Haftanın Sohbeti

Güncelleme Tarihi:

Haftanın Sohbeti
Oluşturulma Tarihi: Mart 26, 2000 00:00

Haberin Devamı

İlginç turist hikayeleri

Onlar, yabancıların gözü, kulağı, dili. En az 2 yabancı dil biliyorlar. Turizm, reklam, emlak ve fuarcılık uzmanlık alanları.

ANTALYA'ya tatil veya iş amacıyla gelen yabancıların gözü, kulağı ve dili olan tercümanlar, başlarından geçen ilginç hikayeleri, Haftanın Sohbeti'nde anlattı.

Her bir hikayeyi duyduğumda, inanın şaşkınlıktan küçük dilimi yutacak gibi oldum. Anlattıkları içinde en komiği ise kaldıkları otel odasının rengini beğenmeyip, dışardan aldığı malzemelerle odayı kırmızı renge boyayan Rus mafya babaları idi... Aklınızın ucundan bile geçmeyecek, hırsızlık olayları, ‘‘Pes’’ dedirtecek cinstendi... Yatağın altındaki halıyı kesip ülkesine götüren, odadaki televizyonu sarıp sarmalayıp otelden çıkarken yakalananlar bile mini bar uyanıkları yanında masum kaldılar.

UYANIK TURİSTLER

Neydi bu mini bar uyanıklarının yaptığı derseniz, hemen anlatayım. Bazı turistler, odalardaki buzdolaplarından aldıkları kutu içeceklerin altını delip içiyor, yerine su doldurduktan sonra deldikleri yeri sakızla yapıştırıyorlarmış. Minik şişelerdeki alkollü içecekleri de afiyetle yudumlayan uyanıklar bunların içini renkli sıvılarla doldurup yerine koyuyorlarmış.

Bunlar, yeni kurulan Onum Danışmanlık Organizasyon Yeni Teknolojiler Sanayi ve Ticaret Şirketi'nde görevli yabancı dil uzmanlarının bana anlattığı gerçek hikayeler.

Herbiri en az iki dil bilen bu çevirmenler, bir turist karakola düştüğünde yardıma koştukları gibi, Antalya'ya gelen işadamlarının hayati önem taşıyan iş sözleşmelerini de hazırlıyorlar.

YEMİNLİ TERCÜME

Turizm, reklam-promosyon, emlak ve fuarcılık onların uzmanlık alanları... Aralarında Özlem Aksoy gibi bazı davalarda yeminli tercümanlık yapmış olanlarda var.

Aranızda yeminli tercüman

olan var mı?

Özlem Aksoy: Alanya'daki bir Fransız şirketinde yeminli tercümandım. Resmi belgeler gerektiği zaman çeviri yapıyorduk. Noter de tastik ediyordu.

Ne yemini ediyordunuz?

Bir yabancının verdiği ifadeyi tercüme ederken doğru söyleyeceğinize, veya bir metni doğru çevirdiğinize dair yeminler ediyorsunuz.

Bu yemine bağlı kalıp kalmadığınızı denetleyen bir kurum var mı?

Hayır yok. Yemin ediyorsunuz o kadar. Ve, emin olmadığınız hiçbirşeyin çevirisini yapmıyorsunuz.

Çeviri yapmanın püf noktaları nelerdir?

Herşeyden önce, çeviri yaptığınız dil hangiisi ise o ülkenin kültürünü bilmeniz gerekiyor. Emin olmadığınız bir kelimeyi mutlaka sorup öğreniyoruz. Emin olduktan sonra çeviriye imza atıyoruz.

TEREDDÜT OLURSA

Adli bir çeviri yaptınız mı?

Ben sadece boşanma davasına baktım. Bir Fransız bayan eşinden boşanmak istiyordu. Sonunda boşandı da... İşte, onun şikayet çevirisini yaptım.

Bu çevirilere kendi yorumunuzu katıyor musunuz?

Çeviride kesinlikle yorum yapılmaz.

Türkçe çok elastiki bir dil. Nereye çekersen oraya gider. Bir kelime bile cümlenin anlamını değiştirir. Hayati konularda ne yapıyorsunuz?

Tereddüt noktasında mutlaka bir Fransız arkadaşa danışırım.

Diyelim ki size, Türkiye aleyhtarı bir metin getirip çeviri yaptırmak istediler. Tavrınız ne olur?

Ben dediğiniz durumda bir metinle karşılaşmadım. Eğer karşılaşırsam çeviriyi kabul etmem.

Yemininizin içeriğinde bu durumla ilgili bir madde var mı?

Hayır. Sadece çevirdiklerimin orijinaline bağlı bulunduğuna dair bir yemin bu. Herşeyi çevireceğim diye yemin etmiyoruz.

PATRON YABANCI

Doktorların hastayı reddetme hakkı var. Sizde de çeviriyi reddetme hakkı var mı?

Var.

Önünüze tıbbi veya teknik bir konuda metin gelse, bu konudaki kelime hazneniz yeterli olmamasına rağmen, çeviri yapmaya kalkar mısınız?

Herman Dümencioğlu: Ben bunu yapamam derim.

Mesela, bir yabancı şirket, bir Türk şirkete mal satacak. Siz de yabancı firmanın tercümanısınız. O gün de gazetelerde Türk şirketin batmak üzere olduğu haberi var. Ne yaparsınız?

Yabancı firmayı ikaz etme mecburiyetini hissederim. Çünkü, yabancı şirket o anda orada sizin patronunuz durumunda.

Böyle durum oldu mu hiç?

Çok oldu.

Özlem Aksoy: Anlaşma aşamasında, ‘Siz ne düşünüyorsunuz. Karşı tarafın konuşmalarında olumsuz birşey sezdiniz mi?’ diye sorarlar. Ben de onlara konuşmalardan şöyle bir sonuç çıkardım veya sizi oyalıyorlar gibi yorumlar yaparım.

YALAN SENARYOSU

Görüşünüzü önemsiyorlar yani?

Nihat Sami Ergin: 14 yıldır turizm seyahat acentelerinde çalışıyorum. Rusça, Fransızca, Almanca, İngilizce biliyorum. Antalya'da şu an Rusça tercümanlar revaçta... O yüzden Rusçam daha çok öne çıktı. Karakollarda Rus ve Almanlar adına çeviri yaptım. Sigortadan para koparmak için kamerası veya başka bir malının çalındığı yalanını atan, bir takım senaryolar üretenleri polise söylüyorum. Öyle ki, bazıları otelinden memnun değildir. Başka yerlerin pis görüntüsünü çekip, ‘İşte, burada kalıyorum’ der. O zaman polislere gerçeği anlatıyorum.

Bu doğru birşey mi?

Bu onun söyledikleri, bu da benim yorumum diye polise bilgi veririm.

Çok ilginç örnekler var mı?

Bir tanesini anlatayım. Geçen yıl, bir kaç Rus mafya mensubu 15 günlüğüne tatile gelmiş. Otel odasının rengini beğenmeyip dışarıdan aldıkları boya ve fırçalarla rengini değiştirmişler.

İLGİNÇ OLAYLAR

Ne renge boyamışlar?

Kırmızıya... Otel yönetimi bu yaptıklarına karşılık onlardan 1500 dolar aldı. Bunun gibi bir çarpıcı örnek de, halı olayıdır. İsralli bir grup, kaldıkları odalardaki yatakları kaldırmışlar. Alt kısmına gelen halıyı olduğu gibi kesip, yatağı yerine koymuşlar. Kestikleri halıyı da beraberinde götürmüşler. Bazen valizlerin içinden odadaki televizyonlar çıkıyor. Bizi tercüman olarak, neden bunu yaptıklarını sorduğumuzda, televizyonu oraya koyduklarının farkında olmadığını söylüyorlar.

Özlem Aksoy; Odalarda bulunan mini bardaki kutu kolaların altını deliyor, bardağa boşaltıp içiyorlar. Sonra aynı delikten içine su koyuyor sakız veya uhu türü benzeri bir yapıştırıcı ile kapatıyorlar. Mini barı kontrol eden görevli bunu dolu zannediyor. Bir başka müşteri kutu kolayı açınca içinden su çıkıyor. Haliyle otel zor durumda kalıyor. Aynı şeyi şişe içkilerde de yapıyorlar. İçkilerin yerine renkli sıvı doldurup ağzını kapatıyorlar.

Nihat Sami Ergin: Örneğin, turiste bugün ayın 25'i ve uçuş tarihiniz bugün diyoruz. Adam, hayır bugün ayın 24'ü, siz beni birgün önce göndermek istiyor ve beni kandırıyorsunuz diyor. O adama ayın 25'i olduğunu ispatlamak zorundasınız.

LOBİ, FASULYE DEMEK

Çeviri hataları çok oluyor mu?

Tahmininizden de çok çeviri hataları yapılıyor. Mesela, bir acente pazarladığı otelde Rusça olarak genelev var diye yazmıştı. Halbuki, doğrusu halka açık genel oda veya toplantı odası olacaktı. Bir de, Rusça'da lobi fasulye demek... O çok karıştırılıyor.

Kimbilir tercüme yanlışlığından kaç yabancı poliste zor durumda kaldı ve kalıyor?

Polis, bir yabancı karakola düştüğü zaman, ifadesini alabilmek için hemen yan otelden veya hediyelik eşya satan bir dükkandan dil bilen birini çağırıyor. Onun yaptığı tercüme mahkemenin seyrini değiştiriyor.

Herman Dümencioğlu: Bu tercümanlığı yapan komi ise durum daha da vahim.

Polisin anlaşmalı olduğu tercümanlık büroları yok mu?

Nihat Sami Ergin: Yok.

Erman Dümencioğlu: Olay gündüz meydana gelmişse, polis Turizm İl Müdürlüğü'nden yardım isteyebiliyor. Eğer, gece ise yoldan tuttuğu yabancı dil bilen bir vatandaş bu işi hallediyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!