Güncelleme Tarihi:
Çizgi-roman
Sandman I / Düş Müziği
Neil Gaiman, Çizer: Sam Kieth, Mike Dringenberg, Malcolm Jones III
Çev.: Ece Esmer, Koray Özbudak
Laika Yayıncılık
Rivayet odur ki, biz uykuya dalmadan önce ölümsüzler diyarından birisi gelir ve rüya görebilmemiz için gözlerimizin üzerine büyülü bir kum serper. Uyandığımızda gözümüzdeki çapaklar, o büyülü kumlardır. Bize bu lütfu sunan kişidir Sandman, yahut namı diğer Düş! 90’ların ortasından beri okuyan herkesi büyüleyen çizgi roman serisi Sandman. Neil Gaiman, en uzun soluklu masallarını anlatır bu seride. Birbiri ardına ve birbirinden önemli ödüller alan serinin Türkçe yayını, geçen sene 10’uncu ve 11’inci özel ciltle tamamlanmıştı. Ancak serinin ilk kitapları başka bir yayınevinden basılmış ve tekrar baskısı yapılmadığı için, çizgi roman severler hasretle tekrar baskının ne zaman yapılacağını bekleyip durmuşlardı. Nihayet, serinin ilk ve birçoklarına göre, en güzel maceralarının olduğu kitabı yeniden yayımlandı. Ebediler ailesinin üyesi Düş’ün, 70 yıllık tutsaklığından kurtulmasıyla başlıyor macera. Sandman, ‘Düş Diyarı’nı aynı zamanda miğfer, kese ve tılsım gibi güç nesnelerini geri almak zorundadır. Düş, onu tutsak edenlerden tek tek intikamını alacaktır. Neil Gaiman’ın masal dehasıyla henüz tanışmayanınız varsa, Sandman/Düş Müziği büyülü diyarlara çağırıyor sizi. Büyük maceraya yeniden merhaba demek; düşlerle kabusların büyüleyici ve karanlık dünyasına yeniden ulaşmak için, iyi bir fırsat. Sandman serisi artık bir klasik ve klasikler her zaman okunur.
Roman/Portre
Bir ada: Yaşar Kemal
Çıplak Deniz, Çıplak Ada
Yaşar Kemal
YKY
Yaşar Kemal: Sözün Büyücüsü
Feridun Andaç
Kavis Kitap
Türk edebiyatında yaşanan, son 10 yılın en önemli edebiyat olayı nedir, diye soracak olsanız, hiç tereddüt etmeden Yaşar Kemal’in ‘Bir Ada Hikâyesi’ dörtlemesini tamamlaması, cevabını ilk sıralarda veririm. Çünkü, yıllardır hiçbir kitap bu kadar merakla beklenmemişti. 19 Ağustos tarihli, ‘İmaj ve Ötesi’ başlıklı yazısında Doğan Hızlan, “Türk edebiyatının efsane ismi kimdir?” diye sormuş ve artık aramızda olmayan isimlerden oluşan bir anket hazırlanmıştı. Birkaç gün sonra kendisine gelen okur mektuplarını değerlendirmişti Hızlan. Okurlar, listede yaşayan isimlerin olmamasına itiraz etmiş ve öyle bir durumda Yaşar Kemal’i seçeceklerini belirtmişlerdi. Yüzlerce e-postanın yüzde 90’ı bunu söylüyordu. Uzun lafın kısası, yaşayan bir efsanedir Yaşar Kemal.
Dörtlemenin bundan önceki son kitabı 2002’de yayımlanmıştı. Aradan geçen zamanda, bizler Yaşar Kemal’in değme şaire taş çıkaracak şiirlerini, türünün en güzel örneği röportajlarını ve tüm insanlığa seslendiği çağrılarını okumuştuk. Ama ‘Çıplak Deniz Çıplak Ada’nın tadı bir başka. Ne de olsa, yayınlanan diğer eserlerinden farklı olarak, kimse daha önce okumadı romanda yazılanları. Mübadil kahramanların ‘umut dolu’, ancak bir o kadar yürek burkan hikâyesi devam edip nihayete eriyor. Malumun ilanı olacak ama, diline ve anlatımına bir kez daha hayran kalacaksınız, her sayfasında.
Her eserinde yeni dünyanın kapılarını açarken, yeryüzünün en büyük adası olan Yaşar Kemal’in dünyasını daha iyi anlayabilmenin en iyi yolu, şüphesiz eserlerinden geçer. Ancak, kendisiyle daha önce nehir söyleşilere ve derinlikli çalışmalara imza atan Feridun Andaç’ın ‘Yaşar Kemal: Sözün Büyücüsü’ kitabı da önemli bir kılavuz olacak. Andaç, Yaşar Kemal’in eserlerini ve hayatını bir arada anlattığı kitabında, bizi büyülü bir dünyaya çağırıyor. Eserlerini derinlemesine ele alırken, Yaşar Kemal’in sözlerine de başvuruyor. Kendimizi Yaşar Kemal’e adamak için, doğru zaman.
Çizgi roman
Kafalarına Bir Kurşun
Matz,
Çizen: Colin Wilson
Çev.: Füsun Önen Pinard
YKY
Aksiyon dolu bir çizgi romana ne dersiniz? Açıkçası biraz tuhaf başlıyor macera. Tıpkı Tarantino veya Guy Ritchie filmlerindeki gibi. Kahramanlar, olaylarla hiç alakası olmayan bir konuyu derinlemesine tartışıyor. Bu iki bin dolarlık, özel yapım bir ayakkabı da olabilir, Kim Basinger’in güzelliği de, Avrupalı kadınların nasıl erkeklerden hoşlandığı da... Her ne kadar olayla alakasız desem de, bir süre sonra meşhur ‘tüfek’ metaforuna evriliyor bu konular. Olayların seyrini de değiştirebiliyor, çözüme de etki edebiliyor. Birdenbire başlayan patırtı, sürekli artarak sonuna kadar devam ediyor ‘Kafalarına Bir Kurşun’da. Louis ve Jimmy isimli birbirinden tekinsiz iki kiralık katil, bir senatörü ‘temizlemek’ için verilen adrese giderler. Senatör daha çocuk yaşta bir fahişeyle gününü gün etmektedir. Ta ki Louis ve Jimmy içeri girip, canlı gördükleri her şeyi öldürene kadar. Polis ve FBI hemen olay yerine gelir. Zaten her şey bu noktada karışmaya başlar. Çünkü FBI basına; senatörün arkadaşlarının evindeyken kalp krizinden öldüğü şeklinde açıklama yapar. Bir şeylerin üstünün örtüldüğünü fark eden polis memuru Perry ve ortağı Carlisle, dosyayla özel olarak ve hayatları pahasına ilgilenirler. Katilden polise, ajandan gazeteciye herkes boğazına kadar belaya batacaktır. Zira senatör, buz dağının görünen kısmıdır ve karanlık sulardaki ‘büyük balık’lar sandıklarından büyüktür.
Çizgi roman
Corto
Hugo Pratt
Çev.: Alev Er
NTV Yayınları
Aptalların şahı olduğu için; yiğitlik, kahramanlık denen şeye inanan ama soyu çoktan tükenmiş bir hanedanın son ferdidir Corto Maltese. Bu tanımlamayı, onu yakından tanıyan herkes bilir. Dünyanın bütün denizlerinde adı bir macera ve kahramanlıkla anılagelmiştir. Hattâ birçok ‘gerçek’ bağımsızlık mücadelesinde de etkisi olmuştur. NTV Yayınları tarafından birbiri ardına yayımlanan serinin yeni üç kitabında Corto Maltese, Tristan isimli bir İngiliz çocuğun yardımına koşmaktadır. Yakın zamanda babasını yitirmiş çocuğun elindeki belgelerde, Atlantik Finans Şirketi’ne ait belgeler ve kayıp kıta Mû’ya ait buluntular yer almaktadır. Tahmin edeceğiniz üzere, ne büyük rakamlarla açıklanan miras ne de Mû Kıtası, Corto’nun umrundadır. O, ‘iyi’ ve yardıma muhtaç olduğuna inandığı insanlara sınırsız yardım etmekten başka bir şey düşünmemektedir. Zaten, her zaman olduğu gibi Corto ister istemez olayların ortasında yer almaktadır. Hiçbir sebep yokken, iki kabadayının elinden kurtardığı ayyaş Jeremiah Steiner’ı yanına almasında olduğu gibi... Bu üç macerada, Corto, Tristan’ı hiç görmediği kızkardeşiyle buluşturacak, onları öldümeye çalışan katilleri bertaraf edecek, Mû’nun gizemlerini ortaya çıkaracak ve Güney Amerika’nın bugüne kadar devam eden ‘bağımsızlık’ mücadelesinde, görevi Coriso de Sao Jorge’ye vererek fitili ateşleyecektir. Bir solukta okunacak ve soluğunuzu kesecek serüvenler.
Çizgi-roman
Logicomix
Apostolos Doksiadis, Hristos H. Papadimitriu Çizen: Alekos Papadatos
Çev.: Özge Özgür
Albatros Kitap
Alıştığımız çizgi roman kalıplarını zorlayan bir çalışma Logicomix. Öyle ki, 70’lerde yayımlanmış olsaydı hiçbir haşarı çocuk, ders kitabının arasına bu çizgi romanı koymazdı. Zaten koymuş olsaydı, ebeveyninin çocuğu ödüllendirmesi gerekirdi. Çünkü ne Zagor gibi elinde baltayla dolanan adamlar var, ne Spider-man gibi damdan dama ağ atlayanlar. İtalyan ekolüyle veya Marvel ürünleriyle dalga geçtiğim sanılmasın. Ama kahramanlarının Bertrand Russell, Wittgenstein, Gottlob Frege, Kurt Gödel olduğu, konunun ise Russell’ın hayat hikâyesi üzerinden felsefe, mantık, matematik ve ünlü filozofların ispatları veya paradoksları olduğu bir çizgi romandan söz ettiğimi söylersem, hak vereceksiniz bana. Sadece bununla da sınırlı değil. Logicomix’in yaratıcıları da sayfalar arasında sık sık arz-ı endam ediyor. Çünkü yapmak istedikleri şey, ‘matematiğin temellerini araştıran ve anlatan’ bir çizgi romana imza atmak. Bunun için de en kuvvetli dayanakları Russell’ın II. Dünya savaşı arifesinde Amerika’da bir üniversitede verdiği konferans. Russell, kendi yaşam öyküsünü anlattıkça birbirinden ünlü matematikçiler, filozoflar çıkar karşımıza. Hocaları, öğrencileri derken 20. yüzyıl felsefesine dair en göz korkutan meseleler, basit gibi görünen diyaloglarda tüm derinliğiyle işlenir Logicomix’te. Alıştığımız çizgi romanlardan ve felsefe kitaplarından farklı, müthiş bir ekip çalışması Logicomix.