Haftanın yenileri

Güncelleme Tarihi:

Haftanın yenileri
Oluşturulma Tarihi: Ocak 28, 2012 02:09

Haberin Devamı

Kitap


Eleştiri
On Kişot
Ersan Üldes
Plan B Yayınları


Her ne kadar kendinden önce birtakım başka örnekler olsa da, dünyanın ilk ‘roman’ı olarak Don Kişot kabul edilir. Cervantes’in La Manchalı asilzadesi, okuduğu şövalye kitaplarından fazlasıyla etkilenir ve onlar gibi kahramanlıklar peşine koşan romantik bir şövalye olmaya karar verir. Aslında Cervantes’in romanı ve bilhassa kahramanı birçok açıdan değerlendirilebilir ve değerlendirilmiştir de. Cervantes’in aktardıkları ve Don Kişot’un yaşadıkları, anlattıkları, yaptıkları farklı dönemlerde, farklı kahramanlar aracılığıyla yeniden karşımıza çıkar. Buna Türk edebiyatında da sıkça tesadüf ederiz. Ersan Üldes de bu noktadan hareket edip, Türk edebiyatındaki ‘On’ Kişot’u inceliyor. Tanzimattan bugüne, Ahmet Mithat Efendi’den Murat Uyurkulak’a uzanan bir çizelgede Çengi, Araba Sevdası, Fahim Bey ve Biz, Murtaza, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Tehlikeli Oyunlar, Gaib Romans, Yalan, Hâl ve Zaman Mektupları, Har romanlarını ve tek tek onların Don Kişotvari kahramanlarını ele alıyor. Budalalıkları, inandıkları yalanları, boşa kürek çekmeleri, bulundukları çevrenin en ‘saf’ insanı olmaları ve daha nice ortak özelliğiyle Türk edebiyatının On Kişot’unu olağanüstü bir gözlemle inceliyor Ersan Üldes.

Haberin Devamı


Çizgi roman
Cam Kent
Paul Auster, Paul Karasik, David Mazzucchelli
Çev.: Senem Kale
Türkuvaz Kitap

En baştan söylemek gerek, olağanüstü bir çizgi roman uyarlaması var karşımızda. Kadro adeta bir yıldızlar karması; Paul Auster, Paul Karasik ve David Mazzucchelli’den söz ediyorum. Daha önce yayımlanmış öykü ve romanların çizgi roman uyarlamaları her zaman sıkıntılarla doludur. Ancak Paul Auster’in aynı adlı öyküsünü, yazarın bizzat içinde bulunduğu ve Karasik ve Mazzucchelli gibi ustalardan oluşan ekip, bize yepyeni bir Cam Kent okutuyorlar. Cam Kent, tek bir kahramanın yaşadıklarıyla veya macerasının özetlenmesiyle anlatılacak bir uyarlama değil. Auster’in ‘dil’, ‘dil yaratma’ ve ‘yazma’ mefhumlarını sorguladığı eserlerinden biri olan Cam Kent, soyut fikirleri barındıran ve eğlenceli göndermelerle okurda birçok yeni fikirlerin kıvılcımını çakan bir metin. Karasik ve Mazzuchelli ise onu öyle bir uyarlamışlar ki, daha da zenginleşmiş her cümlesi, çizgi roman için her karesi! Yazının olmadığı yerde, okuru içine çeken ve Auster’in vermek istediği derinliği fersah fersah artırarak daha da etkileyici hale getiren bir uyarlama Cam Kent. Yazarın, yazarın yarattığı kahramanların, alt kimliklerin her fırsatta dile getirdiği üzere; ‘hiçbir yerde olmamaya’ dair etkileyici bir görsel anlatı. Cam Kent’i okuduktan sonra Auster külliyatını devirmek isteyeceksiniz...

Haberin Devamı


Roman
İsmail
Daniel Quinn
Çev.: Selen Çalık
Maya Kitap


Kendini ermiş sanan guru’ların, para karşılığı düzenlenen seminerlerde hayatımızı nasıl huzurla dolu hale getireceğimizi anlatan malumatfuruş bilgelerin tam tersi bir üstad İsmail. Bir kere, çıraklarını gazete ilanıyla arıyor. Üstelik, o bir insan bile değil. Bir ‘goril’. Bir de hayvanat bahçesinde Golyat olan adı (Hz. Davut’un yendiği dev), daha sonra İsmail (Hz. İbrahim’in Tanrı için kurban etmek istediği oğlu) halini almış, insanların sözünü kendi kendine anlamaya başlayan ve insanlarla konuşabilen bir gorildir bu. Bu saydıklarımız bile onun önemli bir aşamayı kat ettiğinin göstergesi olsa gerek. Kahramanımız, gazetede gördüğü “öğretmen öğrencilerini arıyor,” ilanı üzerine sözkonusu adrese gider. Karşısında mahzun gözlerle ona bakıp konuşan bir goril görünce önce ne yapacağını şaşırır ancak daha sonra onu dinlemeyi ve onun her söylediğini adamakıllı özümsemeyi benimser. Kendince bu kararı verdikten sonra İsmail anlatmaya başlar. Hayvanat bahçesindeki günlerini, panayırda yaşadıklarını, II. Dünya Savaşı’ndaki soykırımdan, ailesinde tek canlı kurtulan sahibinin ona anlattıklarını ve elbette nasıl aydınlandığını... Bilincin olgunluğa ermesine dair etkileyici bir kitap.

Haberin Devamı


Felsefe
Meseller
Soren Kierkegaard
Çev.: Osman Çakmakçı
Pinhan Yayınları


Sözlüklerde mesel için; eğitici öykü ya da masal, ders alınacak söz, tanımı karşımıza çıkacaktır. Bütün kültürlerde benzerlerine rastlanır. Ancak Batı düşünce tarihinde yadsınamaz bir yeri vardır mesellerin ve ilk günden beri hafızalarımıza kazınmış imgelerle bezelidir. Platon’un mağara duvarlarında dans eden gölgeler metaforu, Kafka’nın Şato’su veyahut birçok hikâyede kullanılan ada imgesi bunun en meşhur örnekleridir. Batı düşünce dünyasında ‘mesel’leri en çok kullanan isim hiç şüphesiz Soren Kierkegaard’dır. Kullandığı dil ve düşünce aktarımı olarak Montaigne’in Denemeler’ini andırdığına kanaat getirecekler olabilir. Oysa baştan söyleyelim ki, bu büyük yanlış olacaktır. Sorduğu bir soruya, bir mesel üzerinden cevap veren Kierkegaard; hem ironik bir dil kullanıyor hem de bizi her kelimesi üzerine düşünmeye sevk ediyor. Kimi cevaplarına çekinmeden güleceksiniz. Bu durum kimseyi huzursuz etmesin, zira Kierkegaard da bu satırları yazarken çok eğlenmiş gibi görünüyor. Mesellerin birçoğunda bilhassa Hıristiyan ahlak anlayışına değinilerde bulunan Kierkegaard’ın tam anlamıyla ‘farklı bakış açısı’ okuyanı ilk solukta etkisi altına alıyor. İnce alayıyla, eğlenerek düşünmek için biçilmiş kaftan.

Haberin Devamı


Çocuk
Cik!
Joke van Leeuwen
Çev.: Burak Sengir
Hayy Kitap


Susam Sokağı’ndaki ‘Minik Kuş’u hatırlamayan yoktur. Gözalıcı tüyleri, kocaman vücudu ve bir insan gibi konuşmasıyla en sevdiğimiz kuşlar arasındadır. Ona bir tane daha ekleyeceksiniz, adı Minik Kiş! Kuş değil, Kiş. Çünkü bazı harfleri söyleyemediği için, onu büyüten anne ve babası ona bu ismi veriyor. İsmini rahat söyleyebilsin diye... En iyisi konusunu özetlemeli kısaca; bir kuş sever olan Warre kimi zaman elinde dürbünüyle doğadaki kuşları gözlemlemeye çıkan bir adamdır. Bir gün çalılıkların dibinde bir ses duyar ve daha önce hiç görmediği bir kuş yavrusu görür. Bir insanı andırsa da, kanatlı bir çocuğa benzer, vücudu da tüylerle kaplıdır. Onu alıp evine getirir ve eşi Tine ile beraber ona önce bir ad, sonra kalacak yer verirler. Ancak bir gün Minik Kiş kanatlanır ve kayıplara karışır, üstelik bir veda bile etmeden! Tine ve Warre onu aramaya koyulurlar. Tekrar kavuştuklarında Minik Kiş’in yine gideceğinden emindirler, ancak bu kez veda edecektir. Joke van Leeuwen aslında bir masal gibi kaleme aldığı Cik! isimli kitabında biraz da ‘doyamadan’ bizden ayrılan, hayata veda eden, dostlarımızı, akrabalarımızı, sevdiklerimizi anlatıyor. Bazılarına biraz hüzünlü bir masal gibi gelse de, eğlenceli dili ve çizimleriyle yüzümüzü güldürüyor Cik!

Haberin Devamı


Doğan Kardeş / Çocuk
Robin Hood
Uyarlayan: Bilgin Adalı
YKY

“Dinleyin, kulak verin bana / Yiğit bir adamdan söz edeceğim size, / Sherwood Ormanı’nda yaşayan / Robin Hood idi onun adı.” Tanıdınız değil mi, bu kahramanı. Ok atmak denince ilk akla gelen Robin Hood’u bilmeyen kalmış mıdır, şüpheliyim, İlk ne zaman karşımıza çıkar Hood, asıl hikâyesi nedir, gerçek midir, bir efsane mi? Bunların artık net bir cevabı yok, yüzyıllar boyunca hakkında birçok masal anlatılan isimlerden Robin Hood, usta işi bir uyarlamayla Türkçede. Bilgin Adalı’nın birbirinden farklı Robin Hood metinlerini gözden geçirip derlediği ve yine kendisinin çevirdiği Robin Hood, hedefin ortasındaki oku tam ortasından vuran, bu halk kahramanını bir kere daha yakından tanımamızı sağlayacak. Nasıl kanun kaçağı oldu, Küçük Con’la nasıl tanıştı, Şerif’le giriştiği mücadelenin asıl sebebi ne, sorularıyla başlayan Robin Hood macerası, tek tek bütün önemli anlatılardaki serüvenleriyle devam ediyor. Ölene kadar! “Yayımı verin elime, Ve atabileceğim güzel bir ok; / Nereye düşerse attığım ok, Mezarımı oraya kazın,” sözleriyle bu büyük kahramanın son macerasını anlatmaya koyuluyor büyük ozanlar ve sonrasında Adalı. Sinemaya da sıklıkla ve her seferinde farklı bir öyküyle uyarlanan Robin Hood’un etkileyici tüm maceraları...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!