Haftanın Albümleri

Hazırlayan: Sadi TİRAK
stirak@doganburda.com

Alicia kendini yeniliyor...

ALICIA KEYS
GIRL ON FIRE
RCA / Sony Music

İki Temmuz’daki ilk İstanbul konserine geri sayımda olduğumuz Alicia Keys, modern R&B’nin Amerika’daki en popüler isimlerinden. 2001 tarihli ilk albümü ‘Songs in a Mirror’ 12 milyonu aşkın satıp beş Grammy kazanmıştı. Zaten daha ilk albümünden beş Grammy kazanınca Alicia’yı tutabilen de olmadı... İkinci albümü ‘The Diary of Alicia Keys’ 2003’te yayımlandı, Billboard albümler listesine 1 numaradan girdi ve üç Grammy kazanan albüm, toplamda sekiz milyonu aşkın sattı. 2005’te yayımladığı akustik albüm ‘Unplugged’, MTV imzalı aynı serinin ‘94 tarihli Nirvana’ya ait olanından bu yana en büyük ticari başarıyı kazandı. Alicia, Billboard albüm listesinde unplugged albümüyle 1 numaraya yükselen ilk kadın şarkıcı oldu. Üçüncü stüdyo albümü ‘As I Am’ 2007’de yayımlandı ve ilk single ‘No One’ iki Grammy kazandı. 2009’da çıkan ‘The Elements of Freedom’ albümü ise Keys’in Amerika’da 1 numaraya yükselmeyen, İngiltere’de ise 1 numarayı gören ilk albümü oldu. Toplam satışı da dört milyonu aştı. Alicia’nın son yıllarda en çok ses getirdiği şey ise Jay-Z’nin ‘The Blueprint 3’ albümünde yer alan ‘Empire State of Mind’ şarkısında Jay-Z ile düet yapması oldu. Şarkı 3 milyonluk single satışına ulaşıp iki de Grammy kazandı. Stevie Wonder, Prince, Barbra Streisand, Nina Simone, Marvin Gaye ve Quincy Jones’tan ilham alan Keys; bugüne kadar çeşitli ödüllere 193 kez aday gösterildi, bunların 104’ünü kazandı. (Bu ödüllerin 14’ü Grammy.) Albümlerinin toplam satışı ise 30 milyonu aştı.
Şimdi sırada beşinci stüdyo albümü var. Albüme adını veren parçada Nicki Minaj ile düet yapıyor ve ünlü Amerikalı gitarist Billy Squier’in 1980 tarihli ‘The Big Beat’ şarkısının davul sample’ı kullanılıyor bu şarkıda. Albümde Emeli Sande, Frank Ocean, Bruno Mars, John Legend ve Babyface gibi isimlerle çalışan Alicia, sound’unu daha dingin tonlarda seyreden enstrüman kullanımlarıyla olgunlaştırırken, stilini daha yalın bir üsluba çekiyor. Artık ‘diva’lığa oynuyor ve ‘Girl on Fire’ albümü de bu yolda gayet iyi atılmış bir adımı simgeliyor.

MABEL MATİZ
YAŞIM ÇOCUK
Zoom Kurumsal / DMC

Mabel’i ‘Kumral Ada Mavi Tuna’ adlı romanda yer alan Tuna karakterinin takma adından aldı. ‘Çok sarhoş, düşkün kimse’ anlamlarına gelen eski Yunanca kökenli argo bir kelime olan Matiz’iyse müziğini tanımladığını düşündüğü için adına ekleyen bir müzisyen o. 2011’de çıkarmıştı ilk albümünü ve ‘alternatifin de alternatifi’ tarzıyla sadece kısıtlı bir kitlenin kulaklarından içeri süzülebilmişti. Fakat yine de gelecek vaat eden bir yetenek olduğunu hissettirmişti. Şimdi sırada ikinci albümü var ve işte Mabel bu sefer potansiyelini tam anlamıyla ortaya çıkarabilmiş durumda. Son zamanlarda dinlediğim en iyi alternatif müzik albümlerinden biri bu. Mabel’in şair ruhuyla, farklı ve huzur veren sesi birleşince ortaya çıkan şey, ilk birkaç notasını duyar duymaz sizi iyi hissettirecek şarkılar. Hem satır aralarındaki sert ve keskin sözlerin naif bir şekilde nasıl dile getirilebileceğinin hem de prozodiye önem verince ortaya nasıl su gibi akan şarkılar çıkabileceğinin iyi bir kanıtı bu albüm.

MAUNA KEA
SCALES
Ada Music

Ülkemizdeki müzik algısı, vokal sesine yoğunlaşmış durumdadır. (Gerçi bu, tüm dünyada böyledir.) Ve enstrümantal müziğin ulaşım çapını kısıtlayan en önemli unsurdur bu. Ama bu yola baş koyup ortaya muhteşem işler çıkaran kardeşlerimiz de yok değil. İstanbullu grup Mauna Kea mesela... Grubun isim babası, Hawaii Adaları’ndaki bir yanardağ. Hawaii dilinde ‘beyaz dağ’ anlamına geliyormuş Mauna Kea. Dağın zirvesi, insanoğlunun yeryüzünden uzaya bakabildiği en uygun noktalardan biri ve dünyanın en önemli rasathanelerinden biri de orada bulunuyor. Mauna Kea’nın bir diğer ilginçliği de deniz dibinden yüksekliğiyle dünyadaki en uzun dağ sayılması. Mehmet Yaranona, Mete Yafet, Koray Erkan ve Yiğit İrde’den oluşan grup, ilk albümü ‘Scales’teki 6 vokalsiz şarkıyla post-rock türünün ülkemizdeki en iyi örneklerini sunuyor. (Bu tarzda Kafabindünya da çok iyidir.) Türe merakı olan herkes mutlaka alsın bu albümü. Dinlerken başka bir şey yapmanızı zorlaştıracak kadar iyi şarkılar sizi bekliyor.

SARAH BRIGHTMAN
DREAMCHASER
Universal / Avrupa Müzik

Sadece tüm zamanların en popüler sopranolarından biri olmakla kalmayan, aynı zamanda oyuncu ve dansçı olarak da bildiğimiz İngiliz efsane Sarah Brightman, kariyerinin 11’inci stüdyo albümünde de alışıldık tarzından sapmıyor. Sona saklayacağıma baştan söyleyeyim: Soprano vokal ağırlıklı, klasik müzik tandanslı şeyler seviyorsanız bu albümü de seveceksiniz. ‘Dreamchaser’, ‘hayal avcısı’ demek. Brightman bu albümde hayallerinize sesleniyor ve kendi deyimiyle, albümdeki son şarkı bittiğinde içinizden mavi gökyüzüne bir umut bulutu yükselmesini amaçlıyor. Açıkçası bu şarkılar, bu amaç doğrultusunda işe yarayacak kadar etkili, benden söylemesi. Tabii yorgun bir günün ardından sadece ruhsal ve fiziksel dinlenme amacıyla dinlendiğinde de işe yarayacaktır bu şarkılar bana kalırsa. Bu arada albümdeki görkemli orkestrasyonun içine yedirilmiş elektronik sample’lar da şarkılara boyut katmış durumda ve ortaya daha katmanlı bir sound çıkmış sonuçta. Huşu içinde dinleyebileceğiniz bir albüm bu.

MÜSLÜM GÜRSES
VEDA
Kadırga Prodüksiyon / Esen Elektronik

Arabesk müziğin Türkiye’deki en büyük isimlerinden Müslüm Gürses’in ameliyat olmak için hastaneye kaldırılmadan önceki gece 02.30’da kayıtlarını bitirdiği ‘son’ albümü bu. Merhumun ardından hangi ürün çıksa ‘ticari’ kisvesi altında eleştirilecekti ama bence en çıkması gerekeni, kayıtlarını tamamladığı ve çıkması için gün saydığı bu albümüdür. En azından hayranları, ‘baba’nın vefatından önceki son kayıtlarını dinleme şansına kavuşmuş oldular. Albümün kartonetinde bu albümün nasıl yayımlandığıyla ilgili, Yusuf Ziya Oran’ın detaylı bir açıklaması var zaten. (Gayet kötü bir Türkçe ile yazılmış, o ayrı.) “Ölürsem albümün adını ‘Veda’ koyun” diye vasiyette bulunan Gürses, büyük halk ozanlarının unutulmaz eserleriyle yapıyor vedasını. 11 şarkıdan oluşan albümde Âşık Mahzuni Şerif, Âşık Daimi, Yavuz Top, Mehmet Ali Metin, Selahattin Çelik ve Abdülkadir Algın gibi isimlerin eserleriyle birlikte anonim eserler de yer alıyor. Türk müzik tarihine geçmiş bir isme yakışacak bir veda...