Güncelleme Tarihi:
B.O.B.
STRANGE CLOUDS
Grand Hustle / Rebel Rock / Atlantic
Modern hip hop’ın geldiği noktayı yakından takip edenler âşinâdırlar Bobby Ray Simmons, Jr. (Sahne adıyla B.O.B.) ismine. 2010 tarihli, Bruno Mars düetli ilk single’ı ‘Nothin’ on You’ sonrasında ilk patlamasını yapmış, ardından da aynı yıl yayımladığı ilk albümüyle üretim yoğunluğunun çılgın seviyede olduğu global hip hop piyasasında ‘Ben de varım!’ demişti. Onu diğerleri arasından ayıran, öyle çok bariz farklılıklar yoktu belki ama neticede iyi flow’lar buluyor, iyi beat’ler yaratıyor, iyi melodilerden oluşan sample’ların üzerine iyi kafiyeler yazıyordu. Bu, ikinci albümü tabii ki ilki gibi birçok ünlü isimle düet içeriyor. Bu seferki konuklar arasında Morgan Freeman (konuşmacı olarak), Taylor Swift, Lil Wayne, Chris Brown, T.I. ve Nicki Minaj var mesela. Yani hitap ettiği kitlenin taptığı isimlerden birkaçı... Ortaya çıkan sonuç ise yılın en iyi rap/hip hop albümlerinden biri. Günün sonunda B.O.B. hip hop’a yepyeni bir soluk getirmiyor ama iyi müzik yapmaya devam ediyor.
ONE DIRECTION
TAKE ME HOME
Sony Music
Sevin ya da sevmeyin, karşımızda yadsınamaz bir gerçek var; şu an dünyanın en popüler grubu One Direction. 2010 yılında İngiltere’nin fenomen TV yarışması ‘The X-Factor’ı üçüncü olarak bitiren grup, o günden beri sadece o seneki yarışma ikincisi ve birincisini unutturmakla kalmadı, aynı zamanda neredeyse The Beatles’tan beri İngiltere’nin gördüğü en büyük ‘boy band’ çılgınlığına da sebep oldu. Arkadaşlar, bakın The Beatles’tan beri diyorum! Geçen yıl çıkardıkları ilk albümleri ‘Up All Night’ tüm dünyada üç milyonu aşkın sattı. Hazır ilgi sıcakken, gençler sürekli yeni bir ürünle piyasaya sunuluyor. İkinci albüm ‘Take Me Home’un ise günümüz üst düzey/global pop müziğinin geldiği noktadaki standarttan pek aşağı kalır yanı yok. Hem balad sularında hem yüksek tempolu, coşkulu şarkılarda sonuç vasat üstü. Kıssadan hisse; arkalarındaki devasa ‘sektör ordusu’ sayesinde One Direction henüz sendelemeden yola devam ediyor. Yine de beş kişilik grupta ben sadece Harry, Liam ve Zayn’da gelecek görüyorum.
Yalnızlığın albümünü yapmışlar
GRİPİN
YALNIZLIĞIN ÇARESİNİ BULMUŞLAR
Avrupa Müzik
Yalnızlık derin mesele... Tam olarak ne olduğu konusunda insanoğlunun hiçbir zaman kesin bir kanıya varamadığı, sonsuza kadar da tartışılacak bir kavram aynı zamanda... İyi mi, kötü mü? Gerekli mi, gereksiz mi? Mecburiyet mi, keyfi mi? Tek bir cevabı yok, hiç olmadı, hiç olmayacak. Yine de yalnızlık hakkında bazı fikirlere sahibiz. Mesela sanatsal yaratım süreci için en uygun zeminlerden biri olması gibi... Yalnızlık; içinde biraz kaybetmişlik barındırır, ki kaybetmişlik birçok anlamda sanatın var olma sebeplerinden biridir. Ayrıca içinde bol miktarda hüzün de barındırır, ki melankoli de çok güçlü bir motivasyon kaynağıdır. Kısacası sanat için -hele hele edebiyat ve müzik için- yalnızlık kavramı daimi ilham tarlasıdır, verimliliğinin sonu yoktur.
Gripin’in yeni albümü de, adından da anlaşılacağı üzere yalnızlık kavramından alıyor besin kaynağını. İçinde geçmişle bolca hesaplaşma da, karşı cinse duyulan tutkunun sebep olduğu birçok duygu birikintisi de mevcut ayrıca. Artık kendine has bir beste yapısı, sound’u ve liriksel kulvarı olan prodüktör Haluk Kurosman’ın da Gripin’in beşinci elemanı gibi olmasının faydaları, bu albümde her zamankinden daha fazla ortada. Açıkçası bu birlikteliğin, Türk popüler müzik piyasasındaki en başarılı grup-prodüktör uyumu olduğunu düşünüyorum. Tabii söz konusu Gripin olduğunda atlanmaması gereken en önemli müzikal unsur, vokalistleri Birol Namoğlu’nun sesi hâlâ. Kendisi Türkiye’de karakteristik bir ses rengi olan, sadece vokal melodisiyle bile bir şarkıyı alıp uçuran ender isimlerden. Bu albümde yine öyle etkileyici vokal melodileri bulmuş ki... Mesela ‘Aşk Nereden Nereye’de... (Yeri gelmişken; bu şarkı hem son yıllarda duyduğum en iyi Türkçe baladlardan hem de bence Gripin’in bugüne kadarki en iyi şarkısı.)
Gripin artık bir rock grubu değil. Ama bu, iyi müzik yapmalarına engel de değil. Bağlamadaki, ney, klarnet ve yaylı grubunun oluşturduğu atmosfer içinde rock enstrümanları kullanılmış, çok güzel bir albüm bu. Çare değilse bile, iyi bir günce...
SEHER AHMETZADE
DAHA YÜKSEK
Red.Rec
Son zamanlarda masama gelen yeni albümlerden çoğu müzikten soğumama sebep olabilecek kadar kötü, ama yine de hâlâ şaşırtıcı derecede iyi şeyler de çıkmıyor değil. Kadınlardan kurulu olup da Türkiye’de albüm çıkaran ilk grup olan Kırmızı’nın önderliğinde kurulan Red.Rec’in çatısı altında çıkan Seher Ahmetzade’nin bu ilk albümü de beni olumlu anlamda şaşırtan işlerden biri oldu. O yüzden de fazla bekletmeden sayfama taşımak istedim. İlkokul yıllarından beri müzikle iç içe olan Seher’in albümünde 8 parça var. Tarzına kısaca Türkçe sözlü, modern rock diyebiliriz. Hem kadın, hem sarışın hem de bu tarzda müzik yapıyor olması akla son zamanlarda bu kulvarda dikkat çeken Ayşe Saran’ı getirebilir ama buradaki gitar tonları daha ‘atmosferik’ düzenlemelere yakın. Yine de rock yaptığını iddia eden birçok gruptan daha sert bir sound’u var Seher’in. Özellikle şarkı sözlerindeki kafiye uyumu dikkatimi çekti. Sesini biraz daha geliştirir, daha vurucu nakarat yazarsa yolu açık...
ÇEŞİTLİ SANATÇILAR
BREAKING DAWN - PART 2 SOUNDTRACK
EMI
Günümüzün en popüler edebiyat uyarlamalarından ‘Twilight’ efsanesi geçen ay gösterime giren son film ‘Şafak Vakti-Bölüm 2’ ile sonlandı. İnternetten, oyun konsollarından ve akıllı telefonlarından kafasını kaldıramayan yeni jenerasyonun kitapçılara gitmesini, roman okumasını, sinema salonlarını doldurmasını sağlayan bu seri, ne kadar nefret edeni olura olsun büyük bir başarı sağlamıştır ve hiç kuşkusuz ki bir modern çağ efsanesidir. İşte bu efsanenin, her filmde olduğu gibi son filmde de bir soundtrack albümü çıktı ve serinin her soundtrack albümünde olduğu gibi bu sefer de yine birçok farklı isim bir arada. Yerim dar; isimlerden bazılarını sayayım: Green Day, Feist, Passion Pit, Ellie Goulding, St. Vincent, Iko ve serinin oyuncularından Nikki Reed! Yani serinin ilk dört soundtrack albümündeki gibi yine indie ağırlıklı, araya bir de ana akım popüler isim koyulmuş bir albüm daha. Serinin takipçileri arşiv için almalılar. Bu tarz albümler genelde başka kimseye önerilmez zaten.