Güncelleme Tarihi:
Twitter’a bir süre önce erişim engeli geldi, Facebook yasağı konuşuldu. Böyle bir süreçte yeni bir sosyal medya uygulamasına yatırım yapmak ne kadar akıl karı?
HALİT ERGENÇ: Sonuçta o yasak kalktı.
AZİZ AKGÜL: Ayrıca günümüzde dünyanın teknolojik gelişimini durdurmak ve bundan geri dönmek mümkün değil.
Peki bu tip kısıtlamalara ve yasaklara bakışınız ne?
H.E: Haklı protestoları ayrı tutuyorum tabii ki. Ama bir yandan bazı kişilerin, sizinle karşı karşıya geldiklerinde söylemeye çekinecekleri, utanacakları sözleri ve hakaretleri yüzlerine bir maske takarak avazları çıktığı kadar bağırabildikleri bir mecradan bahsediyoruz. İnsanlar hakaret ettikten sonra o sahte kimlikleriyle yok oluyorlar. İnsan hakları ve özgürlüklerine müdahale eden bir takım hareketler. Sosyal medyanın da bunlara ait bir anayasası yok ne yazık ki. Bu yüzden, doğru bir yolu olmadığı için ‘toptan engelleyelim’ refleksi gelişiyor.
Çare ne peki?
A.A: Yepyeni bir sosyoloji oluştu. Kendi sosyal normları da zamanla oturacaktır. Şu anda bile sosyal medyadaki topluluk bu tür şeyleri, kendi kendine düzeltmeye başladı. Topluluklar bu tür sıkıntıları kendi tepkileriyle çözmeye başladı bile.
Siz sosyal medya hesaplarınızda kendi adınızla mı varsınız?
H.E: Bütün hesaplarım kendi adıma. Ama Pondr dışında hiç birinde çok aktif değilim.
Pondr uygulaması fikri nereden esti?
A.A: Sosyal medya hızla gelişti. Ama bir sorun vardı. O da zaten tanıdığınız insanlarla iletişimde kalmaya devam etmek. Mesela, Facebook’ta, ilkokul arkadaşınız sizi bulup ekliyor ama “merhaba” bile demek ona zor geliyor. Biz bunu çözmeyi hedefledik. Bu uygulamada bir görsel üzeriden bir çok insanla sohbete başlayabiliyorsunuz.
AZİZ YEĞENİM OLMASA DA BU İŞTE OLURDUM
Pondr’ın anlamı nedir?
H.E: Bir şeye karar vermeden önce derinlemesine düşünmek.
Muhteşem Yüzyıl’la popülerliğiniz hat safada. Durum böyleyken “farklı bir iş daha yapayım” kafasına mı geçtiniz?
H.E: Hayır. Oyunculuk belli bir noktaya gelip bırakılacak bir durumum yok. Ben yaşadığım sürece gücüm, kuvvetim ve zekam yerinde olursa, oyunculuğa devam etmek istiyorum. Dolayısıyla bu iş, bir kariyer ayrımı ve meslek değişimi değil. Yola asla da sosyal medya yatırımcısı olmak için çıkmadım.
A.A: Dünyanın her yerinde işinde belli bir noktaya gelmiş, tecrübesi ve kontakları kendi kariyerleri dışında girişimcilere destek olan ilk yatırımcılara, melek yatarımcı deniyor. Halit de bu uygulamanın melek yatırımcısı.
O zaman sebep neydi? Aziz Bey’in yeğeniniz olmasa mı mesela?
H.E: Hayır, Aziz yeğenim olmasa da bu işte olurdum. Çünkü fikir çok yaratıcı.
Bu İnstagram ve Twitter’dan ilham alınarak ikisinin karışımı bir uygulama mı?
A.A: Sosyal medyanın bazı standartları var. Bir imaj olması, yazıların aşağıya doğru akması gibi… Bizimkinde de bu standarlar mevcut. Hikaye bir görselle başlıyor ama farkımız hikayeyi güçlü bir iletişimle sürdürmek oluyor.
Pondr’ı tanıtmak için sahneye çıktığınızdan “Süleyman’dan sonra Steve Jobs karşımıza çıktı” diye düşündüm. O gün amaç Jobs’a benzemek miydi?
H.E: Hayır. Öyle mi görünüyordu?
Biraz...
A.A: Uzun zamandır üzerinde çalıştığımız bir projenin lansmanında, bir benzerlikten ziyade işimize gösterdiğimiz özeni lansmanda da göstererek en iyi şekilde anlatmaya çalıştık.
Bu iş tutsa Mark Zuckerberg gibi Forbes’ın en zenginleri listesine girseniz ne olur peki?
H.E: Yine kendi mesleğimi yaparım. Bu işe para kazanmak için değil insanların hayatlarına dokunmak için girdik. Başarı odağımız Forbes listesindeki zenginlerden olmak değil.
Sosyal medyada mahalle dedikodusu dönüyor
Sosyal medyada bütün ünlüler hakkında sayısız yorum yapılıyor. Bu yorumlar sizi kızdırıyor mu?
H.E: Eğer hakaretten bahsediyorsan tabii kızdırıyor. Gerçek olmayan kimliklerinin arkasında gizlenip bulunamayacak olmanın güveniyle çok kırıcı olabiliyor. Mesela Türkiye’de çok entresan bir süreç geçirdik. Doğru bilgiler, yanlış bilgiler, hakaretler, övgüler, herkes ortalığa aklına geleni söyledi. Oysa eskilerin söylediği bir laf var: “Boğaz 40 boğumdur”. İnsan laf ağzından çıkmadan 40 kere düşünmeli.
Sizde 40 kere düşünüp konuşanlardan mısınız?
H.E: Evet. Zaten öyle de olması gerekmiyor mu?
Hakaret görürseniz bile bu felsefenizi uygulayabiliyor musunuz?
H.E: Yazılan şeye tepki vermek mi yoksa susup kendi kendisine yok olmasını beklemek mi gerekiyor, bizde zamanla bunu öğreniyoruz ama henüz çözemedik. Aslında bunları eski mahallelerde yaşanan hikayelere benzetiyorum.
Ne gibi?
H.E: Eskiden mahallelerde insanların arkasından olur olmaz laflar eden bir takım kişiler olurdu. Çevrenizdeki sizi seven arkadaşlarınız da sizi üzmemek için bunları size iletmezdi. Günümüzde o ileri geri konuşanlar söyleyeceklerini yazıp artık direkt olarak size yolluyor. Hatta okuyup okumadığınızı bile takip edebiliyor.
Oğlunuz Ali’nin sosyal medyayla arası nasıl?
H.E: Hiç bir sosyal hesabı yok. Zaten daha dört yaşında ve böyle uygulamalar için çok küçük.
OĞLUM ALİ’YLE HİÇ SAKALSIZ YAŞAMADIK
Halit Ergenç’le ilgili bana kimsenin bilmediği bir şey söyler misiniz?
AZİZ AKGÜL: Halit’le aramızda yeğen ve dayıdan öte, abi kardeş ilişkisi var. Tanıdığım en hümanist kişi. Sabırlı ve hayatımda gördüğüm en merhametli adam.
Peki Osmanlı döneminde sosyal medya olsa ne olurdu?
Halit Ergenç: Nasıl bir değişim olacağını kestirmek güç ama herşeyin farklı olacağı da kesin.
Padişahlar kullanır mıydı?
Aziz Akgül: Obama ve Abdullah Gül kullandığına göre kullanırdı herhalde.
Pondr’da da en çok yorum sakallarınıza yapılıyor. Ali sizi hiç sakalsız gördü mü?
- Fotoğraflarımı gördü ama hiç öyle yaşamadık.
Ne zaman kesilecekler?
- Tarihi henüz belli değil.
Dizi Haziran’da bitiyor. Sonrası için projeleriniz var mı? Yine bir dönem dizisi mi olur?
- Henüz belli bir şey yok.
SES VE GÖRÜNTÜ SİSTEMLERİNE ZAAFIM VAR
Çocukluğumdan beri teknolojiyi çok seviyorum. Özellikle ses ve görüntü sistemlerine karşı zaafım var. PlayStation’da oynamayı seviyorum. Bu aralar favori oyunum ‘Assassin’s Creed Black Flag.’ Diğer ilgi alanlarım olan; sanat, boğaz, İstanbul, araba, deniz ve su altı gibi etiketleri takip ediyorum.