Güncelleme Tarihi:
O artık, turizmin paşası
Kenan Evren'in başyaveri Yekta Numanoğlu, Antalya'da turizm koordinatörü oldu
Geçtiğimiz ağustos ayında garnizon komutanlığı görevinden emekliye ayrılınca, ‘‘Yekta paşayı acaba kim kapacak?’’ diye sormuştum, kendi kendime...
Ve, bu sorum cevabını aylar sonra, turizm sektörünün en iyilerinden Kayı-Grubu'nun 13'ncü yaşgünü yemeğinde buldu. Yekta Numanoğlu, Talha Görgülü'nün turizm şirketinde koordinatör olarak işe başlamıştı. Turizme yabancı biri değildi paşamız... Tanıtımın önemini, yetersizliğini asker olarak bulunduğu yurtdışı görevlerde farketmişti. Ta o zamanlar, ‘‘Ne yaparız, ne ederiz de Türkiye'yi tanıtırız’’ diye kafa yormuştu. Turizmle haşır neşir kent Antalya'ya garnizon komutanı olduğunda, bu konunun üzerine biraz daha gitti. Turizm sektöründeki inişli çıkışlı grafikler, onu da heyecanlandırdı. Bazen kahretti, bazen sevindirdi.
Emekli olduğunda ne yapacağını düşündü uzun süre... Talha Görgülü'nün teklifine, ‘‘Evet’’ demeden önce, her askerin yaptığını yaptı ve komutanlarına danıştı. Olurlarını alıp öyle, ‘‘Evet’’ dedi. Şimdi, her ne kadar, ‘‘Turizmde bir neferim. Uyum eğitimini tamamlamaya çalışıyorum’’ desede, bence o turizmin paşası... Hem de, ekonominin lokomotifi turizmimizin var olma savaşında en önde, cephede...
Emekli olduktan sonra turizm sektörünü seçmenizin gerekçesi nedir ?
Bize sistemin öğrettiği; meşale yanıp, sonuçta bir mum ışığı gibi ufukta kayboluncaya kadar öğrenme, öğrendiğini devam ettirme, öğrendiğini öğretme, sevme ve saymadır. Mevcut potansiyelimizin bir yerde değerlendirilmesi benim için çok güzeldi. Ve, oldu... Talha Görgülü bey, ‘‘Paşam gelir misiniz, burada size bir oda ayırttık. Burada, genel müdürlerimle ve diğerleriyle konuşun bizim için yeterli’’ dedi. Geldik. Çünkü, muharebeler artık ekonomik sahada devam ediyor.
Asker arkadaşlarınız nasıl karşıladılar bu durumu?
Ben de tereddüt ettim. Kenan Paşa NATO toplantısı için Antalya'ya gelmişti, onun olurunu aldım. Sonra Nurettin Ersin Paşa'dan, Necip Torumtay, İsmail Hakkı Karadayı dahil hepsine danıştım. Onlar tebrik ettiler. Talha beyi de tanıyorlar zaten.
MEMNUN OLDULAR
Kenan Paşa'nın başyaveriydiniz, o ne dedi?
Çok memnun oldu. Yakında gelecek buraya.
Peki, turizm konusunda daha önce çalışmanız olmuş muydu?
Yurtdışında görevde bulunurken, yabancıların biz Türkleri tanımadıklarını biliyordum. Tanıdıktan sonra da, çok candan davrandıklarına şahit oldum. O halde, tüm dünya ile bir irtibat noksanlığımız, tanınma eksikliğimizin olduğu kanaatine vardım. Bunda, karınca kararınca, herkesten yararlanmakta fayda var. Atatürk, ‘‘Tek kişi, asla iki kişi kadar akıllı değildir’’ der. Bu sektörde görev aldığım için de mutluyum.
Paşam, turizm ordusundaki rütbeniz nedir?
Turizm ordusunun bir neferiyim. Önce, uyum eğitimimi tamamlamaya çalışıyorum. Birçok konuyu öğrenmeye devam ediyorum. Turistlerle ve uçak gemileriyle gelenlerle görüşmelerimiz oldu. Çok memnun olduklarını gördüm. Bu arada, ufak tefek kusurlarımız olmuş. Bir askere bir şişe şampanyanın 5 misli fiyata satıldığını öğrendik. Bunu öğrendiğimiz zaman, o askere 5 şişe şampanya hediye ettik. Fahiş fiyatla içki satan yer de kapatıldı. Şirket olarak geçen sene Polonya pazarına girildi. Türkiye'ye en fazla turist getiren müessese olduk.
SEKTÖRDE ÖNCELİKLİ SORUN
Artık turizm sektörünün içindesiniz. Sizce, düzeltilmesi gereken öncelikli sorunlar nelerdir?
Ben, yine sevgi-saygı, bellek ve irtibat noksanlığı diyeceğim. Ülkemize gelen kişilerin fiziksel, zihinsel, sosyal ihtiyaçlarını karşılayabilmeliyiz. Eğer, bunlarda bir noksanımız varsa, bu tamamlanmalı. Ama, bunun dışında emniyet önemli. Diğer konularda problemlerin ilgili mercilere daha hızlı gitmesiyle çözülmeyecek sorun yoktur. Bir de inanma meselesi var. Bütün mesele o... Batı'da da bu aynıdır. Vietnam Savaşı'nda Amerika'nın yaşadığı en büyük problem irtibat eksikliğidir. Görüşmelerimizin onda birini emniyete ayırmamız gerekiyor.
Orduda olası gelişmelere karşı senaryolar üretilir. Peki, turizm sektöründe bu tür planlar var mı?
İhtimal planları var tabi... Yalnız, bu konuda ben daha intibak eğitimi alıyorum.
KOMŞU GÜVENLİĞİ ŞART
Türkiye turizminin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Eğer, siz mevcut potansiyelinizi çok iyi kullanır, komşularınızla daha iyi anlaşırsanız güvenli bir ortam olur. Yatak sayımızı 750 binden 1 milyona çıkarıp, her sene 250 milyon dolar yatırım yaparsak beş yıl sonra 15 milyon turist gelir, 18 milyar dolar da turizm gelirimiz olur. Ben inanıyorum buna. İçerideki eksikliklerimizi de tamamlarsak çok güzel olur. Türkiye'de geceler, dünyaya göre çok daha emniyetli. Bu emniyet sağlandığı sürece milyonlarca turist gelir buraya.
Siz garnizon komutanıyken, Rus gazeteler, Antalya'da tanklar dolaşıyor diye yazmıştı.
Onlar onu yazdığında Antalya'da sadece su tankları vardı. Bir de oyuncak tanklar. Antalya'da gerçek tank hiç olmadı ki...
Asker gelen giden turist sayısı ile ilgileniyor mu?
İlgileniyor ve çok mutlu oluyorlar. Çünkü, bir F-16 projesine 3.5 milyar dolar verdik. Bu hep gelirle oluyor. Turizm olmazsa biz yokuz. Herkes bunun bilinci içinde.
Turizmde askeri disiplini gerektiren konular var mı?
Sabah erken kalkmak askerde de vardır, turizmde de.
Sabah sporu yaptırıyor musunuz?
Tabi yaptırıyorum. Muhakkak tenis veya voleybol oynanıyor. Haftada iki sefer, 35'er dakika spor yapılıyor. Arkadaşlarıma tahmin ediyorum, bildikleri doğrularda biraz daha cesaret kazandırdık. Bizim de öğrendiklerimiz oldu. Haftada bir defa dinlenmelerini öneriyorum. Spor yaparak dinlenin, çay sohbetlerinizi artırın diyorum. Cumartesi günleri çay sohbeti yapar, internete gireriz. Kendimizi geliştiririz.
Ceza yöntemleriniz var mı?
Sorun yaşadığımız kişiyi üç kez sözlü ikazla uyarırız. Dört ve beşinci seferde uyarı yazılıdır. Altıncı seferde ise görev yerini değiştiriyoruz. Yedincide ise işten atılıyor.
Buradaki sistem bu mu?
Burada önerdiğimiz o ve böyle yapılıyor.
EMEKLİ SUBAYLAR ÇALIŞSIN
Turizm alanında büyük savaş veriliyor değil mi?
Turizmdeki bir ekonomik savaştır. Büyük savaş burada, turizmde... Ve, biz, bu savaşın içinde bir ferdiz.
Emekli paşaların herhangi bir yerde çalışması eleştiri konusu olmuştu. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Mühim olan mevcut potansiyelden yararlanmak. İstanbul'da 35 bin emeklimiz var. Bu 35 binin sadece 100'ü çalışıyordur. Antalya'da binin üzerinde emekli subay var. Bunların çoğu biryerde çalışmıyor.
Siz özel sektörde çalışmalarını öneriyor musunuz?
Öneriyorum. Hem onlar için değil, Türkiye için öneriyorum.
Bir dernekleri veya birlikleri var mı emekli subayların?
Tabi var. Bu arz ve talep meselesi. Bir kısım arkadaşımız çalışıyor. Bizim burada iki arkadaşımız var. Astsubay arkadaşımız güvenliğe bakıyor. Bir de aramıza yeni emekli albay Ayhan arkadaşımız katıldı. Eşi, bir partinin Isparta kadınlar kolu başkanıdır.
Siz siyaseti düşünüyor musunuz?
Ben başyaverken, Mesut bey dışişleri bakanımızdı. Yurtdışı gezilerine birlikte giderdik.
ANAP'a sıcak bakıyorsunuz o zaman?
Ona bakarsanız, Ecevit benim nikah şahidimdi. Ben Köşk'te muhafız alayında çalıştım. Rahmetli Türkeş hocamızdı. Biz bir asker olarak hepsine eşit mesafedeydik. Birlikte spor yapardık. Siyasi bir yönüm henüz yok.
Hiç olmayacak mı?
Arz ve talep meselesi. Çevik paşamıza da sordular. Çok değerli bir komutan yanlış yönlendirildi. Devlet içinde nerede görevlendirilirse, görevin küçüğü büyüğü olmadan onurlu her tür görevi yapmaya hazırdırlar.
Kenan Evren'in sigortası atınca
Yekta Numanoğlu paşayı, hep gönlü insan sevgisi ile dolu, sürekli gülen, sürekli kendini geliştiren, yeniliklere açık biri olarak tanıdım. Paşayı tanımam Antalya'dan garnizon komutanı olarak gelmesinden öncedir. Yani, 80'li yılların sonu gibi... O, 7'nci Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in başyaveri olduğu dönem, ben Ankara'da gazeteciydim. Cumhurbaşkanlığı muhabirliği yaptığım için hergün olmasa da haftadan bir kaç gün görüşürdük. Bazen uzun yurtiçi gezilerinde gece gündüz beraber olurduk. Yekta paşanın Köşk'te göreve başladığı ilk gün, daha dün gibi aklımda. Sanıyorum, Ankara'dan Adana'ya gitmiştik. Evren, şehre girişte, üstü açık makam otomobilinden halkı selamlayacaktı. Ama, nedense programlandığı gibi olmadı. Sordum, soruşturdum, ilginç bir durum ortaya çıktı. Aracın tavanındaki bölmeyi açmak için iki düğme varmış. Biri arka koltukta Evren'in önünde, diğeri ön koltukta başyaverin önünde... Bu mekanizmayı çalıştıran düğmeye Evren ile başyaveri aynı anda basınca, sistemin sigortası atmış. Ben bunu öğrenir öğrenmez, soluğu Yekta paşanın yanında almış ve şunu sormuştum; ‘‘Cumhurbaşkanımızın sigortasını attırmışsınız doğru mu?’’ Daha ilk gün bir gazetecinin sorusuna muhatap olan paşanın yüzündeki o şaşkınlık ifadesi hala gözlerimin önündedir.
KİM? KİMDİR?
1942 yılında Ordu'nun Fatsa İlçesi'nde doğdu. İlk ve orta öğretimini Türkiye'nin değişik illerinde tamamladı. Kendi isteği ile girdiği Kara Harp Okulu'nu bitirip değişik birliklerde, yurtiçinde ve yurtdışında görev yaptı. 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in başyaverliği görevinde bulundu. Tuğgeneral rütbesiyle Antalya Garnizon Komutanlığı yaparken, geçtiğimiz ağustos ayında emekliye ayrıldı. Talha Görgülü'nün sahibi olduğu turizm sektöründeki Kayı Grubu'nda koordinatör olarak görev yapıyor.