Güncelleme Tarihi:
Teknelerin doktoru
Estetik ve plastik cerrahi Doktor Orhan Çelikkol'un ürettiği 250 tekne uluslararası sularda dolaşıyor.
Hacettepe'de tıp eğitimi alan, İsviçre ve Belçika'da estetik cerrahi uzmanı olarak çalışan başarılı bir doktor, Türkiye'ye döndükten sonra mesleğini bırakıp, tekne yapım işine neden soyunur?..
Bu sorunun cevabını, estetik ve plastik cerrahi uzmanı Dr. Orhan Çelikkol kendisi veriyor: ‘‘Türkiye'ye dönüp Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde çalışmaya başladım. Devlet, geçineceğim parayı veremiyordu. Parasız yaşayamayacağıma göre, bir iş yapmam gerekiyordu.’’
1985'li yıllarda hem doktorluk yapan, hem de bir şirket kuran Dr. Çelikkol, para kazanabilmek için plastik cerrahide kullanılan protezler üretmeye başladı. Ancak, hastaların cebinden para çıkmayınca, yine bir boşluğa düştü. ‘‘Ne yapayım da para kazanayım?’’ diye düşünürken, imdadına mesleği gereği kullandığı özel plastik yetişti.
ZENGİN ALIYOR
Sert, hafif ve dayanıklı plastik maddesinden bu kez protoz değil, yat parçaları üretti. Yatı genelde zenginler aldığı için de ürettiği parçaların parasını anında tahsil edebiliyordu. Bu işi o kadar geliştirdi ki, şimdi yanında yerli ve yabancı 260'a yakın insan çalıştırıyor. Bugüne kadar ürettiği 250 yat uluslararası sularda seyrediyor.
Robert De Niro gibi sanatçılar, Al Sabah gibi Kuveyt şeyhleri onun milyonlarca dolara sattığı yatları alabilmek için kuyruklar oluşturuyor. İşleri o kadar iyi gidiyor ki, bir gün İstanbul'dan pılıyı pırtıyı toplayıp soluğu Antalya'da alıyor. Şimdi, burada hem mutlu, hem ileriye dönük müthiş hayaller kuruyor.
n Estetik cerrah olarak çalışırken, bu yat işine girmek nereden aklınıza geldi?
Aslında ben güzel sanatlar okumak istiyordum. Ailemden, ‘Güzel sanatlarda ressam olup para mı kazanacaksın’ itirazı geldi. Bende onların dediğini yapıp doktor oldum. İsviçre'de üç yıl estetik cerrah olarak çalıştım. Bir yıl da Belçika'da görev yaptım. Sonra, bu konudan sıkıldım. Sevmedim estetiği. İsviçre ve Belçika'da başka bir konu üzerine eğildim. Üstün plastik teknolojisi üzerinde araştırma yaptım. Bu plastikler, kol, bacak gibi protez yapımında kullanılıyor. Çok hafif, sağlam ve uzun ömürlü. Eskimiyor, açılmıyor, çatlamıyor, su çekmiyor. Çok ileri bir teknik. Henüz Avrupa'da bile kullanılmıyor.
PROTEZ YAPIYOR
Bunun yatla ilgisi nedir?
Yatın önemli parçaları bu maddeden yapılıyor. Türkiye'ye gelip doktorluktan para kazanamayınca, küçük bir atölye kurdum. Önce protezler sonra küçük yat parçaları yapmaya başladım.
Neden proteze devam etmediniz de yat parçaları yaptınız?
O tarihlerde bu tür malzemeler sigorta kapsamında değildi. Hastaların da çok pahalı malzeme olan protezleri ödeyecek durumları yoktu. Kimseden para alamıyorduk.
Yat meraklılarında para çok galiba?
Tabi. Bugüne kadar 250 yat ürettik. Ayda iki tane üretiyoruz. Daha fazla üretsek onlar da satılacak. Daha üretmeden satıyoruz diyebilirim.
Sizin yatların özelliği nedir?
Kullandığımız plastiğin sağlamlığı, konforu da getiriyor. Tekne dalgalara çarptıkça sallanmıyor, silkelenmiyor, çok daha oturaklı gidiyor. Dolayısıyla içinde oturulduğunda güven hissi veriyor. Koltuklarımız kanepelerimiz diğer emsallerine göre daha rahat.
JAPONYA VE ABD
Türk suları dışında seyreden tekneleriniz var mı?
Tamamı Türk suları dışında diyebilirim. Japonya'ya bile tekne ihraç ettik. Üstelik alan da bir yat firması. Bize prototipini sipariş etmişti, şimdi bizim gönderdiğimiz yattan kalıp alarak üretiyorlar. Bu hafta bitirilmiş üç tekne de, Amerika'ya yola çıkıyor.
Kimlere gidiyor?
Amerika'daki üç işadamına gidiyor. Biri uçak firmasının sahibi. Diğeri, göl kenarında yaşayan çok zengin bir işadamı. Yatlarımızı, Amerika'da bir pazarlama bürosu bizim adımıza satıyor.
Amerikalı ünlü sanatçılarda sipariş vermiş galiba?
Evet. Robert De Niro bunlardan biri. Enrico Masias da var. Şu anda, Kuveyt Şeyhi Al Sabah'a 45 metre boyunda bir tekne yapılıyor. Bugüne kadar ürettiğimiz en büyük tekneden bir metre daha kısa.
Bu boydaki bir teknenin piyasadaki fiyatı nedir?
7-8 milyon dolar civarında.
Şeyhin özel bir isteği oldu mu?
Şeyh, şimdiye kadar gördüğüm en mütevazi müşterilerden. Herşeyi bize bıraktı. Zaten ilk defa yat yapmıyoruz kendisine... Şu anda yaptığımız dördüncü yatı. Bazı müşterilerimiz odasında jakuzi istiyor.
POLİTİKACIYA YOK
Türkiye'den yat siparişi veren ünlüler var mı?
Türkiye'de kimseye iş yapmayı düşünmüyoruz.
Cumhurbaşkanılığından yat şiparişi gelse yapmaz mısınız?
Biz politikacılarla iş yapmama kararı aldık.
Cumhurbaşkanlığı politik makam değil ki?
Cumhurbaşkanlığı ayrı. Ama, politikacılara asla yapmayız. Bir kere Özer Çiller'in yatının bakımını yapmıştık, bu yüzden ağzımız yandı. Basında çıkan haberler nedeniyle böyle bir karar aldık.
FİYATI PAHALI
Türkiye piyasasına girmemenizin nedeni fiyatlar mı?
Türkiye için biz pahalıyız. Bizden çok daha ucuza tekne yapabilen küçük kuruluşlar var. Bir usta ve ailesi, yanında çalışan bir kaç kişiyle tekne yapıyor.
Sizin onlardan farkınız ne?
Biz bir müesseseyiz. 260 kişi çalıştırıyoruz. Biz uluslararası standart ve normlarda tekne yapıyoruz. Türkiye'de bizden başka bu tekneleri yapan bir iki tane kurum var.
Projeleri siz mi çiziyorsunuz?
Projeleri genellikle ben çiziyorum. İlk tasarımları ben yapıyorum.
Kendinize bir yat yaparsınız herhalde?
Zaten bu işe, para kazanmanın dışında kendime bir yat yapayım da dünyayı gezeyim diye başladım. Bir gün, bir yatım olacak ve dünyayı gezeceğim.
DEPREMİN ETKİSİ
Projesini çizmeye başladınız mı?
Hayır. Daha müşterilerin projelerini çiziyoruz. Mesela eşim Suzanne için 6.5 metrelik bir tane küçük tekne yapıyorum. Yurtdışından bir taliplisi çıktı. ‘Olmaz’ dedim ama satmak zorunda kaldım. Bundan eşimin dahi haberi yok.
Çocuğunuz var mı?
Bizim çocucuğumuz yatlarımız.
Peki, işyerinizi neden İstanbul'dan Antalya'ya taşıdınız?
Antalya'nın iklimi, yat imalatında kullandığımız plastikler için çok müsait. Ayrıca, burada saha oldukça geniş. Bir de, bu güzellikte yaşamakla, İstanbul Tuzla'da yaşamak aynı olur mu?.. İşçilerimde benim gibi düşündü ve hemen hemen tümü bizimle birlikte Antalya'ya geldi. Kimse, İstanbul'da kalmak istemedi. Tabi, depreminde bu kararda etkisi oldu.
Kaç personeliniz var?
250-260 kişiyiz. Antalya'dan 100 işçi aldık. Yabancı personelimizde var. Üretimin başında bir Kanadalı, finansal yönetimde bir Fransız var. Proje denetleyicilerimiz ve Amerikalı, İsviçreli, Alman çalışanlarımız bulunuyor.
TEMELLİ BURASI
Antalya'ya temelli yerleşmeyi düşünüyor musunuz?
Antalya'ya kesinlikle temelli yerleşeceğim. Burada Amerikalı ve Fransızlarla büyük ortaklıklar kuruldu. Amerikalılar çok büyük yatırımlarla geliyorlar buraya. Hem yatırım, hem de sipariş olarak. Fransızlar da öyle. Burası artık İstanbul'da olduğu gibi bana ait bir firma değil. Çok uluslu bir firma haline geliyor. Burada, yatla ilgili 30 bin metrekare üzerine yaklaşık 1.5 trilyonluk yatırım yapacaklar. Ayrıca, yılda yaklaşık 6-7 trilyonluk sipariş garantisi veriyorlar.
Bu talebi karşılayacak malzemeleri Antalya'da bulabiliyor musunuz?
Buluyoruz. Daha doğrusu, Antalya'da neyi, nerede bulacağımızı yeni öğreniyoruz. Ama, Antalya'da herşey var. Aradıkça buluyoruz. İşçi olarak, endüstriyel olarak Antalya çok müsait.
Antalya'yı yönetenlerden bir isteğiniz var mı?
Biz yatlarımızı Amerikalı ve Avrupalı müşterilerimize teslim ederken, Antalya Kaleiçi'nde bir tören yapmak istiyoruz. Havai fişekler atarak, şampanyalar patlatarak, belediye başkanımızdan anahtarları teslim etmesini istiyeceğiz. Valimize gideceğiz ondan böyle bir şey isteyeceğiz. Turizm bakanımızı çağıracağız. Amerika ve Avrupa yat dergilerinde bütün bunları yayınlattırıp Antalya'yı dünya yatçılarına tanıtacağız.
KİM
1959 yılında Ankara'da doğdu. İlk ve ortaokulu Amerika'da, liseyi Amerikan Koleji'nde okudu. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun olduktan sonra İsviçre'ye gitti. 1985 yılında Türkiye'ye dönüş yaptı ve Legend Marina Şirketi'ni kurdu. Bir yandan da Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde estetik cerrahı olarak çalışmaya başladı. 1988'de istifa edip kendisini tamamen yat işine verdi. Tuzla'daki işyerini 6 ay önce Antalya Serbest Bölge'ye taşıdı.
KİMDİR