Hakkımda ne kadar az şey biliyorsanız o kadar iyi

Son filminiz American Hustle’ın kadrosu muazzam: Christian Bale, Bradley Cooper, Jennifer Lawrance... “Sette çok eğlendik” geyiği dışnda ne söylersiniz?
- Hayır, hayır... Hiç de eğlenceli değildi! Zor sahneler çoktu ve hepsini çok kısa bir sürede çekmemiz gerekiyordu. Çok çalıştık, çok ter döktük. Pek kıkırdırmaya vakit yoktu.
Oscar adaylığı beklentiniz var mı? Akademi sizi seviyor sonuçta...
- Biraz klişe olacak ama “Adaylık bile yeterli” diyenlerdenim. Kendini ödüller üzerinden var eden, konumlandıran biri olmadım. Tuhaf da geliyor zaten isminden önce ‘Oscar ödüllü’ lafı gelen aktörler.
Başrolde olduğunuz üç filmin de devamı geliyor: Avengers 2, Görevimiz Tehlike: 5 ve Bourne... Hangisini çekmek için sabırsızlanıyorsunuz?
- Film endüstrisi çok saçma, çok garip. Son güne kadar hep bir toplantı, bir erteleme, bir değişiklik... Evet, şu an buradan bakıldığında fotoğraf şahane gözüküyor ama o kostümü giyene kadar filmin havasına giremiyorsun bir türlü. Oyunculuğu o kadar çok seviyorum ki bedavaya bile yaparım.
Bourne için Matt Damon’la konuşma şansınız oldu mu?
- Bourne zamanı oturup laflama şansımız olmadı. Nedense insanlar Hollywood aktörlerinin işleri güçleri yokmuş gibi sürekli beraber takıldıklarını zannediyor. Oysa Hollywood’da ne kadar başarılıysan o kadar meşgulsündür, başını kaşıyacak vaktin yoktur.
George Clooney, Tom Cruise, siz... Nedir bu yakışıklı ve popüler Hollywood aktörlerinin ‘eşcinsellik’ dedikodularından çektiği?
- Tanımadığım insanların hakkımda ne düşündüğünü önemsemiyorum. Ciddiye alanları da anlamıyorum. Kariyerimin ilk günlerinden beri özel hayatımı kendime ‘özel’ tutuyorum. Adı üstünde: Özel hayat! Paparazzilerin çoğu artık bunun farkında. Malzeme vermeyeceğimi bildikleri için de pek ilişmiyorlar bana. Bu noktaya gelene kadar çok efor sarf ettim ama değdi.
Her şeyi büyük bir çabayla bu kadar özel tutmanız, gizlediği bir şey mi var diye düşündürüyor da olabilir...
- İnsanlar gerçek hayatta duyduklarından, okuduklarından birkaç saatliğine de olsa sıyrılıp bir hikaye dinlemek için sinemaya gidiyor ve ben bu büyüyü bozmak istemiyorum! Çünkü hakkımda ne kadar çok şey biliyorsan, filmimi izlerken o kadar az konsantre olacaksın. Size durduk yere neden fazla bagaj yükleyip filmimden alacağınız tadı bozayım? Hem kiminle yattığımın, nerede ne yaptığımın kime ne faydası var ki!
Sekiz ay evvel baba oldunuz. Bebek bezleriyle aranız nasıl?
- Ailede altı kardeşiz, ben en büyüğüm. Ailem ben 10 yaşındayken boşanmıştı ve kardeşlerimin çoğunu ben büyüttüm. Bebek bezleri hayatıma çok erken yaşta girdi yani. Baba olunca hayatınızın ışığı değişiyor, anlamı tamamlanıyor. Garip bir his. El kadar bir yaratığın çıkardığı tuhaf sesler sizi dünyanın en mutlu insanı yapabiliyor mesela.

Rol aldığım filmleri izlemek saçma geliyor

Zor şartlarda büyüme, maddi sıkıntılar çekme oyuncu biyografilerinin olmazsa olmazı...
- Şaşırtıcı ama öyle. Gerçek oyuncu olmak kolay değil çünkü. Kestirme yoldan şöhret kapısına varmaktan bahsetmiyorum. İçine sinen filmlerde rol almak için aç kalmayı, sürünmeyi göze alacaksın. Çok süründüm, açlıktan evde elime ne geçtiyse kemirdiğim günler oldu. Faturayı ödeyemeyince elektriğim kesildi, gecelerce karanlıkta oturdum. Hoşlandığım kızla parasızlıktan buluşamadım.
Şimdi kendinizi reklam panolarında daha sık gördükçe hafiften tırstığınız oluyor mu?
- “Bu iş daha ne kadar büyüyecek?” paniğinden bahsediyorsan çözümü kendimden kaçmakta buldum. Rol aldığım hiçbir filmi izlemiyorum. Galalar dışında.
Evinizde Hurt Locker’ın, Avengers’ın DVD’si yok mu yani? Arada izlemez misiniz?
- Benim değil annemin evinde var. Neden evimde tutayım ki? Saçma geliyor bana. Bir ressamın evinin duvarlarını kendi eserleriyle doldurması kadar saçma. Sanat paylaşmak içindir, mastürbasyon malzemesi değil.