş ve gelmiş. Bu üçüncü gelişi. ‘‘Bir tek şey için gelmiştim, bir yemek takımı için, ama değerinin çok çok üzerine çıktı, alamadım tabii. Sonra dokuz milyona bir tart kalıbı aldım. Eve gidince dedim kendi kendime ‘Ayla, sen hiç tart yapar mısın?’ Hayatımda hiç tart yapmadım. Bu çığırtkanlar var ya, onlar insanı galeyana getiriyorlar, ‘‘Aman kalmıyor’’ diye...
Asiye Ak, Kadıköy'den geliyor. O da ev kadını, o da zevkine geliyor. İkinci gelişi. Şimdiye kadar bir şey almamış. ‘‘Televizyonda gördüm, herşey bir milyona diye ondan geldim ama o başlangıç fiyatıymış. Daha şimdiye kadar tek bir mal bir milyona satılmadı. Bazen dışarıdan pahalıya gelebiliyor. Ne oluyorsa, birden fiyat yükseliveriyor. Almıyorum o zaman tabii.’’
Dündar Ercan ve eşi ise Ataköy'den geliyorlar. Dündar Bey, emekli mimar. Onun derdi de şömine ızgarası. Onu görmüş, beğenmiş, sırasını bekliyor. İki gün önce de gelmişler. ‘‘Uzuca giden de oluyor, pahalıya giden de oluyor. Bir de mallara iyi bakmak lazım. Hatası var mı diye. Ben o kadar meraklı değildim, hanım istiyor diye geldim. Izgaranın fiyatı çok yükselmezse alırım.’’
Cem Önder ise turizm, ithalat, ihracat işinde. O, bir hafta önce yapılan elektronik eşya müzayedesine gelmiş, bu gün ise geçerken uğramış. Oldum olası müzayedeleri seviyomuş. Kendi çapında eski de toplarmış. ‘‘Aslında zebil gibi işim var, kafamı dağıtmak için geldim. Kasımpaşa'da elektronikçiler çarşısına gelmiştim, uğrayayım dedim. Malları çok iyi incelemek lazım, bilgisayar aldılar geçenlerde ama düşünmek lazım 4 yıl öncesinin bilgisayarını güncelleştirebiliyor musun diye.’’
Printemps'ın kalan müzayedeleri
21.02.2000 Pazartesi ( BUGÜN ) Hediyelik eşya
22.02.2000 Salı Hediyelik eşya
23.02.2000 Çarşamba Hediyelik eşya
25.02.2000 Cuma Mobilya ve mutfak Demirbaşları ( SANAYİ TİPİ )
28.02.2000 Pazartesi Temizlik malzemeleri ve diğer kimyasallar
Tüm müzayedeler 14.00'de başlıyor. Eskidji'nin tel no'su: 253 62 05 (4 hat)