Haftanın müzikleri

ALTER BRIDGE
FORTRESS
Roadrunner / EMI

Bugün dünya üzerindeki en kaliteli rock müziği üreten birkaç gruptan biri Alter Bridge. Evet, bu kadar açık ve net. Creed sonrası adeta yeniden doğan gitarist Mark Tremonti ve giderek daha da büyük bir yıldız olan vokalist / gitarist Myles Kennedy ikilisi, bugün rock müzik dünyasında rastlayabileceğiniz en iyi ikililerden. Birbirlerini birçok anlamda tamamlayıp ortaya görkemli ve bir o kadar da sert ve klas bir şey çıkarıyorlar. Evet, Alter Bridge’in her albümde yaptığı bu. Ve her albümde daha da büyümelerinin sebebi, müziğe gerçekten kafa yoran, müziğe büyük tutkuyla bağlı insanlar olmaları. ‘Fortress’, bir önceki Alter Bridge albümü ‘ABIII’nin sound anlamında bir devamı. Mevzu burada da Myles’ın muhteşem vokal melodileri ve Mark’ın öldürmeyip adeta süründüren gitar rifleri arasında gidip geliyor. ‘Addicted to Pain’, ‘Lover’, ‘The Uninvited’, ‘Peace Is Broken’ ve ‘Calm the Fire’ gibi şarkılar yazabilen bir grupla aynı dönemde yaşadığımız için kendimizi şanslı hissetmeliyiz. Bu kadar.

JUSTIN TIMBERLAKE
THE 20 / 20 EXPERIENCE 2 0F
RCA / Sony Music

Geçen yılın mart ayında yayımladığı geri dönüş albümü ‘The 20/20 Experience’ ile dünya çapında olay yaratmış ve yılın en çok satan albümlerinden birine imza atmıştı Justin Timberlake. Her ne kadar ondan dinlemeye alışkın olduğumuz dans pop sularından daha farklı kulvarlara yelken açmış olsa da elini attığı her işte başarıyı yakalayan bir figür olarak yine ne yapıp etmiş, zirveye kurulmuştu yakışıklı müzisyen. Bu albüm de işte o geri dönüş albümünün devamı olarak yayımlandı yılın sonlarında. İlk albümde aradığını bulamayan o ‘SexyBack’ Justin’cileri (Ki o kitleye kendimi de dahil edebilirim.) bu albümü de pek benimsemeyecekler ama mevzuya r&b, soul, alternatif pop lezzetleri arama açısından yaklaşırsanız elbette bu albümün de kalitesi sizi doyurmaya yetecektir. Justin neredeyse her şarkıda sesiyle parlıyor ve kendinden beklenen kalitede vokal melodileriyle hemen kendine sarıveriyor. Yine de şarkı süreleri daha kısa olsa daha kolay içine girilebilen bir albüm olabilirdi bu...

SONER ARICA
BAŞKA İKLİMİN ÇİÇEKLERİ
Ossi Müzik / Arıca Müzik

‘Bir Soner Arıca vardı ya, n’oldu ona?’ diye ara ara soran hatırı sayılır bir kitle vardır ya hani... Heh, işte sözüm onlara; Soner Arıca yaşıyor! Üstelik yeni albümüyle geri döndü! Bir zamanların ‘romantik prensi’, 3 yıl aradan sonra çıkardığı albümünde beni oldukça da şaşırttı üstelik. Kariyeri eskisine nazaran oldukça sönük olan bir ismin yeni albümünden ne kadar beklentiniz olabilirse, benim de 10 şarkılık bu albümü dinlemeye başlarken o kadar beklentim vardı ama duyduğum şeyler beklentilerimi çok aştı. Hiç öyle günümüzün ‘bakkal pop’ trend’lerine ayak uydurma telaşına kapılmamış olan (birkaç şarkıda gereksiz elektronik sound kullanılmış olsa da) Soner Arıca’nın prozodi lezzetine sahip, akıp giden, sıkmayan romantik şarkıları beni etkiledi. Tamam, tekrar tekrar dinleyeceğim bir albüm değil bu ama birkaç şarkıyı ‘sık dinlenenler’ klasörüme attım bile. Yer yer pop rock sularına da kaçan bu vasat üstü albümü ‘3S erozyonu’ndan (Serdar-Soner-Sinan) mustarip her kulağa öneririm.