Güncelleme Tarihi:
MUSTAFA SANDAL
ORGANİK
Poll Production
Türkçe popta özgün bir kulvar yaratmak, mümkünâtı olan bir şeymiş gibi görünmüyor epeydir. Son 10 yılda çıkagelen hemen her yeni isim eskilerin özentisi. Standart bir kopyalama, fabrikasyon bir üretim... ‘Nicelik büyüktür nitelik’ kafası... Özgün bir şeyler yapan yeni Türkçe popçular arasında en öne çıkan iki isim de İsmail YK ile Soner Sarıkabadayı olunca, insanın ‘Kalsın canım, ben almayayım’ diyesi geliyor doğal olarak. 1994’te çıkardığı ilk albümü ‘Suç Bende’ ile piyasaya hızlı giren Mustafa Sandal, kendine has bir tarzı olan ‘90’lar popçularındandı. Özellikle ikinci albümü ‘Gölgede Aynı’da bu özelliği net hissedilir. ‘90’larda o kadar devasa başarılara imza attı ki (albüm satışı ve konser tirajı anlamında) vuruculuğu ve etkisi 2000’lerin başında düşmüş gibi hissedildi. Fakat bugün nerede bir şarkısını duysanız, ‘Heh, bu Mustafa Sandal!’ dersiniz. Sesi o derece karakteristiktir bir kere. Açıkçası bir hayranı değilim ama bu özelliğiyle farklı olması gerçeğini yok sayamıyorum. Kariyerinin 11’inci albümü ‘Organik’teyse farkını koruyor. Radyolarda çalan beş para etmez pop şarkıları içinde onunkilerin yine bir farkı oluyor. İşte o fark için bu albüme şans verin derim. Tabii ‘bakkal pop’ seviyorsanız...
EBRU GÜNDEŞ
13,5
Emre Grafson Müzik
Tarzını sevin ya da sevmeyin, Gündeş’in sesi her daim özgünlüğünü korumuştur. Hani artık karikatürlere konu olan ‘güçlü ses’ klişesi var ya, o klişe Gündeş’te sırıtmaz. Bugüne kadar 13 stüdyo albümü yayımlamış olan güçlü ses, tamamen cover şarkılardan oluşan bu albümüne ‘13,5’ adını vererek esprili bir gönderme yapmış; hani bu tam albüm gibi sayılmaz hesabı... Geçelim seçimlere ve yorumlara... Sezen Aksu’dan ‘Seni İstiyorum’, ‘Unutamam’, ‘Hovarda’, ‘Kahpe Kader’ ve ‘Unut’, Çelik’ten ‘Sen Yoluna Ben Yoluma’, Tarkan’dan ‘İkimizin Yerine’, Kenan Doğulu’dan ‘Yaparım Bilirsin’, Ferda Anıl Yarkın’dan ‘Sonuna Kadar’ ve Mete Özgencil’den ‘Söz Vermiştin Bana’ albümde yeniden yorumlanan şarkılar. Seçimler genel olarak fena değil. (Bir Aksu fanatizmi hissediliyor tabii... Eh, çok da anormal sayılmaz) Şarkıların özünden çok kopulmamış, bazılarında hafif remiks sularına da girilmiş... Gündeş’in ses rengine en uygun şarkılar olan ‘İkimizin Yerine’, ‘Sonuna Kadar’, ‘Unut’ ve ‘Söz Vermiştin Bana’ aynı zamanda albümdeki favorilerim. ‘90’ların en sevdiğim Türkçe pop marşlarından olan ‘Hovarda’yı ya da ‘Kahpe Kader’i ise Gündeş’e yakıştıramadım. Hem tempoları hem de ritmik düzenlemeleri onun ses yapısına göre değilmiş, olmamış.
JAMES DURBIN
MEMORIES OF A BEAUTIFUL DISASTER
Wind-Up
ABD televizyonlarının fenomen müzik yarışması ‘American Idol’ın 10’uncu sezonuna katılarak dikkatleri çeken ve yarışma boyunca sürekli rock & metal şarkıları seçen Durbin; Aerosmith, The Beatles, Queen, Bon Jovi, Sammy Hagar, Muse, 30 Seconds to Mars ve Journey şarkıları söylemesiyle gözüme girmişti. Program tarihinde bir Judas Priest şarkısı seslendiren ilk yarışmacı olmasının yanı sıra ilerleyen haftalarda bizzat Judas Priest elemanlarıyla birlikte de canlı yayında iki şarkı seslendirmişti. Yani kısacası yeterince ‘hype’ yaratmıştı. James’in imajına bakıp onun bir popçu olduğunu düşünebilirsiniz ama ilk albümü her ne kadar poplaştırılmış bir sound’a sahip olsa da zaman zaman metal sertliği barındıran bir rock albümü. (Kayıtlar Hardcore Superstar elemanları ve Sixx:A.M. vokalistinin katkılarıyla yapıldı) Şarkı sözleri Amerikan romantik komedi filmleri kıvamında ama gitar sound’u çoğu popüler rock albümünden daha ön planda. Evanescence’ın efsanevi ‘Fallen’ albümünün mimarlarından Ben Moody’nin yanı sıra geçenlerde Guns N’ Roses gitaristi olarak izlediğimiz DJ Ashba’nın da birer besteye imza attığı albümdeki ‘Outcast’ şarkısındaysa Mötley Crüe gitaristi Mick Mars’ın solosunu duyuyoruz. Meraklısına...
RAMADAN
DİSKOTEK
Müzikotek
Elektronik müzik alanında Türkçe sözlü işlerin çoğalmaya başlaması, müzikseverlerin çeşitlilik anlamında zenginleşmesi açısından sevindirici bir durum. Bu konuda Bedük tartışmasız liderliğini sürdürüyor olsa da, en azından tek örnek değil artık. Enteresan imajıyla, bir ‘80’ler öykünmesi olarak post-modern dans pisti yıldızı gibi duran Ramadan var mesela... Londra ve İstanbul’da devam ettirdiği sahne çalışmaları ve yaptığı kayıtların ardından 2009 yılında DJ/prodüktör Süpermatik ile bir araya gelip 2010’da Remoov Records etiketiyle tüm söz ve müzikleri kendine ait olan parçalardan oluşan synth-pop tarzındaki albümü ‘Hazır Mısın?’ı yayımladı. Albüm ağırlıklı olarak ‘80’lerin popüler sound’larına göndermeler yaparken diğer yandan da günümüz elektro sound’unu da içinde barındırmaktaydı. İkinci albümü ‘Diskotek’te de bu üslubunu aynen devam ettiriyor Ramadan. Temponun hiç düşmediği, hızlı, coşkulu dans şarkıları gelmesin aklınıza... Burada daha bir Kraftwerk, daha bir Duran Duran veya Pet Shop Boys öykünmeleri mevcut. Şarkı sözleri konusunda daha özenli çalışırsa Ramadan’ın elektronik altyapılı müzikler söz konusu olduğunda akla gelecek ilk isimlerden olacağı âşikar. Şimdilik bu sözlerle ‘idare ediyor’...
YALIN
SEN EN GÜZELSİN
Avrupa Müzik
Daha az hüzün, daha fazla keyif...
Yalın’ı ne kadar tanıyorsunuz? Müzik aşkının ilk olarak akşamları babasının ona gitarıyla çaldığı Gipsy Kings melodileriyle başladığını biliyor musunuz mesela? Ya da ilk bestelerini St. Michel Fransız Lisesi’nde okuduğu yıllarda Yurdaer Doğulu ve Doğan Canku Müzik okullarında gitar dersleri alırken yapmaya başladığını ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nü kazandığı dönemlerde beste çalışmalarını hızlandırdığını...
2004’te radyolarda onu ilk kez ‘Zalim’le dinlediğimizde herkesin ‘Ellerine sağlık...’ dediği ilk solo albümüyle pop müzik dünyasına başarılı bir giriş yapmıştı. ‘Zalim’in yanı sıra ‘Sonsuz Ol’ ve ‘Günaydın’ sadece unutulmazlar arasına değil, Yunanistan ve Bulgaristan’da bile listelere girmişti. 2005 tarihli ikinci albümü ‘Bir Bakmışsın’dan sonra artık Türkçe popta bir ‘Yalın ekolü’ oluşmaya başlamıştı bile. Son 15 yılda, sadece iki albümle ekol yaratabilmiş tek Türk popçuydu. Albümle aynı adı taşıyan şarkının yanında ‘Küçücüğüm’, ‘Ben Bilmem’ ve ‘Keşke’ yakın tarihimizin en hızlı ezberlenen hitlerindendi. Üçüncü albümü ‘Her Şey Sensin’ ile 2007’de artık global vizyona ulaşan bir Yalın vardı karşımızda. Müzikal konsept ve tasarım anlamında dünyaca ünlü isimlerle bir araya gelmişti. Dördüncü albümü ‘Ben Bugün’ 2009’da çıktı ve özellikle ‘Ah Be Kardeşim’ ile ‘Bit Pazarı’ gibi şarkıların dikkatleri çeken farklı sound’u, enerji dolu ve keyifli sözleri büyük beğeni kazandı. ‘Ki Sen’ ise albümün en iyi şarkısı olmasının ötesinde, son yıllarda duyduğum en iyi Türkçe sözlü şarkılardandı.
Yeni çıkan beşinci albümü ‘Sen En Güzelsin’deyse dikkatimi çeken ilk şey, Yalın’ın her zamanki gibi tüm şarkılarının söz ve müziğini kendisinin yazmış olması. (Beş albümünde de bu konuda kimseden destek almaması hem onun müzikal kimliği açısından önemli bir detay hem de bence alkışlanası bir tavır) Düzenlemelerde Ozan Çolakoğlu’nun parmaklarının olduğu albüm, Yalın’ın karakteristik özelliklerinden olan hüzün duygusunu biraz geri plana çekip, yazın keyfini yaşamaya çağırıyor sanki bizi. Evet, tam anlamıyla ‘neşeli’ sıfatını yakıştıramam şarkıların çoğuna ama yine de gülümseyen notaların fazlalığı net şekilde ortada. Şarkı sözleri konusunda Türkçe pop piyasasında üst düzey bir noktada Yalın ve bu albümde de kaleminin gücü yerinde. Samimiyet, Yalın’ın en yakın dostu olmaya devam ediyor... Bu dostluk devam ettiği sürece de emeğinin karşılığını alacak gibi görünüyor...