Haftanın albümleri

ANDREA BOCELLI     Â
PASSIONE
Universal / Avrupa Müzik

12 yaşında futbol oynarken geçirdiği bir kaza yüzünden iki gözü de kör olan ama kendini müziğe adayıp inanılmaz bir hayata tutunma örneği göstererek günümüzde dünyanın en iyi tenorlarından biri olarak kabul edilecek düzeye gelen Andrea Bocelli, 14’üncü stüdyo albümüyle karşımızda şimdi. Hafiften Latin ezgilerine sahip vokallerin ön planda olduğu, romantik, ağır ve klasik pop tarzındaki bu albümü son günlerde ‘çok satanlar’ raflarında görüyorsunuzdur. Tesadüf değil, Bocelli ülkemizde en sevilen İtalyan sanatçılardan biridir ve birçok albümü de zaten burada çok satmıştır. Akdeniz aşk şarkılarından seçme ‘Passione’; dünyaca ünlü pop yıldızları Jennifer Lopez ve Nelly Furtado’nun başarılı düetleriyle iddiasının hakkını veriyor. Ölümsüz sanatçı Edith Piaf’ın sesinin de kullanıldığı ‘La Vie en Rose’ şarkısı ise albümü özel kılan unsurların başında geliyor. Sert kışın ardından ilkbaharın gelişini romantizmin ağırlıkta olduğu şarkılarla karşılamak isteyenlere tavsiyemdir ‘Passione’...

ROTTING CHRIST
KATA TON DAIMONA EAYTOY
Season of Mist

Geçen haftalarda Alman grup Helloween’in albümünü yazarken, Blue Jean dergisinin rock&metal eki Headbang’in altıncı yıl kutlamaları dahilinde İstanbul’da sahne alacaklarını da belirtmiştim. Maalesef o konser, grup İstanbul’a geldikten sonra vokalist Andi Derris’in sağlık problemi sebebiyle iptal edildi ama derginin altıncı yıl kutlamaları bitmiş değil. Sırada Yunan grup Rotting Christ’ın Türkiye turnesi var. 30 Mart’ta İstanbul’da, 31 Mart’ta Ankara’da, 1 Nisan’da ise Eskişehir’de sahne alacak olan grubun, biletleri sosyotix.com üzerinden satılan bu konserleri öncesinde yeni albümünden de bahsetmek istedim. ‘Kata Ton Daimona Eaytoy’ 25 yıllık grubun 11. stüdyo albümü. Grubun kurucusu ve ‘beyni’ olan Sakis Tolis, son iki albümde girdiği etnik öğelerle ekstrem metal’i harmanlama kulvarından ilerlemeye devam ediyor. Ortaya yine başyapıt kıvamında bir metal albümü çıkmış durumda. Oryantal denebilecek düzeyde melodik ama inanılmaz derecede de sert ve keskin... Mitolojik bir destan gibi...

BADEM
BADEM VE KONUKLARI
Pasaj Müzik

Badem; sessiz sedasız ilerlemeyi seçmiş tavrı ve mütevazı duruşuyla bilinen bir grup olsa da Türkiye’nin en çok dinlenen yerli gruplarından. (Birçok Türkçe rock grubunun ıskaladığı Anadolu’ya ulaşabilmiş olmalarından kaynaklanıyor bu popülerlikleri biraz da) ‘Sen Ağlama’, ‘Kara Değil mi?’, ‘Kalpsiz’, ‘Geceyedir Küsmelerim’ ve ‘Bir An İçin’ gibi hit şarkılarıyla ve bugüne kadar yayımladıkları üç albümle pop-rock severlerin gönlünde önemli bir yer edinmeyi başarmış grup, şimdi içinde hem sıfır kilometre şarkılarının olduğu hem de eski şarkılarına yeni düzenlemeler getirip bir de onları düetlerle desteklediği bir albümle çıkageldi.
Daha önceki albümlerinde birlikte şarkılar çalıp söyledikleri müzisyen dostlarının hepsini aynı albümde bir araya toplayan Badem’e; Cahit Berkay, Nilüfer (Rock gruplarıyla kotardığı 2 düet albümünden sonra bu sefer o konuk oluyor bir başka albüme.), İlhan Şeşen, Feridun Düzağaç, Özlem Tekin, Halil Sezai, Zeynep Casalini, Serkan Çağrı, Vega, Öykü Gürman ve Gülçin Santırcıoğlu eşlik ediyor. Badem bu albümde yepyeni şarkılarının (‘Uyan’, ‘Bir Ben Gibi Sev’, ‘Değişmem’, ‘Sonsuz Aşk’ ve ‘Aşkın E Hali’) yanı sıra, en sevilen şarkılarını da yeni yorumlarla yeni yolculuklara çıkartıyor. (Bu arada ‘Uyan’ın, Vega’nın 2005 yılından beri yazıp seslendirdiği ilk şarkı olma özelliği taşıdığını da vurgulayalım. Bu açıdan, albüme Vega hayranlarının da ilgi göstermesini bekliyorum.) Sevilen şarkılarını yeniden düzenleyerek bir yandan da kariyerine toplu bir bakış atabilmemizi sağlayan Badem, Taşoda Stüdyoları’nda tamamı canlı olarak kaydedilen ve toplamda 13 şarkının yer aldığı bu albümün prodüktörlüğünü de kendi üstlenmiş. Çoksesli vokalleri ve zengin düzenlemeleriyle müziği bir yandan çok katmanlı bir şekilde ele alan ama diğer taraftan da akustik seslerin büyüsünden yararlanarak bir sadelik etkisi de yaratabilen grubun bu projesi, Türkçe popüler müziği seven herkesin ilgiyle dinleyebileceği bir albüm çıkarmış ortaya. Benim favorim Özlem Tekin düetli ‘Kalpsiz’ oldu.

BEDÃœK
OVERLOAD
Audiology Müzik Yapım

Bedük, Türkiye’nin en iyi elektronik müzik sanatçısı. Bunu işin sadece işitsel kısmını ele alarak söylemiyorum. Hem çektiği kliplerle hem de albüm görselleriyle komple bir modern sanatlar emekçisi Bedük. 2008’de ‘Dance Revolution’ ile yükselttiği dans müziği bayrağını 2010’daki ‘Go’ albümü ile zirveye dikmişti. Ben şahsen ‘Go’ gibi muhteşem bir albümden sonra Bedük’ün potansiyeline ulaştığını düşünüyordum ama 2011 tarihli ‘Ful’ albümü daha da iyiydi! Türkiye’de elektronik dans müziğinin sadece ucuz turist avlama barlarında ya da leş plajlarda çalınanlardan ibaret olmadığını da kanıtlamış olan Bedük, şimdi ‘Overload’da tarzının sınırlarını biraz genişletiyor ve yine elektronik müzik çatısı altında ama daha farklı kulvarlara da sapıyor. Mesela funk’a ve rock’a... Gitarlar ve klavyenin rolü artmış durumda. 12 şarkı içindeki 2 cover’dan The Subways’in ‘Rock’n’Roll Queen’i müthiş olmuş. (Diğeri Eagles of Death Metal’den ‘I Only Want You’) Bedük’ten klas bir iş daha, dinleyin...

SADE
ÇOCUKLUK HAYALLERİ
We Play

Türkçe rock’ta, özellikle de son 3 yılda dibe vuran kalite standartları malumunuz... O sebeple, istisnalar olsa da genelde dinlediğim Türkçe rock albümleri hayatımdan boşu boşuna dakikalar çalan hırsızlar gibi geliyor artık bana. Sade’nin albümünü de korka korka dinlemeye başladım ama neyse ki korktuğum başıma gelmedi. Gelmediği gibi bir de çok iyi bir albümle karşılaştım! 2010 Rock’n Dark müzik yarışmasına ‘Lazım Değil’ isimli şarkılarıyla katılan grup; önce Ankara’dan 1. çıkmış, finalde de ‘en iyi yerli grup’ ödülünü kucaklamıştı. Grubun vokalisti ve gitaristi Deprem Gürdal’ın da ayrıca ‘en iyi vokalist’ ödülünü aldığı yarışmayla büyük ilgi gören Sade, prodüktörlüğünü Volkan Yırtıcı’nın gerçekleştirdiği ilk albümleri ‘Çocukluk Hayalleri’ hem moda olan eğilimin aksine arabesk rock sularına pek girmiyor (sound anlamında) hem de iyi melodilerle iyi uyum sergileyen vokal partisyonları ihtiva ediyor. Bir ‘ilk’ albüm için yüksek bir çıta bu, tebrik ederim emeği geçen herkesi...