Güncelleme Tarihi:
REBECCA FERGUSON
FREEDOM
Sony Music / Syco Music
2010’da ‘The X Factor İngiltere’ finalinde birinciliği Matt Cardle’a kaptıran ama popülarite anlamında Cardle’a fark atmış durumda olan Rebecca, ikinci albümü ile karşımızda. Yarışmanın ertesi yılında çıkardığı ilk albümü ‘Heaven’de rüştünü ispat etmişti aslında Rebecca. Müthiş sesi, heyecan verici besteleri ve işin mutfağından hiç çıkmamasıyla dikkat çekmişti. Ta o zamanlardan belliydi ana akım trendy popla işinin olmayacağı. İlk albümde hangi sulara daldıysa ‘Freedom’da da aynı sularda yüzüyor hâlâ; soul, R&B, akustik pop, nadiren dans pop... Günümüzün pop trend’i olan ‘seksapeli ön plana çıkarıp akılda kalıcı nakarat dışında hiçbir şey sunmama’ tavrıyla ve vıcık vıcık hitlerle işi yok Rebecca’nın. Eski usul, iyi şarkı yapmaya özen gösteriyor. Kartonette şarkı sözlerine yer vermesi bile bunun işareti. (Pop dünyasında bunu yapan pek kalmadı.) Bayanlar, baylar... İngiltere’nin yeni Amy Winehouse’unu takdimimdir...
PİT10
BENİ BİLMİYORSUN
Ve Medya Yapım / DMD
Türkiye’de rock grupları ne kadar ağlamaya hevesliyse, rap’çiler de o kadar ‘racon’ peşindeler. İkisini de tercih etmiyorum tabii ama ikincisinin müzikal açıdan daha ilgi uyandırıcı olduğunu kabul edebilirim. Pit10 da cesur şarkı sözleriyle dikkat çeken biri. Sağa sola laf atmaktan hiç çekinmiyor. Zey gibi yeni bir sesin yanı sıra Emre Altuğ, Özgün, Mustafa Ceceli (Bu biraz zorlama olmuş.) gibi popüler isimlerle düet yaptığı şarkıların yer aldığı bu albümünde neredeyse aklına gelen herkese ve her şeye atarlanıyor. Bunu yaptığınız zaman sizi dinleyen insanların sizi itici bulabileceği riskini de göze almış oluyorsunuz. Bunun Pit10 açısından bir dert olduğunu sanmıyorum. Hatta Pit10’un rahatsız olduğu, adeta nefret kustuğu çoğu şeyin beni de irrite ettiğinin farkındayım ama keşke ‘racon kesme’ ya da ‘ukalalık taslama’ tonlarına kaçmadan isyanını seslendirebilseymiş. Neyse, ağlamaktan iyidir.
KITSCHCRAFT
HOUSE OF K
MMY Records
Nasıl bu albüm birkaç aydır çekmecemde durmasına rağmen yeni fırsat bulup yazıyorsam, Kitschcraft da aslında 2002’de kurulmuş olmasına rağmen ilk albümünü çıkarmayı ancak 11 yıl sonra başarabilmiş bir grup. Kabaca, İngilizce şarkı sözleriyle pop müzik yapıyorlar diyebiliriz ama yaptıkları şey aslında tam olarak new wave ile synthpop kırması bir tarza karşılık geliyor. Aslında bugüne kadar 5 adet dijital albüm yayımlayarak underground new wave parti ortamlarında kendine hatırı sayılır bir saygınlık edinen ekibin müziği bana ‘Türkiye’den neden bir Depeche Mode çıkmasın?’ dedirtti. O derece iyiler. Tabii sahne performansları da çok mühim. Ama albüm kartonetindeki içerik / tasarım yaklaşımlarından bana geçen, grubun son derece vizyon sahibi isimlerden oluşuyor olduğu. Dolayısıyla ümidimi ayakta tutmam için bir sebep daha var. Her neyse, sözün özü şu: Bu albümde çok güzel şarkılar var. Alın, dinleyin, dans edin. Yaşasın hisli pop!